“Spor cinsiyet işi değildir!”

Sporda cinsiyet ayrımı üzerine yazılar yazan genç blogger Burak Altınok, “Aslında cinsiyetçilik sadece sporda değil, hayatımızın her alanında var” diyor

18 Aralık 2020 - 00:24

Güç, rekabet, hırs, çatışma konularıyla özdeşleştirilen spor alanı çeşitli söylemlerle ya da medyada verilen başlıklarla kadınları ve LGBTİ+ bireyleri uzun yıllardır görmezden geliyor. Bu nedenle günümüzde spordaki kadın ve erkek eşitsizliği başta olmak üzere LGBTİ+ bireylerin ikinci plana atılması “Sporda Cinsiyet Ayrımı” başlığı altında temel araştırma ve çalışma konularından biri oldu. Burak Altınok da, sporda ayrımcılık tabularını yıkmak için hazırladığı blog sayfasında yazılar ve araştırmalar paylaşıyor. Altınok ile spordaki cinsiyet ayrımcılığını konuştuk.

Çocukluk yıllarında taraftar olarak bile spora karşı bir ilgisi olmadığını söyleyen Burak Altınok şöyle anlatıyor: “Şunu çok net hatırlıyorum ilkokulda futbol oynamayı bilmediğim için arkadaşlarım beni aralarına almıyorlardı. Hatta kız arkadaşlarımla voleybol oynadığım için benimle dalga geçiyorlardı. Aslında günümüzde de tüm sorun buralarda başlıyor. Branşların bile cinsiyete indirildiği bir zamanda böylesi durumlar kaçınılmaz oluyor. Liseye başlayacağım yaz yine aynı durumlarla karşılaşmamak adına konsol oyunları öğrendim, spor programları izleyip bilgi sahibi oldum. Topla antrenmanlar yaptım ve kendimi bu alanda geliştirdim. Geriye dönüp baktığımda ilkokul arkadaşlarıma teşekkür ediyorum çünkü bana bir alan açtılar. Şu an hiçbiri sporla, beni dışladıkları, kendilerini ilah seçtikleri futbolla ilgili değiller ama ben buradayım.”

“KADIN SPORCULARA YER VERİLMİYOR”

Araştırmaya nasıl başladığını ve blog sayfasını anlatan Altınok şu cümleleri kullandı: “6 ay öncesine kadar böyle bir fikrim ya da düşüncem yoktu. Katıldığım bir yarışmada ‘plaklar ve plak kültürünü’ araştırmıştım. Yine bir yarışma için spesifik bir konu düşünmem gerekiyordu. Fikir zamanla gelişti ve kendini büyüttü. Başka bir blogum vardı ve orada da aslında her alandan insanlarla söyleşiler yapıyordum ama bunun yeterli olmadığına, özel bir alana hizmet etmem gerektiğine karar verdim. Gazeteci olduğum ve spor medyasını da gözlemleyebildiğim için bu konuda bir eksiklik olduğunu düşündüm ve karar mekanizmam hızlı davrandı.” dedi. Altınok şöyle devam ediyor: “2.sınıftayken akredite oldum ve Büyükçekmece Basketbol Takımı’nda foto muhabirlik yaptım. O senenin sonunda Hürriyet gazetesinde staj yaptım. Aynı dönemde spor podcastleri yapan dislokasyon922 kanalında yorumculuk ve moderatörlük yaptım. Aslında bu konu bir birikimdi. Çalıştığım takımlarda kadın sporcuların olmamasından tutun, kadın çalışanların olmaması, çalıştığım medya kuruluşlarında yine kadın sporculara yer verilmemesi kötü bir deneyim oldu.”

“LGBTİ+ SPORCULARIN HAKLARI KORUNMALI”

