Türkiye’de basketbol ve voleybol ligleri sonlandırılırken Türkiye Futbol Federasyonu (TFF)’nin kararıyla Süper Lig’in başlaması tartışılıyor. TFF Başkanı Nihat Özdemir, liglerin 12 Haziran'da başlatılmasına ilişkin detayları paylaşırken “Takımlarda virüs çıksa dahi, pozitif çıkanları ayırarak yolumuza devam edeceğiz” dedi ve bu cümle tartışmaları alevlendirdi.
Liglerin başlama tarihi olarak 12 Haziran 2020 belirlenmiş durumda ancak Özdemir’in belirttiğine göre ligler, temmuz ayının ortalarında da başlatılabilir.
Bu açıklamalar yapılırken kulüplerde ise korona virüsÜ testi pozitif çıkan futbolcular ve personel bulunuyor. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, Erzurumspor, Kasımpaşa, Giresunspor gibi kulüplerde futbolcu veya personelin korona virüsüne yakalandığı açıklanırken Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi'nin de test sonucunun pozitif çıktığı paylaşılmıştı. Beşiktaş kulübünde yapılan testler sonucunda sekiz kişinin korona virüsüne yakalandığı tespit edildi.
Fenerbahçe’de tüm futbolcu ve personele test yaptırılırken test sonuçlarına göre haftalık antrenman programının belirleneceği duyuruldu. Galatasaray’da ise yapılan testler sonucunda bir personelin virüse yakalandığı açıklanmış, 55 günlük aranın ardından başlayan antremanlara altı gün ara verilmişti.
Türkiye'de basketbol ve voleybol ligleri ise futbolun aksine salgın nedeniyle sonlandırıldı. Basketbol ve voleybol federasyonları, hiçbir ligde şampiyon ilan edilmeyeceğini açıkladı.
OYNATMA KARARI NEDEN TFF’YE BIRAKILDI?
Futbolda liglerin başlama kararını ve TFF Başkanı Nihat Özdemir’in açıklamalarını Ajansspor Haber Müdürü Kenan Başaran ile konuştuk. Başaran, “TFF’nin ligi öncelikle oynatarak sonlandırma çabasını anlıyorum” derken tartışmalı gördüğü konuyu şöyle açıkladı: “Benim açımdan tartışmalı olan konu, oynatma kararının şeklen neden TFF'ye havale edildiği. TFF yönetim kurulu üyelerinin seçimine kadar karışan siyasi irade, tüm toplumu ilgilendiren liglerin başlama kararında neden açık bir tavır almıyor. Sözünü ettiğimiz Avrupa ülkelerinde ‘oynanabilir’ kararını siyaset verdi. Almanya'da Angela Merkel'in izin vermesinden sonra lig başladı. Hollanda'da hükümet 1 Eylül'e kadar sporu yasakladı. Türkiye'de elini futboldan hiç çekmeyen siyaset, tam da bugün karışması gerekirken, karışmıyor görünüyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sorumluluğun TFF'de olduğunu ısrarla söylüyor. TFF Başkanı Nihat Özdemir de kendilerinin özerkliğinden dolayı Bakan Koca’nın böyle bir tavır aldığını söylüyor. Özerklik şimdi mi akıllara geldi? Mart ayında TFF Başkanı ‘Galatasaray-Beşiktaş derbisi dahil, tüm maçlar seyircili oynanacak’ dedi. Üç saat sonra hükümet aksi karar açıkladı ve maçlar seyircisiz oynandı. TFF o zaman özerk değil miydi?”
Başaran, TFF’nin ısrarını ve Özdemir’in ‘Pozitif çıkanları ayırarak yolumuza devam edeceğiz” sözlerini şöyle değerlendirdi: “Israrın üç temel nedeni var. Birincisi yayıncı kuruluşun lig oynanmadığı için ödemeleri dondurması. İkincisi bahis pazarı lobisi. Üçüncüsü ise Süper Lig'de ilk iki sıradaki takımların averajla sıralanması, üçüncü ve dördüncü takımın da iddiasının güçlü olması. TFF, mevcut haliyle tescil etmeyi göze alamıyor. Trabzonspor, Başakşehir ve Galatasaray'ın lobileri çok güçlü. Üçünü birden memnun edecek bir formül henüz bulunmuş değil.”
Konunun toplum sağlığını ilgilendiren bir konu olduğunu vurgulayan Başaran, bu süreçte futbolcuların örgütsüzlüğünün ne kadar can yakıcı bir sorun olduğunun görüldüğünü söylüyor: “Şu an Roma dönemi gladyatörleri gibiler, ölümüne dövüştürülüyorlar.”
FUTBOLCULARIN YÜZDE 64’Ü İSTEMİYOR
Ajansspor tarafından 50 futbolcuya liglerin başlayıp başlamamasına dair fikirleri soruldu. Başaran, bu çalışma sonucunda oyuncuların yüze 64’ünün liglerin başlamasını istemediğini belirtiyor söylüyor ve ekliyor: “Oyuncular bireysel olarak ara ara olumsuz tepki gösteriyor ama bunun pek bir anlamı yok. Profesyonel Futbolcular Derneği süreci seyirci gibi izliyor. Bir anket dahi yapmadılar. Çünkü, siyasetten çekiniyorlar, piyasada iş yapamamaktan korkuyorlar. Yoksa tek dertleri futbolcu hakları olsa, önce kendi çıkarlarını korurlar.”
İddiası olmayan kulüplerin oynamak istemediğini belirten Başaran, “Yani herkes kendi penceresinden bakıyor. Kimse bu anlamda dürüst değil. Diğer yandan alt ligler TFF'nin Futbol Dönüş Protokolü'ne uymaları mümkün olmadığı için oynamak istemiyor. Daha da önemli konu, TFF, bu protokolü bir talimata dönüştürecek mi? Çünkü bu haliyle bir tavsiye, mecburiyet değil. Bakın örnek gösterilen Almanya, bu protokolü mecbur kıldı, yani bir talimata dönüştürdü.” diyor.
NE YAPILMALI?
Avrupa'da Almanya’da ligler oynanmaya başlandı. İtalya, İngiltere ve İspanya gibi ülkeler de ligleri başlatmayı planlıyor. Başaran, son olarak yapılması gerekenleri şöyle sıralıyor: “En başından itibaren TFF'nin ayrıca bir bilim kurulu oluşturması gerekiyordu. İkincisi, esas kararı hükümete bırakmalıydı. Hâlâ daha bu yapılabilir. Futbol Dönüş Öneri Protokolü, derhal bir talimata dönüştürülmeli ve kulüpler sıkı şekilde denetlenmeli. Vaka ortaya çıkarsa ve istenmeyen sonuçlar oluşursa bunun hukuken sorumluları da baştan ilan edilmeli. Nisanda tüm kulüpler Antalya'da karantinaya alınarak mayısta lig başlatılabilirdi. Bu tren kaçtı. Ama en azından İstanbul-Sakarya-Bursa üçgeni düşünülebilir. Takımları uçağa bindirmeden deplasmanlara taşımak çok daha güvenli. Bizim kulüplerin maddi olanakları, Almanlara göre kötü. Dolayısıyla uygulanabilir en özel seyahatlerle lig oynatılmalı. Vakalar ortaya çıktığında tüm takımın karantinaya alınıp alınmayacağı Sağlık Bakanlığı'nın kararı doğrultusunda belirlenmeli. Son olarak da tüm senaryolar kulüplerin onayı alındıktan sonra kamuoyuna deklare edilmeli.”