Geçmişten günümüze olimpik ikonlar

Mıgırdıç Mıgıryan ve Vahram Pazayan, bundan tam 112 yıl önce Stockholm’de düzenlenen Olimpiyat Oyunları’na katılarak Osmanlı İmparatorluğu’nu temsil eden ilk sporcular oldular

07 Mart 2024 - 16:17

1912 yılında Stockholm’de düzenlenen Olimpiyat Oyunları’na toplam 2 bin 484 sporcu katılmıştı. Bu sporcular arasında Osmanlı’yı temsilen iki sporcu vardı, Mıgırdıç Mıgıryan ve Vahram Pazapazyan. Oyunlara katılmak isteyen sporculara duyuru amacıyla İkdam ve Sabah gazetelerine ilan veren Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin kuruluşuna önderlik eden Selim Sırrı Tarcan’a gelen cevaplardan biri Vahram Papazyan’dı ancak bu katılım öyle kolay gerçekleşmeyecekti. Dönemin Harbiye Nezareti bu etkinliğin masraflı olduğunu ve askerlikle bir alakası olmadığını belirterek maddi kaynak ayırmayı reddetmişti. Vahram Papazyan, Selim Sırrı Bey’den lisansını aldıktan sonra maddi kaynak yaratmak için epeyce uğraştı.

GAZETE DAĞITICILIĞINDAN OLİMPİYATLARA

Bebek’te oturan bir gazete bayinin oğlu olan Vahram Papazyan, her sabah Bebek’ten koşarak Babıâli’ye gelir, oradan aldığı gazeteleri yine koşarak Bebek’e getirip babasının dükkânına bıraktıktan sonra Bebek sırtlarındaki okulu Robert Kolej’e koşardı. Bu mecburi antrenmanlar sayesinde, hiç bilmeden Olimpiyat Oyunları’na hazırlandı ve 1912 yılında Stockholm’de düzenlenen oyunlarda 800 ve 1500 metre koşu yarışlarında ülkesini ilk kez temsil etti.

Okul arkadaşı Mıgırdıç Mıgıryan ise, varlıklı bir ailenin spora meraklı oğluydu ve o da Osmanlı’yı pentatlon, heptatlon, gülle, cirit ve disk atma dallarında yarışarak temsil edecekti. Selim Sırrı Bey’den spor lisanslarını alan bu iki sporcu için mücadelenin en zor tarafı başlıyordu, bütçe yaratmak…

1912 yılında İsveç’e sporcu göndermek masraflı bir eylemdi. Vahram Papazyan kendisinin de üyesi olduğu Ardavazt Kulübü’ne başvurdu ve kulüp bir kampanya başlatarak bağış toplamaya başladı. Marmnamarz Gazetesi’nin duyurduğu bu bağış kampanya için sadece İstanbul’dan değil, taşradan da önemli miktarda bağış toplandı. Anadolu’daki Ermeni kulüpleri de masraflar için ellerinden geleni yapmıştı, bağışta bulunanlardan biri, Sivas’taki Bartev Kulübü’ydü. Yine de bu çabalar bütçeyi tamamen karşılamaya yetmedi ve kulüp, Arnavutköy Rum Tiyatrosu’nda ‘’Fedakar Gemici’’ isimli bir oyun düzenlendi. Oyuna katılım oldukça fazlaydı, özellikle saraylı kadınların ve erkeklerin yoğun katılımı eşliğinde sergilenen oyunda Vahram Papazyan’da rol aldı. Bütün bu uğraşlar neticesinde gerekli para toplandı ve iki sporcu Stockholm’e gönderildi.

“VATANA DÖNMEYİ DAHİ DÜŞÜNDÜM”

1915’ten sonra Beyrut’a yerleşen Vahram Papazyan, anılarında, Stockholm’e gittikten sonra yaşadığı şaşkınlığı ve kızgınlığı şu sözlerle anlatıyor: “Sabah Stockholm’e vardığımda, sokakların ve büyük binaların olimpiyatlara katılan irili ufaklı ülkelerin bayraklarıyla donatıldığını gördüm. Ama hiçbir yerde Türk bayrağı yoktu. Bu durum beni çok üzdü. Nihayetinde vatanımın, Türkiye’nin temsilcisiydim ve ülkeme karşı gösterilen bu çirkin tavır, benim için bir aşağılamaydı. Barınmam için bana ayrılan mekâna varmadan, bir araba tuttum ve doğrudan Türk elçiliğine gittim.” Konsolosluğa giden Papazyan şayet kendi ülkesinin de bayrağı çekilmezse oyunlara katılmayacağını bildirdi. İsveç elçisi Ahmed Bey bu konuda ki hassasiyetini anladı ve yetkililerle sorunu çözmeye girişti. Ahmed Bey bunlarla ilgilendiği vakitte eşi de sporcuların formalarının üzerine Osmanlı armalarını elleriyle işliyordu.

Yarışma günü gelip çatmıştı ve 1500 metre yarışları başlamak üzereydi. Vahram, yarışa çok hızlı başladı ve yarışı 30 metre önde götürdü o ana dek bu bir rekora gidişti. Heyecandan mı yoksa hızlı çıkışının dengesizliğinden dolayı vücudunun bir tepkisi mi bilinmez varış çizgisine 15 metre kala bayılmıştı ve dereceye girememişti.

Mıgırdıç Mıgıryan’sa 12 Haziran günü düzenlenen birden fazla yarışmaya katıldı, rakipleri arasında dünyanın en büyük atletleri arasında sayılan Jım Thorpe da vardı. Katılım sağladığı dallar arasında en önemlisi olan gülle atma dalında yedinci oldu ve Olimpiyat Kütüğü’ne adını yazdıran ilk sporcumuz oldu.

 
 
 

ARŞİV