Halit Deringör ile bir zamanlar Kadıköy

Geçtiğimiz hafta 96 yaşında kaybettiğimiz Fenerbahçe’nin unutulmaz sol açıklarından Halit Deringör, çocukluk yıllarının Kadıköy’ünü gazetemize anlatmıştı

23 Mart 2018 - 11:16

Fenerbahçe’nin Yüksek Divan Kurulu Üyesi, eski milli futbolcusu ve teknik direktörü Halit Deringör hayatını kaybetti. Aynı zamanda spor yazarı da olan Deringör 96 yaşındaydı.Halit Deringör, iki yıl önce gazetemize verdiği röportajda bir zamanların Kadıköy’ünü anlatmıştı. Hatırasına saygıyla bu röportajı yeniden yayımlıyoruz…


Kadıköy’ün Acıbadem semtinde İsmail Hakkı Bey Sokağı’nda 1922 yılında dünyaya geldiğini söyleyen Halit Deringör, ilk ve orta okulu Yeldeğirmeni’nde tamamladıktan sonra Haydarpaşa Lisesi’ne devam etti. Lise yıllarında futbolda şampiyonluklar yaşadı. Liseden mezun olduğu yıl 1941-42’de Fenerbahçe’de futbola başladı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ne başlayan Deringör, üçüncü sınıftayken Ziraat Fakültesi bünyesinde açılan tütün eksperliği imtihanına girdi, yaklaşık 250 kişi arasından 18. olarak sınavı kazandı ve bu alanda yıllarca çalıştı.

O YILLARIN MASAL GİBİ KADIKÖY’Ü

Çocukluk ve gençlik yıllarının Kadıköy’ünü anlatan ve kentin bağlar, bahçeler, laleler, gelincikler, gül kokuları, bülbül sesleriyle hafızasında kaldığını belirten Deringör, “Bağlarbaşı’nda, Acıbadem’de hatta Altıyol ağzında, Büyük ve Küçük Çamlıca eteklerindeki bostanlardan insanlar, bütün sebze ve gereksinimlerini temin ederlerdi” dedi. Haydarpaşa koyu, Moda, Üsküdar ve Zağrof açıklarında çeşit çeşit balık tutulduğunu, hatta mahalle aralarında duvarlarda ipe dizilmiş tütün hevenkleri misali uskumru balıkları asıldığını da anlatan Deringör, zaman zaman Fenerbahçeli takım arkadaşlarıyla tertemiz Kadıköy sahillerinde yüzmeye ve balık tutmaya gittiklerini de özlemle anlattı.

Kurbağalıdere'nin tahta köprüsü. Deringör'ün Bir Dünya Cenneti Kadıköy ve Edebiyatımız kitabından

Kurbağalıdere'nin tahta köprüsü. Deringör'ün Bir Dünya Cenneti Kadıköy ve Edebiyatımız kitabından

“Özellikle Kadıköy’ün çok yakın banliyöleri olan Fenerbahçe –Göztepe-Erenköy ve Suadiye tarafları, çamlarla bezenmiş olup çevrelerini gül kokuları sarardı. O yıllar Kadıköy’ümüzde olabildiğince de piknik yerleri vardı: Küçük Çamlıca, Büyük Çamlıca, Alemdağ, Fikirtepesi hatta Kurbağalıdere” diyen Deringör, otobüs ve dolmuş bulunmadığı için uzak yerlere pikniğe yaylı at arabalarıyla gidildiğini de söyledi.

KUŞDİLİ’NDE FUTBOL

Kuşdili çayırından da bahseden, kendi döneminin pek çok futbolcu arkadaşının burada futbolu öğrenip yeteneklerini geliştirdiğini belirten Deringör, Kuşdili çayırının yanından itibaren uzayıp giden Kurbağalıdere’nin, eski Altınordu Kulübü’nün önünde Kalamış Koyu ile birleştiğini, dere boyunca kır kahveleri ve eğlence yerlerinin bulunduğunu da belirtti. Deringör, suyunun tertemiz olduğunu ifade ettiği Kurbağalıdere’de, sandalların birer martı gibi süzüldüğünü de “Fenerbahçe Cumhuriyeti ve Cumhurbaşkanları” adlı kitabında belirtiyor. Derenin üzerinden geçen tahta köprünün iki yanında kiralık sandallar bulunduğunu, tahta köprüyü geçince ilerde etrafı tahta perde ile çevrili Fenerbahçe Stadı’nın bulunduğunu anlatan Deringör, çocukluğunda stada bedava girebilmek için tahta perdeye tırmanıp içeri atladıklarını tebessümle anlattı.

