“Engeller yoktur, engelleyen beyinler vardır”

Farklı ülkelerde düzenlenen Paralimpik Olimpiyatları’nı takip eden, Notus Film kurucuları Ayşegül Selenga Taşkent ve İtalyan fotoğrafçı Delizia Flaccavento’nun Kadıköy Belediyesi için hazırladığı panoları konuştuk…

03 Aralık 2021 - 09:37

3 Aralık Dünya Engelliler Günü için Kadıköy Belediyesi ile birlikte çalışmalar yürüten Ayşegül Selenga Taşkent ve İtalyan fotoğrafçı Delizia Flaccavento, bu yıl katıldıkları Tokyo Paralimpik Oyunları’nda çektikleri fotoğrafları Kadıköy’ün farklı panolarında halk ile buluşturacak. Hazırlanan özel panolar 10 gün boyunca Kadıköy’ün belli caddeleri ve sokaklarında kalacak. 

Paralimpik Oyunları’nda çektikleri fotoğraflar ile insanlara hem ‘Engel yoktur’ mesajı vermek hem de motivasyon katmak istediklerini söyleyen Taşkent ve Delizia, Türkiye’de futbol hariç diğer sporların ikinci plana atıldığını, engelli sporunun ise üçüncü sırada yer aldığını vurguluyor. 

Engellerin yalnızca kafaların içerisinde olduğuna vurgu yapan ikili, Tokyo’da yaşadıklarını ve Türkiye’nin paralimpik sporuna yaklaşımını değerlendirdi.

*  Öncelikle Tokyo'da bulundunuz oradaki deneyimlerinizi, yaşadıklarınızı anlatır mısınız?

Delizia Flaccavento: Biz uzun yıllardır engellilerin sporu ile ilgileniyoruz, ilk projemizi 2010'da yaptık. 2012'de Londra Paralimpik Oyunları'na gittik ve muhteşem bir atmosfere orada şahit olduk. Bu atmosferi yeniden yaşamak için tekrar Paralimpik Oyunları'na gitmek istedik, o yüzden bu sene Tokyo'ya gitmeye karar verdik. Tokyo'da daha fazla spor dalı vardı ve fotoğraf çekmek daha önemliydi. Çünkü pandemi dolayısıyla seyirciler yoktu.

Ayşegül Selenga Taşkent: Tokyo deneyimi harikaydı. Dünyanın bütün ülkelerinden kahraman sporcular ve kalpleri aynı amaç için atan basın ve sporseverler bir aradaydı. Bu amaç da engelli bireylerin sosyal hakları ve sosyal hayata katılımı idi. Engellerin olmadığını, engel koyanların toplumun muhafazakar bakış açısı olduğunu bir kez daha deneyimledim. 

* Türkiye'den kaç sporcu vardı, yarışmada Türkiye'yi nasıl değerlendirirsiniz?

Delizia: Tokyo'da 87 Türk sporcu 13 branşta yarıştı. Tabii ki nerede Türk sporcular varsa orada olmaya çalıştık. Hangi sporlar Türkiye'de henüz yok, hangileri Türkiye’de olabilir diye düşünerek çekimler yaptık. Misal, oturarak voleybol, tekerlekli sandalye rugby, eskrim ve boccia gibi sporlar daha Türkiye'de yok ve o sporlar üzerine fotoğraflar çektik.

Ayşegül: Türkiye özellikle kadınlar goalballda harikalar yarattı. Biz de tüm maçlarında tam sahanın yanından onları fotoğrafladık. Kadınların dayanışması ve gücünü görmek ve belgelemek çok güzel bir duygu oldu.

* Uzun zamandır paralimpik sporcuları çekiyorsunuz. Bu konuda ne söylemek istersiniz? 

Delizia: Biz sporu çok seven insanlarız çünkü sporda emek vermeden sonuç alınmıyor. Aynı zamanda, sadece madalya kazanmak için değil, spor özgüven ve sosyalleşmek için çok önemli. Sporcular emek, yetenek ve tutku ortaya koyuyorlar ve bu herkes için çok güzel bir örnek.

Ayşegül: Engeller yoktur, engel koyan / engelleyen beyinler vardır.

* Bu alanda çalışan biri olarak, sizce sporcuların önündeki en büyük engel nedir? 

Delizia: Spor spordur ve spor için altyapılar çok ama çok önemli. Türkiye'de genelde spor kültürü yok. Erkekler biraz futbol oynuyor ama özellikle kadınlar ve engelliler spor yapmıyor. Bu mantalitenin değişmesi lazım. Spor herkes için her yaş için her cinsiyet için ve her insan için.
Paralimpik sporunu geliştirmek için en önemli şey kafaların içindeki engelleri kaldırmak, imkan vermek ve insanlara "yapamazsın" yerine "yapabilirsin, tabii ki" demek ve böyle düşünmek çok önemlidir.