Özellikle spor sayfalarında LBGTİ+ sporculardan bahsedilmemesinin kötü bir durum olduğuna dikkat çeken Burak Altınok şunları söylüyor: “İnsanların kendini açmakta bile zorlandığı böylesi bir konumda, sporda böyle bir durumun kabul görmediğini maalesef defalarca gördük. Sonuçta insanız hür ve özgür olmamız gerekiyor. Toplumun dayattıkları bunun önüne geçemez, geçmemeli! Yetkililer kimse bu insanların haklarını korumaları gerekiyor. Bakın ayrıcalık değil, herkesin sahip olduğu haklarını korumaları gerekiyor. LGBTİ+ sporculara hiç yer verilmediği gibi kadın sporculara ise sadece büyük başarılar elde ettiğinde yer veriliyor. Serbest dalışçı Fatma Uruk’tan, İlk parkur sporcumuz Hazal Nehir’den, yarıştığı yarışmanın gelirlerini vakıflara, kurumlara bağışlayan Elif Numanoğlu’ndan ve dünyada ilk erkek takımı çalıştıran kadın teknik direktörümüz Özgür Gözü Açık’tan kimin haberi var? Örnekleri o kadar çoğaltabilir ki bu çok can sıkıcı. Geçtiğimiz aylarda İngiltere futbolu Greg Clarke olayı ile sallandı. Olay Clarke’nin ırkçı söylemleriydi ve öğrenmek için spor sitelerini inceledim ama sadece bir iki yer haberi yayımlamıştı. Onlar da iki cümle. Görev başa düştü ve twitter üzerinden konu hakkında yorum yapanlara bakarken Aston Üniversitesinden sosyoloji profesörüne rastladım. Hemen ona yazdım ve ben kendi çapımda haberi geliştirmeye çalıştım. Yani maalesef bizim spor medyamızın durumu bu.”

“CİNSİYET AYRIMI HER ALANDA”

Spor medyası incelendiğinde özellikle kadınların cinsiyet özellikleriyle ön plana çıkarıldığına dikkat çeken Altınok, “Haber başlıklarında ‘Hemşire kadının hakemlik aşkı vb.’ söylemlerle karşılaşıyorum. Yani, şuna yanıt arıyorum: Neden, Cüneyt Çakır’dan bahsederken ‘Elektrik mühendisi Cüneyt Çakır’ demiyoruz? Çünkü o erkek ve onun hakem olması çok normal. Toplumun algısı bu.” diyor. Burak Altınok sözlerini şu cümlelerle sürdürüyor: “Spor müsabakasında hakaretler ediliyor ve hepsi cinsiyetçi. Aslında cinsiyetçilik sadece sporda değil, hayatımızın her alanında var ve ben bu konunun gerçekten ilkokulda ders olarak verilmesini istiyorum. Yapmıyorum diyen kişi bile fark etmeden yapıyor çünkü neyin tam olarak cinsiyetçilik olduğunu bilmiyor. Ben de bilmiyordum. Ben de yolda öğrendim. Her hafta yeni hikâyeler dinledim ve inanın bazılarını okurken çok şaşırdım. Okurlar kısmında çok görünür değilim açıkçası ama okuyanlardan olumlu dönüşler aldığımı söyleyebilirim. Söyleşi yaptığım insanlar kendi çevreleriyle paylaşıyor ve böylelikle yavaşça büyüyoruz. Bu işlerde biraz inatçı olmak gerekiyor. Ben kendime böyle bir vazife verdim. Ötekileştirilmeye çalışan insanların sesi olmaya çalışıyorum ve bence sorumluluğum oldukça yüksek. Bu tarz haberler yapan çok az mecra var. ‘Alan Savunması’nı iyi bir örnek olarak verebilirim.”

Burak Altınok araştırmalarını yaparken birçok zorlukla mücadele ettiğini de söylüyor. Altınok, başından geçen bir olayı şu sözlerle anlatıyor: “Mesela bir futbolcu temsilcisine yani menajere yazmıştım ve aldığım tepki şu oldu: ‘Bu konuyu gündeme getirerek insanlarda cinsiyetçiliğin artmasına neden oluyorsunuz!’ Böyle ilginç tepkilerle de karşılaştığım oluyor. Bazen web olayında olduğu gibi mecburen konumun dışına da çıkmak durumunda kalıyorum. Irkçılık vb. ile ilgili konulara da yer veriyorum.”

“BU ALANDA GÜÇLENMELİYİZ”

Araştırmalarına devam edeceğini hatta önümüzdeki zamanlarda daha çok geliştireceğine dikkat çeken Altınok, “Medyada görünür olmanın yollarını arıyorum. Hatta arkadaşlarımı da teşvik etmeye çalışıyorum. Onların da bu konu için bir şeyler yapmalarını istiyorum çünkü bu alanı güçlendirmemiz gerekiyor düşüncesindeyim. Ne kadar fazla olursak, o kadar görünür oluruz. Podcast, blog, youtube kanalı ne olur bilemem ama ilgi duyan, vakit ayırabilecek insanların da bu ve benzer konularla ilgilenmesi gerektiğini düşünüyorum.” şeklinde konuştu.


ARŞİV