17 Eylül 1967’de 43 kişinin öldüğü yüzlerce kişinin yaralandığı Kayserispor-Sivasspor maçının kitabı yazıldı. Bu olayın unutulmaması, olaya dair yazılı bir belgenin olabilmesi için bu kitabı yazdığını belirten Hürriyet Gazetesi Spor Yazarı Kenan Başaran “Sivas – Kayseri” kitabını gazetemize anlattı.
* Bu kitabı yazma fikri aklınıza nereden geldi?
Türkiye’de futbolda ne zaman olaylı bir maç yaşansa Kayseri - Sivas maçı akla gelir.10 yıl önce bu olayın 40’ıncı yılı dolayısıyla o dönemin Sivasspor Başkan Yardımcısı Hüseyin Yıldırım ile röportaj yapmıştım. Hüseyin Bey o gün maçta olan ve halen hayatta olan futbolcuların isimlerini verdi. Kayserispor’dan da bazı isimler bularak toplam 14 tanığa ulaştım ve bu isimlerle irtibata geçerek “Sivas – Kayseri” kitabını yazmaya karar verdim. Tanıklardan biri o gün öldü diye morga atılmış sonradan hayatta olduğu anlaşılmış. Bu olay üzerine yazılmış hiçbir kitap yok, benzer bir olay yurt dışında olsa binlerce kitap yazılır, belgeseller çekilir ama Türkiye 50 yıldır bu olayı unutmayı seçmiş. Ben de o yarayı, yüzleşerek iyileştireceğimizi düşündüğüm için bu kitabı yazmayı görev saydım.
* Kitabınıza talep nasıl? Geri dönüşler olumlu mu?
Türkiye’de sporla ilgili, futbolla ilgili kitaplar çok fazla satın alınmaz, fazla okunmaz. Türkiye’deki spor izleyicileri sadece maçla ve skoruyla ilgilenir mesela semtimizin takımı olan Fenerbahçe şampiyonluğa oynarken stadyum tıka basa dolar, şampiyonluktan uzaklaştığı zaman stadyum boşalır. Futbolla olan ilişkimiz tamamen kazanmak üzerine, eğer takımımız kazanıyorsa ilgi gösteriyoruz eğer kaybediyorsa uzaklaşıyoruz. Böyle bir ilişkinin olduğu Türkiye’de futbolun kitabı da okunmuyor. Kitabın satış rakamlarıyla pek ilgilenmiyorum. Bu gazetecilik açısından tarihsel bir görevdi. Bu olayın unutulmaması, olaya dair bir belgenin, kaydın olabilmesi için bu işi üstlendim. Etraftan duyduğum kadarıyla insanlar diğer futbol kitaplarına göre daha çok ilgi gösterdi bu kitaba.
“DÜNYANIN EN BÜYÜK İKİNCİ FUTBOL FACİASI”
* Günümüzde maçlarda şiddet olaylarının azaldığı görünüyor, siz nasıl görüyorsunuz?
