Parmaklarıyla sihir yarattı
Sadece sportif başarıları değil hayatlarıyla da insanlara ilham kaynağı olan, yaptıklarıyla dünya tarihine geçen sporun büyük isimlerinin hikâyeleri artık her hafta bu köşede olacak…
Takvim yaprakları 7 Kasım 1991’i gösterirken ABD’nin Los Angeles şehrinde beklenmeyen bir gelişme yaşanıyor. Dünyanın en iyisi olarak gösterilen, Los Angeles Lakers’ın yıldızı, şampiyon basketbolcu Earwin Magic Johnson sürpriz bir basın toplantısında yüzün üzerinde gazetecinin karşısına geçmiş. Konusu sır gibi saklanan toplantı sırasında arkasında hamile eşi Cookie, Lakers başkanı Buss, takımın bir diğer yıldız ismi, arkadaşı Kareem Abdul Jabbar var. Hepsinin de yüzleri asık. Yıllar sonra o anları anlatırken, “O güne kadar hayattaki en zor şeyin Michael Jordan ya da Larry Bird’ün karşısında oynamak olduğunu sanırdım” diyen Johnson kürsüye geldiğinde kısa ve net konuşuyor: “HIV virüsü kaptığımı ve AIDS olduğumu öğrendim. Eşim ve doğmamış çocuğumuzda hastalık yok. Basketbolu bırakıyorum.” Şimdi filmi biraz geriye alalım.
ÇALIŞKAN VE DİNDAR BİR AİLE
Gündüzleri okulda akşamları evlerde temizlik işi yapan dindar bir anne ile gündüzleri otomotiv fabrikasında çalışıp geceleri de çöp toplama işinde çalışan bir babanın çocuğu olarak 14 Ağustos 1959’da Michigan’da dünyaya geldi Earwin Johnson. Anne ve babasının lise yıllarında basketbol oynamasından dolayı doğuştan gelen atletik yeteneklere sahipti. Her ikisinin de çocukluğunda ona basketbolun inceliklerini göstermesiyle de bu oyun daha çocukluğunda hayatının merkezine oturdu. 15 yaşında bir lise maçını 36 sayı, 18 ribaund ve 16 asistle tamamlayınca yerel bir gazete ismine ‘magic’ lakabını ekledi. Hayli dindar olan annesi çok karşı çıksa da artık ismi Magic Johnson’dı.
Lise yıllarındaki başarısı ABD’nin seçkin üniversitelerini kapısına dizse de o ailesine yakın olmayı tercih ederek Michigan State’i seçti. Bu tercih tarihin en ikonik rekabetlerinden birinin de taşlarını döşedi. Indiana State’in ‘beyaz, disiplinli ve soğuk’ yıldızı Larry Bird ile ‘siyah, yaratıcı ve güleç’ yıldızı Magic Johnson. Tarihin en çok izlenen üniversite basketbol maçında sihirini konuşturan Johnson takımını şampiyonluğa taşırken NBA kapılarını da kendine açtı. Yeni başkanıyla beraber yeni bir yapılanmaya giden Lakers bir çaylak için verilecek en büyük bütçeli kontratlardan birini vererek Magic ile sözleşme imzaladı. Sezon ‘bu kadar uzun boylu bir oyun kurucu olur mu’ tartışmalarıyla başlasa da sezon sonunda şampiyonluk yüzüğü Magic Johnson’ın parmağındaydı. Devamı da geldi. Sihrini konuşturduğu kariyeri boyunca 5 NBA şampiyonluğu yaşadı, 3 kez NBA finallerinin 3 kez de NBA’in en değerli oyuncusu seçildi.
KIRILMA NOKTASI: AIDS
Soğuk savaş, patlayan pop kültür, yıldız savaşları gibi kavramların yanında 1980’li yıllara damga vuran bir başka gelişme de AIDS hastalığıydı. ‘Kesin ölümcül’ olduğuna inanılan, üzerinde fazla bilgi sahibi olunmayan bu ‘gizemli’ hastalık toplumsal bir travmaya dönmüştü. Hastalığı kapanlar ve yaydığına inanılan gay’ler orta çağdaki cüzzamlılar gibi bir tecrite maruz kalıyordu. Tüm bu toplumsal travmanın içinde 7 Kasım 1991’de Magic Johnson, tam da yıldızının en parlak olduğu günlerde düzenlediği basın toplantısında AIDS olduğunu açıkladı.
Onun hastalıkla mücadelesi bu hastalığın toplumda yarattığı marazi kırılmalarla da bir mücadeleye dönüştü. Magic Johnson’ın bir hetero olması gay’ler üzerindeki baskıyı ve tecridi kırdı. AIDS’le mücadelesinde bir zafer kazanması da hastalığın kesin ölümcül olduğu algısını yok etti. AIDS’e karşı kazandığı kesin zaferden sonra 1990’lı yılların sonunda aktif kariyerine bir kez daha döndü. Şampiyonluk yaşayamadı belki ama ‘form geçici klas kalıcıdır’ önermesini doğrulayarak izleyenlere sihrinden şovlar sundu. Bugün halen sivil toplum kuruluşlarında çalışan, gençlere spor ve basketbol konusunda yardımcı olan Erwing Magic Johnson basketbol topuyla yarattığı sihir ve mücadeleci kimliğiyle adını tarihe yazdırdı.