DÜNYANIN DERBİSİ-4

Her hafta hazırladığımız derbi köşemizde bu hafta Fenerbahçe – Galatasaray derbisini mercek altına alacağız. Dev derbi 6 Şubat Cumartesi günü saat 19.00'da Kadıköy Şükrü Saraçoğlu Stadı’nda oynanacak.

04 Şubat 2021 - 16:00

Takvimler 1905'i gösterdiğinde Türkiye’nin ilk futbol takımı Galatasaray kuruldu. Osmanlı döneminde Galatasaray Lisesi'nde okuyan Ali Sami Yen adındaki öğrenci, ilk futbol ateşini yakıyordu. Boğazın diğer yakasında ise ilk futbol kulübü 1907'de Fenerbahçe ile kuruluyordu.

Tarihte ilk Fenerbahçe - Galatasaray maçı 17 Ocak 1909’da, bugün Fenerbahçe’nin maçlarını oynadığı Şükrü Saraçoğlu Stadı’nın olduğu Union Club Sahası'nda (Papazın Çayırı) oynandı. 

Sarı-lacivertliler, geride kalan 392 maçtan 146’sını kazandı, sarı-kırmızılı ekip bu süre içinde 125 kez galip geldi. İki takım 121 maçta ise eşitliği bozamadı.

EN FARKLI GALİBİYETLER

İki takım arasında geride kalan maçlarda en farklı skorlu galibiyeti, İstanbul Ligi'nde 12 Şubat 1911'de yapılan maçta 7-0'lık sonuçla Galatasaray aldı.

Fenerbahçe ise rakibi Galatasaray karşısında şimdiye dek en farklı skoru, 2002-2003 sezonunun ilk yarısında Kadıköy'de 6-0’lık galibiyet ile elde etti. 

Fenerbahçe’nin attığı 537 gole, Galatasaray 491 golle karşılık verdi.

Derbi karşılaşmaları en çok 1-0’lık sonuçla tamamlandı.

Spor tarihi kitaplarında bu rekabete dair ne yazılsa eksik kalıyor, her açılan kapının ardından bir kapı daha aralanıyordu. Raflara göz ucuyla bakıp yazdığımızda dahi sadece spor sayfasını değil, belki de haftalarca tüm gazeteyi dolduracak hikayeler barındırıyor 112 yıllık derbi tarihi. 

Yazmakla bitiremeyeceğimiz derbinin hikayesinde yakın zamana ve bugüne bakmakla yetinelim.

ÇOK ÖZLEMEDİK Mİ?

Covid-19 kapsamlarında tribünler seyircisiz, sokaklar sessiz, maç öncesi biraraya gelinen Yoğurtçu Parkı’ndan uzakta, Asmalı Mescit'te maç önü sohbetlerinden mahrum kaldı taraftarlar. 

Çok değil daha bir sene öncesine kadar Kadıköy’de Fenerbahçe – Galatasaray derbisi demek, esnafın dükkanlarını erkenden açması, Boğa Heykeli’nin binlerce kişiyle poz vermesi, Bahariye Caddesi’nin sarı laciverte boyanması, geçimini atkı satarak sağlayan yurttaşın “Şampiyonluk geliyor” diye örgüleri, bayrak ve atkılarını pazarlaması, Tarihi Çarşı’nın erkenden dolan kallavi masalarının olması, Avrupa Yakası’ndan kalkan vapurların Kadıköy’e tezahüratlarla yanaşması demekti. Dünya Kupası için ‘festival’ tanımının yerel haliydi Fenerbahçe – Galatasaray derbisi. 

Elbette bu derbi sadece Kadıköy’ü festival havasına katmıyordu. Galatasaray taraftarının ‘merkezi’ olarak bilinen Beyoğlu Asmalı Mescit de sabahtan renkleniyor, İstanbul’un kalbi İstiklal Caddesi’nde marşlar söyleniyordu. Türk Telekom Arena’da oynanacak maç öncesinde Taksim Meydanı tribün havasına dönüyordu. 

HERKESİN FUTBOLA DOYDUĞU BİR DERBİ OLSUN

Bu dönemde en çok zorlananların başında çocuklar geliyordur muhakkak. Konuyu kavrayamamak, kendi başına çıkıp dolaşamamak, arkadaşlarıyla görüşememek ve en enerjik çağlarında kendilerini koltuğun köşesinde bulmaları…

Tabi yetişkinleri, 65 yaş üstünü, kronik rahatsızlığından dolayı çekinenleri, 20 yaş altı olanları, ev işçiliğini iliklerine kadar tekrar tekrar hisseden kadınları, işsiz kalanları, dükkanını açamayan esnafı, yolcu bulamayan taksi şoförünü, zamlardan sıtkı sıyrılmış vatandaşı ekleyerek bir hayalimizi yazalım bu köşeye: Dünya yıldızı Mesut Özil’in sol ayağına mest olduğumuz, Onyekuru’nun koşusunu ağzımız açık izlediğimiz, evlerine kapanan insanların yüzünü güldüren, çocukların tuttuğu takımın formasıyla gol sevinçleri yaşadığı, hakemin tartışılmadığı, meşin yuvarlak ve oynanan futbol ile evlerimize misafir olan bir derbi ümidiyle… 


ARŞİV