FUTBOL AŞKI BÖYLE BAŞLADI

Çocukluğunun unutamadığı anılarını ve futbol sevgisinin nasıl başladığını anlatan Deringör, “Birgün kızamık oldum. 40 gün kadar dışarı çıkamadım. Üzülmeyeyim diye ailem bana top aldı. O topu kızamık hastalığı geçene kadar yastığımın altında sakladım. Onun kokusuyla uyur, uyanırdım. İşin en önemli tarafı hastalıktan kalktığım günü bilen arkadaşlarım kapımızın önünde toplandı ve top oynadık. Hala o topun kokusu burnumdan gitmiyor” dedi.

1934 yılında bir gün, Fenerbahçe’nin, Avusturya’nın First Wienna takımı ile oynayacağı maçı izlemek için Fenerbahçe Stadı’na giden Deringör o günü şöyle anlattı: “Etrafı tahta ile kapalı ve zift sürülmüş o zamanki stada tırmanır içeri atlardık. Fakat stadın içinde güvenliği sağlayan, atlayanları yakalayan B takım futbolcuları vardı. Tahta perdeye tırmandım. Atlayıp atlamama arasında ikilemdeyken güvenliğin tokadını yiyince dışarı atlayacağıma içeri atlamışım.” Deringör stadın içinde öyle bir koşar ki kimse yakalayamaz. O zaman iyi bir futbolcu olacağı düşüncesi belirir kafasında.

BAŞARILI BİR SPOR KARİYERİ

“O günler, nasıl bilebilirdim ki, bir gün gelecek, ben hayalimde yaşattığım Fenerbahçe’nin formasını giyecektim. Yine hayallerimin ötesindeki futbolcular, Cihat’larla, Esat’larla, Taka Naci’lerle, Boncuk Ömer’lerle, Melih Kotanca’larla birlikte Fenerbahçe takımında oynayacağımı, Fenerbahçe takımında kaptanlık yapacağımı ve Fenerbahçe’nin teknik direktörü olacağımı, nasıl, nasıl bilebilirdim” diyen Deringör, 1937’de genç takımında başladığı Fenerbahçe’de yaklaşık 11 yıl sol açık olarak başarıyla spora hizmet etti. 330 maç forma giydi. 120 gol attı. Beş kez giydiği Milli Takım formasıyla iki gol attı. 1954-1962 yılları arasında Bursa’da antrenörlük yaptı. 1964’te Fenerbahçe Teknik Direktörlüğü’ne getirildi. Aynı yıl Cumhuriyet gazetesinde spor yazarlığına başladı. Antrenörlük ve teknik direktörlüğü sırasında şampiyonluklar yaşadı. Tütün sektöründe yöneticiliklerde bulundu. 1981’de Tekel Genel Müdürlüğü müşavirliğinden emekli oldu. Fenerbahçe Derneği ve Divan Kurulu, Spor Yazarları Derneği ile Gazeteciler Cemiyeti üyesi olan Deringör’ün “Kolay mı Fenerbahçeli Olmak”, “Mazinde Bir Tarih Yatar Ödün Vermeyen Fenerbahçeli”, “Fenerbahçe Cumhuriyeti ve Cumhurbaşkanları” adlı kitapları bulunuyor.

Fenerbahçe'nin 1947-48 kadrosu. Ayaktakiler: Ahmet Erol, Hilmi Ardağ, Cihat Arman, Müjdat (Müzdat) Yetkiner, Samim Var, Fikret Kırcan, Selahattin Torkal. Oturanlar: Murat Alyüz, Lefter Küçükandonyadis, Halit Deringör, Erol Keskin. (Hürriyet)


ARŞİV