Pistorius nereye koştu?
2007 yılındaki Golden League yarışlarının Roma’da gerçekleşen etabında yaşananlar bir anda dünyanın gündemine oturdu.
İki ayağındaki fiber karbon protezlerle normal atletlere karşı yarışan Güney Afrikalı ampute atlet Oscar Pistorius yarışı 2. olarak tamamlamayı başardı. Dergiler, gazeteler, siteler günler boyu bu olayı anlatan, analiz eden yazılarla doldu taştı. Makinelerin spora etkisinden, bol bilim kurgu soslu gelecek tahayyüllerine uzanan analizler her yeri kapladı. Ancak unutulan Pistorius’un hikâyesiydi ve filmin sonunda kendisini dramatik bir şekilde gösterdi.
11 AYLIKKEN AMPUTE OLDU
Oscar Pistorius, Güney Afrika’da hayata gözlerini açtıktan sonra bir gen hastalığıyla savaşmaya başladı. Doktorlar, daha 11 aylıkken her iki bacağının da diz kapağından kesilmesine karar verdi. Hayatına artık protez bacaklarla devam edecekti. Okul yıllarıyla beraber bir hayalin peşinden de koşmaya başladı Pistorius. Doktorların terapi tavsiyesiyle başlayan spor zamanla onun için tutkuya dönüştü. Ülkesinin ampute yarışlarında koşmaya başladı, aldığı başarılar onu milli takıma yükseltti.
ÖZEL YAPIM PROTEZLER
Pistorius’un hayatını değiştiren önemli gelişmelerden biri Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT) biyofizikçi Hugh Herr ve şirketi Biomechatronics ile tanışması oldu. Kendisi de ampute olan Herr, geliştirdiği biyonik ayak ve diz kapağı protezleriyle tüm dünyadaki ampute insanlar için farklı bir umut ışığı yakmıştı. Herr, atletizm sevdalısı Pistorius için özel bir fiber karbon protez geliştirdi. Güney Afrikalı artık yarışlarda bu protezlerle koşuyordu. 2004 Atina Paralimpik Oyunları’nda 100 metrede bronz, 200 metrede rekor kırarak altın kazandı. Atletizm dünyası kısa süre içinde onu konuşmaya başladı. Girdiği her yarışta farkını hissettiriyor, ödüller kazanıyordu. 2007 Roma Golden League yarışında 400 metrede normal atletlerle koştu ve 2. oldu. Bu gelişme dünyanın ilgisini kendisine yönlendirdi. Lakabı ‘Blade Runner’ oldu ancak tersini iddia edenler de vardı. Olimpiyat komitesi yaptığı toplantı sonucu, protezlerinin kendisine avantaj sağladığına karar verdi ve 2008 Pekin Paralimpik Oyunları’na katılmasını yasakladı. Pistorius karara itiraz etti ve Uluslararası Spor Mahkemesi itirazını haklı buldu.
OLİMPİYATLARA KATILDI
Elde ettiği dereceler olimpik barajı aştığında 2012 Londra Olimpiyatları için de vize almayı başardı. 2012 Londra’da normal atletlerle yarışan ilk ampute sporcu oldu. Bütün dünyanın gözü onun üzerindeydi. Işıltılı, renkli bir hayat ile insanlara umut ve pes etmeme üzerine kurulu bir hikâye sunuyordu. Medyanın baş kahramanıydı; 2013 yılına kadar... Güney Afrika’dan gelen bir haber bütün dünyayı şoke etti. Pistorius cinayet işlemiş, kız arkadaşı Reeva Steenkamp’ı öldürmüştü. Medyanın yine baş haberiydi ancak bu kez çok farklı bir biçimde. Yargılanması ve sonrasında ‘eve hırsız girdiğini sandığını ve bu yüzden kapı arkasındaki Reeva’ya ateş ettiğini’ iddia etti. Tabii ki hikâyesi inandırıcı değildi ve cinayetten 13 yıla mahkum oldu. Son teknoloji protez karbon bacaklarla zirveye ulaşan bilim kurgu ‘Blade Runner’ hikâyesinin sonu Yunan trajedisiyle oldu.