Defnespor Kulübü, sporun çeşitli alanlarında faaliyet gösteren, sporu topluma sağladığı fayda için seven, çevresine ve içinde yaşadığı topluma katkıda bulunmayı amaçlayan gönüllüler topluluğu. Defnespor Gönüllüleri hedeflerini “Fayda Amaçlı bir Spor Kulübü” çerçevesi içinde, sporun özündeki coşkuyu ve neşeyi kaybetmeden, bireylere katkıda bulunarak toplumun yükselmesine hizmet etmek olarak tanımlıyor. Defnespor Projesi ile ilgili olarak kulübün kurucusu Erdem Göktürk’le sohbet ettik.
Bize biraz İstanbul Defnespor’un tarihinden bu projenin nereden ve nasıl ortaya çıktığından söz eder misiniz?
İstanbul Defnespor, merkeze uzak mahallelerde yaşayan kız çocuklarına, sporu araç olarak kullanarak gelişim fırsatları sağlamayı hedefleyen bir programdır. Fikir, sporun çeşitli alanlarında ve profesyonel olarak yönetim pozisyonlarında olan kurucularımızın topluma kız çocukları üzerinden katkıda bulunmak isteğinden çıktı. Sporun çekiciliği, hem bizlerin heyecanını, hem de kızların programa katılımlarını etkiliyor. Öncelikle futbol ve hentbolda başlayan programımız, ardından voleybol ve satranç ile devam etti. Pandemi sonrasında, olanaklar nedeni ile alanımızı hentbol ile sınırlamak zorunda kaldık. 2018’den bu yana çalışan birinci jenerasyonumuz bu yıl liseden mezun oldu. Bu grup ile Türkiye Finalleri yaşadık. U14 ile Türkiye finali oynayıp, Türkiye ikincisi oldular. Ulusal Ligde, Türkiye 1. Ligi’ne yükselme başarısı elde ettiler.
Kadın futbolu giderek popülerleşiyor. Futbol erkek sporudur algısı da yavaş yavaş yıkılıyor. Kadın futbolunun geleceği hakkında siz neler düşünüyorsunuz?
Defne kadın futbolundan pandemi sürecinde ayrıldı. Ancak benim Gençlerbirliği’ndeki yönetim kurulu görevimde kadın futbol programı sorumluluğum devam ediyor. Bu açıdan cevaplayayım sorunuzu.
UEFA 2019 yılında kadın futbolu için ilk kez kapsamlı bir strateji geliştirdi. Bu beş yıllık stratejide, üye federasyonlar için iddialı hedefler vardı. Bu yıl ikinci beş yıla geçiyorlar. Geçen sürede marka kulüplerin girişi, Avrupa şampiyonalarının maddi değeri, kadının yönetimde temsili, oyuncu sayısının artırılması gibi pek çok alanda gelişim kaydettiler. Bu dinamiğin bize de yansıması oldu. Bizde de marka kulüpler girdiler. Şu anda tabanda, kızlar arasında talep oluştu. Ancak buna cevap verecek bir piramit organizasyonu bulunmuyor. Federasyonun bu konuda alacağı pozisyon, gerçekten kadın futbolunun geniş bir kitleye erişerek topluma faydalı bir branş mı olacağı, yoksa zaten güçlü olan markalar için yeni bir çeşni mi olacağını belirleyecek. Doğal olarak benim gönlüm birincisinden yana.
ÇOCUKLAR İÇİN GÜVENLİ SPOR ORTAMI
Defnespor sadece bir spor kulübü değil, aynı zamanda bir sosyal sorumluluk projesi. Bize bu projeden yani Defne Kızları’ndan bahseder misiniz?
