Sporun ikonları-1: Muhammed Ali

Sadece sportif başarıları değil hayatlarıyla da insanlara ilham kaynağı olan, yaptıklarıyla dünya tarihine geçen sporun büyük isimlerinin hikâyeleri artık her hafta bu köşede olacak...

04 Ocak 2023 - 23:42

17 Ocak 1942’de ABD’nin Kentucky eyaletinin Louisville şehrinde dünyaya gelen Cassius Marcellus Clay Junior’un yıllar sonra dünya tarihine geçeceğini, bir ikon haline gelip hikâyesinin kuşaklar boyu anlatılacağı söylense herhalde kimse inanmazdı. Ancak o çocuk kendi kaderini kendi yazarak tüm insanlığa ilham veren bir kahramana dönüştü.

Afroamerikan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Clay, 12 yaşında bisikletinin çalınmasına karşı duyduğu öfkenin sonucu olarak boksa başlamaya karar verdi. Kariyerinin ilk büyük başarısı için de fazla beklemesine gerek kalmadı. 18 yaşında, 1960 Roma Olimpiyatları’nda ilk altın madalyasına ulaştı. Daha 18 yaşında kazandığı bu başarı isminin bir anda bütün spor çevrelerinde duyulmasına sebep oldu. Ancak olimpiyat şampiyonu olduktan kısa süre sonra aldığı bir tavır onun sadece başarılı bir sporcu değil aynı zamanda doğru bildiği yoldan bir adım bile geri adım atmayan, özgün bir karakter olduğunun ilk işaret fişeğiydi. Olimpiyatlardan ülkesine döndükten kısa süre sonra girdiği bir restoranda kendisine hizmet verilmemesi ve sadece ‘beyazlara yemek servisi yapıldığının’ söylenmesi üzerine olimpiyat altınını Ohio Nehri’ne attı.

Kısa süre sonra amatör bokstan profesyonel boksa geçiş yapan Clay, 1964 yılında ilk unvan maçına çıktı. Rakibi Sonny Liston, 6. raund sonunda devam etmeyeceğini bildirdiğinde artık 22 yaşında dünyanın en genç ağır sıklet boks şampiyonuydu. Ama hikâyesi daha yeni başlıyordu.

‘VİETNAMLILAR BANA KÖTÜLÜK YAPMADI’
Ağır sıklet unvanını aldıktan bir hafta sonra dinini değiştirdiğini, Müslüman olduğunu ve isminin de artık Muhammed Ali olduğunu dünyaya açıkladı. Aldığı bu karar siyasi çevrelerde de isminin duyulmasına sebep oldu. Ringlerde ise fırtına gibi esip bütün rakiplerini yere seriyor, maçlarında ‘kelebek gibi uçar arı gibi sokarım’ diyerek bağırıyordu. Fiziki üstünlüğünün yanı sıra ayaklarının hızı rakiplerine karşı en büyük kozuydu. Ancak aldığı yeni bir karar daha siyasetin hayatını etkilemesine neden oldu. Kariyerinin zirvesindeyken, ABD ordusuna katılıp Vietnam savaşına gitmeye kaşı çıktı. ‘Vietnamlılar bana kötülük yapmadı ki neden onlara karşı savaşayım’ açıklaması sonrasında ABD hükümeti boks lisansını askıyı aldı. Artık o çok sevdiği sporu yapamayacaktı. Hukuk mücadelesine başladı. 1970’e kadar süren bu mücadelesinde büyük zorluklar yaşadı, ekonomik olarak iflas etti ancak kararından bir adım dahi geri adım atmadı. 1970’de yüksek mahkemenin kararı sonrasında boksa geri döndü.

Aradan sonraki ilk unvan maçında Joe Frazier’e mağlup olarak profesyonel kariyerinin ilk mağlubiyetini yaşadı. Spor çevreleri ara verdiği için bu yenilginin geldiğini biraz sıkı antrenman programıyla eski gücüne kavuşacağı konusunda hemfikirdi. Ancak Muhammed Ali hızlı bir şekilde tekrar şampiyon olmak ve herkese ringden ‘ben en büyüğüm’ diye haykırmak istiyordu. Aradan sonraki ikinci maçında da Ken Norton’a yenilince herkes kariyerinin bittiğini düşündü.

GERİ DÖNDÜ
Unvanını alabilmek için Frazier’la yaptığı maç anlaşması rakibinin beklenmedik George Foreman mağlubiyeti sonrasında soru işaretleri doğurdu. Ama onun pes etmeye niyeti yoktu. Bu kez hem Frazier hem de Foreman’la maça çıktı. Her ikisini de nakavtla yenerek tekrar ağır sıklet boks şampiyonu oldu. 1980’de boksu bıraktı.

Muhammed Ali’nin Müslümanlığı seçmesi, ABD siyasetine karşı 1960 ve 1970’li yıllarda aldığı kararlar onun bütün dünyada isminin duyulmasına, özellikle de Müslüman ve 3. Dünya ülkelerinde bir kahraman olarak görülmesine neden oldu. ABD’deki ırkçılık karşıtı siyahi hareketle de yakın ilişkileri vardı. Malcolm X’le dostluğu belgesellere konu oldu. BBC tarafından yüzyılın sporcusu seçildi. 1996 Atlanta Olimpiyatları açılışında meşaleyi onun yakması ABD’nin kendisinden özrü olarak görüldü. Hayatının son yıllarında Parkinson hastalığı ile mücadele eden efsane sporcu 3 Haziran 2016’da hayata gözlerini yumdu.   

 


ARŞİV