Ayşegül: Maddi sıkıntılar. Hem engelli sporcuların hayatını anlatmak için çaba sarf eden bizler, hem de engelli sporcular için kaynak olmaması. Biz Tokyo'ya kendi imkanlarımızla gittik. Sponsor bulamadık. Ve borç harç içinde yaptık bu projeyi. Türkiye'de 8 milyon engelli ve engellerden etkilenen aileler olmasına rağmen bizlere maddi destek çıkmadı. Özellikle Türkiye gibi ülkelerde engelli sporların çok tanınmaması ve basında, sosyal medyada yeterince yer verilmemesi bizi hem üzüyor hem de anlatmak istediğimiz muhteşem hikâyeleri kaynak yetersizliğinden anlatamıyoruz. Tokyo'da tanıştığımız dünya basını sadece Paralimpik Oyunları’nı anlatmak için özel spikerler, muhabirler göndermişti. Buna tanık olduk. Örneğin sadece görme engelli futbolu anlatmak için bağımsız muhabirler gelmişti dünyanın çeşitli ülkelerinden, demek ki oralarda bütçe ve kaynak bulunuyor. Biz çok yalnız kaldık maalesef. Ama pes etmedik. Amacımız daha eşit, daha yaşanılabilir, herkes için iyi bir dünya!

*  Kadıköy Belediyesi ile pano hazırlama kararını almanızda sizi teşvik eden neydi?

Delizia: 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde özellikle paralimpik sporları herkese göstermek istedik. Kadıköy Belediyesi ve sponsorumuz British International School of Istanbul (BISI) ile bu projeyi gerçekleştirebildiğimiz için mutluyuz. Paralimpik Oyunlar, Olimpiyat Oyunları kadar eğlenceli ve keşke Olimpiyat Oyunları gibi yayınlansa. Paralimpik sporları izlemek çok güzel ama Türkiye'de maalesef sadece futbol önemli ve diğer sporlar her zaman ikinci planda, engelli spor ise üçüncü planda... Durum yavaş yavaş değişiyor. Eskiden hiç yayınlanmıyordu ama bu sefer TRT Spor’da bir kaç paralimpik yarışmaları yayınlandı. 

Ayşegül: Kadıköy Belediyesi bizim işlerimizi yakından takip ediyor. Delizia Flaccavento'nun ve Notus Film'in Türkiye'de engellilerin sosyal hayata katılımı için muhteşem işler yaptığını biliyor ve destek olmaya çalışıyor. Bu sene bize ayrılan pano sayısı maalesef kaynak sıkıntısından azaldı. Bu panolarda sergilenen engelli fotoğrafları insanların bakış açısını değiştirmek, toplumsal farkındalığı yükseltmek için çok önemli. Kadıköy Belediyesi’ne ve BISI'ye engelliler ve toplum adına teşekkür ediyoruz. 

* Seçtiğiniz fotoğrafları yorumlamanız istense neler söylersiniz? Duygularınızı anlatır mısınız?

Delizia: Seçtiğimiz fotoğraflar farklı spor dallarını gösteriyor. Biz umuyoruz ki bu fotoğraflar seyircilere ilham verecek. Mesela, biz kadın olarak her gün "futbol oynayamazsınız kadın olduğunuz için", "fazla koşamazsınız kadın olduğunuz için" gibi kelimeleri duyuyoruz, o yüzden evet, maalesef sporda engel var. Ama doğal engel değil, kafaların engelleri ve biz bunları kırmak için çalışıyoruz.

Ayşegül: Final maçları ve diğer maçlarda sahanın en yakınında fotoğraf çeken tek Türkiye temsilcisi fotoğrafçılardık. Aynı zamanda iki kadın fotoğrafçı olarak oradaydık. Bildiğiniz gibi dünyada kadın fotoğrafçıların sayısı erkeklere oranla çok az. ABD ve diğer ülkelerden kadın fotoğrafçılar kız kardeşlik ve dayanışma adına bizimle fotoğraf çektirmek istediler. Dünyaca ünlü Reuters, AP gibi ajans fotoğrafçıları bile bu duruma şaşırdı! Siz kadın fotoğrafçı olarak hem de Türkiye'den buralara gelmişsiniz dediler! Biz de bu anlara şahit olduğumuz ve sanatımızı icra ettiğimiz için bir kez daha gurur duyduk.


ARŞİV