Defne, temel olarak bireysel bağış ve küçük sponsor kaynağı yaratarak, bunu kız çocukları için faydaya döndüren bir mekanizma. Faydayı ise, ortaokulda aramıza katılan bir kız çocuğunun, liseyi bitirene kadar güçlenmesi üzerinden tanımlıyor. Güçlenmenin farklı yansımaları var tabi ki. Fiziksel ve sosyal güçlenme spora katılım ile onun getirdiği faydalardan oluşuyor. Takıma aidiyet ve liglerde oynamanın heyecanı ise programda kalmayı, sürüdürülebilirliği sağlıyor. Zihinsel ve kişisel güçlenme ise, spor programına paralel olarak sunduğumuz eğitim programı ile sağlanıyor. Bu ilk jenerasyon, dört senelik süreçte, sunum tekniklerinden bireysel haklara, kariyer planlamadan ingilizceye ve psikolojik dayanıklılığa kadar pek çok alanı kapsayan 39 eğitime erişim olanağı buldu. Çok güzel olan sonuçlar oldu. Çok şey de öğrendik bu süreçte. İkinci jenerasyonda daha da eksiksiz bir program uygulamayı istiyoruz.
Bir önemli konu da, geçtiğimiz yıl, dokuz aylık çalışma sonrasında ve sporcuların sürece katılımı ile oluşturduğumuz “Çocuk Koruma Politika Belgesi”. Bu belge ile kız çocuklarına güvenli spor ortamını sağlama konusunda önemli yol aldığımızı düşünüyorum.
Son olarak, toplum için spor yolu ile fayda üretmek üzerine odaklanan Defne, tesis erişimi zorluğu olan bölgelerde, takım sporu faydalarını sağlayabilmek için “dodgeball”un Türkiye’de öncülüğünü yapıyor. Yakantop’un sporlaşmış hali olan, halen Dünya Şampiyonası’na 37 ülkenin katıldığı dodgeball, basit bir altyapı ile yaygın olarak oynanabilme özelliğine sahip, eğlenceli bir spor. Hepimizin çocukluğunda bir yerlerde, bir anısı var yakantop ile ilgili. Eylül ayında Defne, Avrupa Dodgeball Federasyonu’nda gözlemci olarak kabul edildi. Kadıköy Kulüpler Birliği ile birlikte, dodgeball konusunda 2025’te faaliyetlerimiz olacak.
Sporcuların aileleri bu projeye nasıl bakıyorlar? Şehir dışı turnuvalar vs. izin konuları ile ilgili ya da bunlardan bağımsız ne gibi sorunlarla karşılaşıyorsunuz?
Sporcular uzun yıllardır program içinde yer aldıkları için, aileler ile Defne zaten birbirlerini iyi tanıyorlar. İzin konusunda sıkıntımız olmuyor. Elbette, özellikle lise ve üniversite giriş senelerinde, okul ile birlikte yönetmemiz gerekiyor. Ancak hedef çocuğun üstün yararı olduğundan hareket ile, onlar için ne doğruysa, o doğrultuda çözümler üretmeye çalışıyoruz.
ONUR MEKTUBU İLE ÖDÜLLENDİRİLDİ
Projeyle ilgili olarak nasıl geri dönüşler alıyorsunuz? Geçtiğimiz günlerde de fair play ödülü almıştınız…
Spor yönetim örgütlerinde, kendine özgü fayda pozisyonlanması nedeni ile Defne oldukça geniş tanınırlığa sahip. Milli Olimpiyat Komitesi 2023 yılı için yaptığı Fair Play ödülleri değerlendirmesinde, Defne’yi “Onur Mektubu” ile takdir etmişti. Aynı dönemde Yanal Vakfı da Sivil Toplum – Spor alanında bir ödül verdi. Ancak bizler için en önemli ödül bu törende, mezun sporcularımızın sahneye çıkmaları, çok güzel bir konuşma ile ödülü almaları oldu. Önemli örgütlerden, vakıflardan ve kendi çevremizden gelen bu takdirler, yaptığımız işe daha tutku ile sarılmamızı sağlıyor.
Eklemek istediğiniz bir konu var mı?
Defne isminin simgelediği kız çocuğunun etrafına, gücümüz ölçüsünde fayda örüyoruz. Kız çocuklarına fayda hedefleyen, ne kadar çok arkadaşımız aramıza katılırsa ve destek olursa, o kadar daha fazla fayda örebiliriz. Destek, tutkuları olan konuda gelip fiilen katkıda bulunmak olabileceği gibi, operasyonumuzun önünü açan küçük maddi katkılar da olabiilr. Ne kadar fazla desteğe ulaşırsak, o kadar daha fazla, o kadar daha güçlü Defne kızları yetiştirebiliriz.