Kadıköy’de yaşayan 35 yaşındaki eski Azerbaycan milli sporcusu Namık Sultanov, çok küçük yaşlardan beri sporun içinde olduğunu belirterek şunları söylüyor: “Karateye 4 yaşımda başladım ve 5 yaşımda Bakü şampiyonu oldum. 6 yaşındayken çocuklar milli takımına girmeye hak kazandım. 13 yaşımda Avrupa Şampiyonu, 15 yaşımda ise dünya şampiyonu oldum.” Ünlü karateci Namık Sultanov’un büyükler kategorisinde elde ettiği şampiyonluklar ise şu şekilde; 17 yaş / Avrupa şampiyonu, 19 yaş / Dünya Şampiyonu, 21 yaş / Avrupa Şampiyonu, 22 yaş Dünya Şampiyonu.
2011 yılına kadar aktif spor hayatı devam eden Namık Sultanov, Türkiye’ye geldikten sonra dövüşmeyi bırakarak sadece antrenörlük yaptığını dile getiriyor. Sultanov, “Türkiye’ye geldiğimde dövüşmeyi düşünüyordum fakat burada sporun profesyonel olmadığını gördüm. Özellikle çoğu spor branşında yetersiz bir eğitim söz konusu. Türkiye’de dövüş sporunda sadece vurmayı öğretiyorlar. Vurmak profesyonel dövüşçünün yapacağı son iştir. O aşamaya gelene kadar birçok mühim kurallar atlanıyor. Bu sebepten Türkiye’de dövüşmüyorum.” diyor ve şöyle devam ediyor: “2011 yılında karateyi bıraktım ve 2012 yılında boksa başladım. Boksta da bir derece yapmayı planlıyorum. Şu anda Kadıköy Airport spor salonunda boks eğitimi veriyorum. Korona virüsü sebebiyle evlerde eğitim veriyorum ancak bu bana doğru gelmiyor. Çünkü yaptığımız iş bir dövüş sanatı ve evde o dövüş ruhunu yakalayamıyorsunuz. Çoğu insan işleri yoğun olduğu için ve evden çıkamadıkları için sporu evde yapmak zorunda kalıyor. Bu durumda evde özel ders önemli bir yer tutuyor.”
“SPOR OKUNMAZ YAŞANIR”
“İnsanoğlu istediği zaman her şeyi başarabilme yeteneğine sahiptir” diyen Namık Sultanov, spora çok küçük yaşlarda başlanırsa başarının gelebileceğini fakat ileri yaşlarda başlanırsa ekstra bir çalışmanın gerekli olacağının altını çiziyor. Sporcunun bazı özelliklere sahip olması gerektiğini belirten Sultanov, “Sporun kötüsü yoktur, sporcunun kötüsü vardır. Bu yüzden kötü sporcular yaptığı sporu kötülüyor. Ben bir dövüşçüyüm, bu spor içerisinde ne öğrendiysem üstüne bir şeyler katarak öğrencilerime geçirmeye çalışıyorum. Her insanı dövüşe hazırlamam, 100 öğrencim arasında sadece 1 kişiyi seçer onunla çalışırım. Çünkü sporcunun belli başlı kriterler taşıması gerekiyor. Dünya şampiyonu olmak kolay bir iş değildir.” diyor. Sultanov şöyle devam ediyor: “Ben genellikle yaşadığım tecrübelerle ders veriyorum çünkü spor okunmaz, yaşanır. Beslenme konusunda da öğrencilerime yaşadığım tecrübeler çerçevesinde bilgileri aktarıyorum. Örneğin kilolu bir öğrenciyle karşılaştığımda sadece biraz ekmeğini keserim ve diğer tüm besinlerden alması için her şeyi ekmeksiz yemesini öneririm. Benim antrenmanlarım biraz sıkıdır. Öğrencimin buna dayanabilmesi için yemesi gerekiyor. Yaptırdığım her antrenmanda öğrencilerimden yaklaşık 4000- 5000 civarında kalori yakımı gerçekleşiyor.”
“FEDAKÂRLIK YAPMANIZ GEREKİYOR”
Dövüş sporuyla alakalı tecrübelerini paylaşan Namık Sultanov, “Bir sporcuda kondisyon olması gerekiyor, kondisyonu olmayan sporcu iyi yumruklar atamaz. Bunun dışında sporcunun kafasında bazı taktikleri oluşturmuş olması gerekiyor. Ayrıca bir sporcu dövüş içinde oyun kuramıyorsa nasıl vurduğunun bir önemi yok. Dövüş sporu savunma ve atak olarak ikiye ayrılıyor. Sporcu bu iki alanı oyun içerisinde rakibe göre değerlendirip pozisyonunu almalıdır. Şampiyonluğa hazırlandığım dönemlerde her gün üç kere antrenman yapıyordum. Dünya şampiyonu olabilmek için sosyal hayattan biraz fedakârlık yapmanız gerekiyor. Gerekirse dokuz ay boyunca telefon bile kullanmamalısınız. Sporda ne kadar formda olursanız olun konsantre olamadığınız sürece her şey sizin zararınıza olacaktır.” ifadelerini kullanıyor.
“HEDEFSİZ YAŞAM OLMAZ”
Almanya’nın spor anlamında iyi bir ülke olduğunu ve orada dövüşmek istediğini söyleyen Namık Sultanov, hedeflerini şöyle anlatıyor: “Kafamda bazı hedeflerim var çünkü hedefsiz yaşam olmaz. Sporda hedefim bir kez daha dünya şampiyonu olmaktır. Ben bütün faaliyetlerimi karate alanında gerçekleştirdim. Bu sefer boks alanında şampiyon olmak istiyorum.” diyor ve devam ediyor: “Her spor kendi içinde birbirinden farklıdır ancak bir karateci boksa rahat bir şekilde geçiş yapabilir. Karate ve boksu aynı anda yürütemezsiniz ancak alan geçişi yapmanız mümkün. Karatenin temeli çok güçlüdür. Sadece bazı düzeltmelerle boks alanına geçilebilir. Örneğin iyi bir karate sporcusunun kick boks turnuvasında birinci olabileceğini söyleyebilirim.”
“SPORUN İÇİNDEN GELMEK ÖNEMLİ”
Kadıköy’de yaşayan şampiyon karateci Namık Sultanov, son olarak şunları ekliyor: “Benim fikrime göre Azerbaycan bireysel sporlar arasında en iyi ülkeler arasında yer alıyor. Bunun sebebi spor eğitiminin çok iyi olması. Güçlü rakipler arasında Ukrayna ve Kazakistan yer alıyor. Amatör güçlü kulüpler arasında ise Küba ve Meksika iyi bir konuma sahip. Güçlü bir spor geleceği için federasyon başkanlığını yürüten kişinin spor hakkındaki tüm gerçekleri yaşamış olması şart. Yani sporun içinden gelmek çok önemli. Şikenin olduğu yerlerde maalesef spor ilerlemez ve gittikçe dibe düşer.”