Film gibi bir hayat: Niki Lauda

Sadece sportif başarıları değil hayatlarıyla da insanlara ilham kaynağı olan, yaptıklarıyla dünya tarihine geçen sporun büyük isimlerinin hikâyeleri artık her hafta bu köşede olacak...

07 Eylül 2023 - 23:57

Genç adam bankaya girip kredi çekmek istediğini bildirdiğinde bankacılar oldukça şaşırmıştı. Şaşırmalarının sebebi ise hem krediyi hangi amaçla istediği hem de ismiydi... Krediyi isteyen Avusturya’nın en köklü sanayici, kâğıt fabrikatörü ailelerinden Lauda’ların varisi Niki Lauda’ydı. Üstelik istediği 30 bin Pound’luk krediyi Formula 1’de yarışmak için çekiyordu. Aslında bu küçük hikâye bile yaşamı filmlere, belgesellere ve kitaplara konu olan, 2 kez Formula 1 şampiyonu, Avusturyalı Andreas Niki Louda’nın karakteri, mücadeleci yapısı hakkında bir fikir veriyor. 1949’da Viyana’da üç kuşaktır sanayici olan varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Niki Lauda küçük yaşlardan itibaren motor sporlarına ilgi duymaya başladı. Aile ilk yıllarda bunu bir gençlik hevesi olarak gördüğü için karşı çıkmadı. Organizasyonlara katılan, farklı tipte spor araçlarla yarışan Lauda, 1971 yılında Formula 2’de yarışmaya başladı. Bu dönemde herkes onu zengin ailesinin parasıyla maceraya atılmış orta sınıf bir pilot olarak
görüyordu. Ancak o Formula 1’e geçmeye kararlıydı. Aile işin ciddiyetini kavradığında ondan mali desteğini çekti ancak o vazgeçmedi ve bankadan aldığı krediyle Formula 1’e yöneldi.

FERRARİ YILLARI
İlk senesinde March takımıyla sezonu 17’nci sırada bitiren Lauda’nın bu sezon aldığı en iyi derece Belçika’daki 5’incilik oldu. Ancak üstün pilotaj tekniği, azimli yapısı ve araç ayarlarındaki hâkimiyeti onu öne çıkarıyordu. Geçen yıllarda istediği başarıya elde edemeyen Ferrari yeni bir atılıma geçerek iki yeni pilot aradığında gittiği ilk isimlerden biri oldu. 1974’te Ferrari ile ilk sezonunda iki yarış kazandı ve sezonu 4’üncü sırada bitirdi. İkinci sezonu ise adeta rüya gibi geçti. 5 yarış kazandı, 7 pol pozisyonu aldı ve sezon sonunda şampiyonluğa ulaştı. Artık şımarık zengin çocuğu olarak değil üstün yetenekli bir pilot olarak görülüyordu. Bir sonraki sezon, 1976 yılı ise filmlere konu olan hikâyenin gerçekleştiği yıl oldu.

NURBURGRING KAZASI
Sezon başında Ferrari’nin en büyük rakiplerinden McLaren pilot koltuğuna Lauda’nın iyi arkadaşı ve rakibi James Hunt’ı transfer etti. Sezon ikili arasındaki büyük rekabetle başladı ancak Lauda çok iyiydi; ilk 9 yarışta 5 galibiyet aldı. 1 Ağustos 1976’da Almanya Nürburgring’de gerçekleştirilen sezonun onuncu yarışında Lauda, ıslak zeminde araç hâkimiyetini yitirip bariyerlere çarptı. Sızan benzin bir anda alev alınca araç içinde sıkışan Lauda yanmaya başladı. Kurtarma yaklaşık 1 dakika sürdü ancak o esnada bile kafasının bir bölümü, gözleri ve bir kulağı yandı ciğerleri zehirli gazla doldu. Hastaneye kaldırıldığında kimsenin umudu yoktu. Ancak Lauda herkesi şaşırtan bir azimle hayata tutundu ve yaklaşık 6 hafta sonra yarışlara bile döndü. O yarış kaçırdığında aradaki puan farkını eriten Hunt sezonun son yarışı geldiğinde Lauda’nın sadece 3 puan gerisindeydi. Son yarış Japonya Grand Prix’inin ilk turlarından sonra yağmur başladı. Lauda ölümden döndüğü kazayı ıslak zeminde yapmıştı. Yağmur başladıktan sonra aracını pistten çekti kenara geldi ve “Hayatım bir yarıştan daha önemli değil” dedi. Yarışı kazanan Hunt sezonu şampiyon tamamladı. Lauda’nın kararı Ferrari’nin patronu Enzo Ferrari ile arasını açtı. İtalyan patron Lauda’yı korkaklıkla suçlayınca yollar ayrıldı. Bir dönem Formula’dan ayrı kalan ve ticaretle uğraşan Lauda 1982 yılında McLaren ile tekrar yarış pistlerine döndü. Üstelik yavaşlamasına ve yaşlanmasına rağmen 1984’te bir şampiyonluk daha yaşadı. 1985’te artık kesin olarak emekli olduktan sonra havayolu şirketleri kurdu ve yönetti. Formula takımlarında yöneticilik yaptı. 2019 yılında böbrek tedavisi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. 1976 yılındaki unutulmaz sezonu ve trajik kazasını anlatan 2013 tarihli ‘Zafere Hücum’ filmi yapılmış en iyi spor filmlerinden biri olarak sinema tarihindeki yerini aldı.


ARŞİV