HENTBOL: Futbol ve basketboldan sonra en çok izlenen spor dallarından biri olsa da hentbol, kurallarına sporseverlerin çok da hâkim olmadığı bir dal. Danimarkalı beden öğretmeni Holger Nielsen’in 1848’de genel kurallarını belirlediği hentbol oyununa son halini veren isimse 1917’de Almanya’da spor okulu müdürlüğü yapan Max Heiser oldu. Dikdörtgen bir sahada 7 kişilik iki takımın elle top sürmesi ve kaleye gol atmasına dayanan bu sporda fiziksel temas belirli bir noktaya kadar serbest ancak tutmak ve çelme takmak yasaktır. 30’ar dakikalık iki devreden oynanan hentbolda oyuncular topu ellerinde en fazla 3 saniye tutabilir ve top ellerindeyken en fazla 3 adım atabilir. Takımlar oyun esnasında her an ve istedikleri kadar oyuncu değiştirebilir. Sert faullerde oyuncu 2 dakikalık oyundan çıkma cezasıyla cezalandırılır, penaltı atışları ise kaleye 7 metreden atıldığı için 7 metre atışı olarak da adlandırılır. Hitler’in oyuna ilgisinden dolayı ilk kez 1936 Berlin Olimpiyatları’nda boy gösteren hentbol, 1972’den itibaren de resmi olarak olimpiyatlarda yer almaya başladı.
RÜZGÂR SÖRFÜ: Sörf tahtası üzerine her yöne serbestçe dönebilen bir yelken ile su üzerinde hız, slalom, etap yarışı gibi farklı alanlarda yapılan bir spordur. Yüksek hız ve akrobatik beceri üzerine temellenen bu sporda profesyonel sporcular 80 km hızlara çıkabilmektedir. Kaykay ve snowboard gibi sporların atletik becerilerini de paylaşan bu sporda deniz üzerinde sıçramalar, ters taklalar ve spinler bolca yer alır. Rüzgâr sörfünde ekipman seçimi de önemli bir husustur. Sporcular rüzgârın şiddetine bağlı olarak ekipman seçimlerini yaparak en yüksek verimi almaya çalışır. Rüzgâr sörfü ilk olarak 1984 yılında olimpik bir spor olarak kabul edilmiştir.