Yeryüzündeki tüm ülkelerden sporcuları bir araya getirerek dünya barışına katkı sağlamak olimpiyat oyunlarının ilk çıkış noktası. Ancak bunun kadar önemli bir diğer çıkış noktası da sporun ruhunda bulunan rekabetin saf ve temiz bir şekilde, kurallar çerçevesinde fair play (adil oyun) uygulanması.

27 Mayıs 2022 - 11:59

A ⁺ A^- Yazdır

Buna rağmen sporcuların çok farklı sebeplerle, sporun bu en büyük organizasyonunda bile zaman zaman farklı yollara saptığı bu köşede bolca konu oldu. Organize olarak gerçekleşen en büyük olimpiyat skandallarından birinin adresi ise 2012 Londra Olimpiyatları’ydı.

GRUPLARDA ÇAPRAZ EŞLEŞME
Londra Olimpiyatları’nda badminton takım branşında, daha müsabakalar başlamadan otoritelerin sonuçlara dair tahminleri birbirine çok yakındı. Çin’in iki farklı takımı dünya sıralamasında ilk iki sırayı alırken onları dünya üçüncüsü Güney Kore ekibi izliyordu. Dolayısıyla tahminler de birbirine benzerdi; şampiyonluk bu üç takımdan birinin olacaktı. Gruplar belirlendiğinde dünya bir numarası Çin vatandaşları Yu Yang ve Wang Xiaoli A Grubu’nda, en büyük rakipleri ve milli takımdan arkadaşları Qing Tian ve Yunlei Zhao B Grubu’nda yer alıyordu. Kurallara göre gruplarını ilk iki sırada bitiren takımlar çapraz eşleşme usulüne göre rakip olacaklardı. Çin’in bu iki takımı da son maçlar öncesinde gruplarından çıkmayı garantileyince final öncesinde birbirlerine ra kip olma ihtimali doğdu. Onlar da kendilerine göre kurallar içinde kalan bir yan yola sapma kararı aldılar.

RAKİPLER DE AYNI ŞEYİ DÜŞÜNÜNCE
Grup maçlarının son gününde önce A Grubu’nun liderini belirleyecek maç için Çinli Yang ve Xiaoli sahne aldı. Rakipleriyse bir başka Güney Kore takımıydı. Ancak maçı izleyenlerin daha ilk dakikalarda farkına vardıkları gibi işin içinde bir gariplik vardı. Çinliler, milli takımdan arkadaşları, dünya iki numaraları ile finalden önce karşılaşmak istemedikleri için rakiplerine bilerek kaybetmek istediler. Rakipleri de bu anlayışa aynı şekilde cevap verince ortaya, servislerin sürekli fileye takıldığı, en uzun rallinin dört vuruşu anca bulduğu garip bir maç çıktı. Seyirciler de hakemler de durumun farkındaydı. Hakemler birkaç kez maçı durdurarak oyuncuları uyardı, tribünlerden protesto sesleri yükseldi. Ancak değişen bir şey olmadı ve maçı 2-0 Güney Kore ekibi kazandı.

B GRUBU’NDA DA AYNI ŞEY YAŞANDI
Günün diğer beklenen eşleşmelerinden biri B Grubu’ndaydı. Dünya 3 numarası Güney Koreli ekip Ha Jung-eun ve Kim Min-jung ile Endonezya takımı grubun liderlik maçı için sahne aldı. Ancak kapı bir kez aralanmıştı. İki ekipte, A Grubu’nu ilk sırada bitiren dünya bir numarası Çin ekibiyle karşılaşmak istemedikleri için benzer taktiği uygulamaya başladı; her iki takım da maçı kazanmamak için ellerinden geleni yapıyordu. Sahne yine aynıydı. Hakem sporcuları uyarıyor, müsabakada rekabetin yanına yaklaşılmıyor, tribünlerden protestolar yükseliyordu. Tüm bunlara rağmen maçın kazananı Güney Kore ekibi oldu ve Çin takımıyla eşleştiler.

FEDERASYON EL KOYDU
Protestolar eşliğinde biten ve bütün dünyanın gözü önünde yaşananlardan sonra tabii ki oyunlar hiçbir şey olmamış gibi devam edemezdi. Dünya Badminton Federasyonu akşam saatlerinde toplandı. Toplantı sonrası yapılan açıklamada yaşananların göz ardı edilemeyeceği, takımların sporun rekabet duygusuna ve adil oyuna ters düştüğü belirtilerek her iki maçtaki 8 sporcunun da oyunlardan men edildiğini açıkladı. 4 Güney Koreli, 2 Çinli ve 2 Endonezyalı sporcu karardan sonra itiraz etseler de sonuç değişmedi. Kendilerince ‘kurallar içinde kalarak’ yan yollara sapan ama adil oyuna büyük bir darbe vuran sporculardan bazıları bu karar sonrasında sporu bıraktıklarını da açıkladı.