Bu olay o gün itibari ile dünyada yaşanan en büyük ikinci futbol faciası. Bu olayın sebepleri konusunda çok fazla bir şey ortaya konmadı. Kimi Alevi-Sünni çatışması dedi, kimi zengin fakir şehir çatışması dedi ama kesin bilgi verilmedi. Tanıklar bu iddiaları doğrulamıyor çünkü Sivas’tan 5 bine yakın seyirci gidiyor o gün. İki şehir arasında önceden bir gerginlik, husumet olsa çoluk çocuk 5 bine yakın insan oraya gitmezdi. Demek ki bu olay tamamen maç atmosferindeki kazanıp kaybetme duygusuyla alakalı. Bunun yanı sıra stadyumun yanında devam eden spor salonu inşaatı için konulmuş çakıl taşları var. İnsanlar stadyuma girerken o çakıl taşlarından almışlar. Maçta Kayserispor gol atıyor ve gerginlik başlıyor, taraftarlar birbirlerine taş atmaya başlıyorlar, o esnada panik yaşanıyor. Sivasspor taraftarı stadyumdan çıkmaya çalışırken kapıyı zorluyorlar fakat kapının içeri doğru açıldığını fark etmiyorlar, çıkan izdihamda ezilerek, boğularak can veriyorlar. Bu olay ilk başlarda medyaya ‘bıçaklandılar, kurşunlandılar’ şeklinde yanlış yansıyor. Gerçek daha sonra otopsi raporları geldikten sonra ortaya çıkıyor. Bu olayın yaşanmasındaki en büyük sebep güvenlik önlemlerinin yeterli olmaması. Sivas’tan 5 bine yakın kişinin geleceği bilindiği halde Kayseri Valisi o gün köye gidiyor, maçta sadece 15 – 20 tane güvenlik görevlisi var. Diğer bir sebep ise o dönemde taraftarlık kültürünün gelişmemiş olması, futbolun altyapısının sağlam olmaması bu olayın yaşanmasında etkili oluyor. Ertesi gün Sivas’ta isyan çıkıyor Sivas’taki Kayserililerin dükkânları, mağazaları yağmalanıyor, otelleri yakılıyor sonra devlet olayları bastırıyor. Sivas ile Kayseri 1990’lara kadar bir daha hiç karşılaşmıyor. O günden bugüne gelirsek, bugün statlarda çok yüksek güvenlik önlemleri var. Birbirine husumetli taraftarlar biliniyor ona göre önlem alınıyor. Futbol dünyasının kafasının değişmesi lazım, sadece kazanmaktan başka şeyler sunması lazım.
* Kitabın adı neden “Sivas-Kayseri”?
Maç, Kayseri’de oynanıyor, normalde Kayseri-Sivas olması gerekiyor ama Türkiye’de bu olay zihinlere Sivas-Kayseri diye yerleşmiş. O günkü gazeteler ‘kanlı maç’ ’kanlı gol’ başlıklarını atmışlar ama biz çağırışımı kötü olduğu için bu tür bir isim kullanmadık.
“ORTAM SIKINTIYA GEBEYMİŞ”
* O dönemin medyası nasıl görmüş olayı?
Ben beş gazetenin arşivine girdim. Bunlar Milliyet, Cumhuriyet, Hürriyet, Sivas Haber, Kayseri Ülker gazeteleri. Açılmış herhangi bir dava yok sadece tazminat ödenmiş ve olay kapanmış. Ulusal medya 1 -2 gün manşetten veriyor sonra dozu azalıyor, genel olarak ortadan görüyor. Yerel medya farklı bakıyor olaya. Kayseri medyası ‘geldiler olay çıkardılar’ diye Sivaslıları suçluyor, Sivas gazeteleri ise ‘katil şehir’ gibi çok sert tepki veriyor, fakat otopsi raporları çıkıp insanların bıçaklanma, kurşunlanma değil de izdihamdan dolayı öldüğü anlaşılınca Sivas medyası yumuşuyor sonra devlet olayları yatıştırıp zamana bırakarak bugünlere kadar geliniyor. İki şehir arasındaki husumet 10 - 15 yıl sürüyor günümüzde hala ‘ben asla Kayserililerden alışveriş yapmam’ diyen Sivaslılar var. Milliyet gazetesi olaydan 2 hafta önce eğer tedbir almazsak statlardan ceset toplarız diye haber yapıyor yani o günkü futbol ortamı her türlü sıkıntıya gebeymiş.
* Bugünkü spor medyasını nasıl görüyorsunuz?
Bugün spor medyası, futbol medyası o da üç büyükler medyası oldu. Gazeteler eskiden her birimiyle toplumu yönlendiren, topluma haber veren yayın organlarıydı ama şimdi neye talep varsa ona göre haber yapılıyor. Yani okur eğer voleybol maçına ilgi göstermişse medya da voleybola ilgi gösteriyor bu da medya için kolaya kaçış oluyor. Hâlbuki medyanın kamuoyunu bilgilendirme mecburiyeti var, bir habere çok okunuyor az okunuyor diye bakılmaz haber değeri varsa ne olursa olsun o haberin yapılması lazım ama maalesef hem değişen medya yapısı, hem ticari baskılar nedeniyle medya büyük bir yara almış durumda.