Bilimin ve teknolojinin gelişmesiyle beraber spora karıştırılan hile, adil olmayan oyun anlayışı da zamanla evrim geçirdi. Sporcuların yüksek performans için vücutlarına aldıkları ilaçlar, dopingler hem çeşitlilik hem de gelişme gösterdi. Anti doping uygulamaları bir adım geriden gelerek doping testleriyle gerçeği açığa çıkartsa da doping dünyası da hiçbir zaman hız kesmedi. Ancak doping tartışmalarının çatallandığı, farklı görüşlerin ortaya atıldığı kısım ise devlet eliyle organize şekilde yapılan doping uygulamaları oldu. 2015 yılına kadar bu konu bir spekülasyon olarak kaldı. Tüm spor dünyası, Soğuk Savaş döneminde Doğu Alman sporcuların organize şekilde doping yaptığına inanıyor ancak bu kanıtlanamadığı için sadece spekülasyon olarak kalıyordu. 2014 yılında Almanya’da çekilen bir belgeselle başlayan süreç ise Rusya’yı spor tarihinin en büyük doping skandalının merkezine oturtup yine tarihin en büyük cezasını yemesine sebep oldu.
HER ŞEY BİR BELGESELLE BAŞLADI
2014 yılının aralık ayında Alman gazeteci Hans Joachim Seppelt, ARD kanalında ‘Rusya Nasıl Şampiyonlar Yaratıyor?’ isimli bir belgesel yayınladı. Belgeselde ortaya atılan iddialar yenilir yutulur cinsten değildi. İçlerinde Londra Maratonu’nu kazanan atlet Liliya Shobukhova ile madalyalı eski disk atıcı Yevgeniya Pecherina’nın da olduğu bazı Rus sporcular, ülkelerinde dopingin her türlüsünün yapıldığını, devletin bu duruma bildiği hatta bilmenin ötesine geçerek sistemli bir organizasyonla doping testlerini örtbas ettiğini, Rus sporcuların neredeyse tamamına yakınının doping yaptığını iddia ediyordu. Belgesel spor dünyasında büyük ses getirdi. Rusya iddiaları yüksek perdeden yalanlarken Dünya Anti Doping Ajansı (WADA) ile Uluslararası Atletizm Federasyonları Birliği (IAAF) iddiaları araştıracaklarını açıkladı.
2014 SOCHİ DÖNÜM NOKTASI
WADA ilk bağımsız bir kurul tarafından yazılan ilk raporunu 2015 yılında açıkladı. Buna göre Rusya Spor Bakanlığı, Rusya Anti Doping Ajansı ve Moskova Doping Laboratuvarının merkezinde olduğu bir yapı, dopingli çıkması muhtemel sporcuların numunelerini ya da dopingli çıkanları temiz numunelerle değiştiriyordu. Üstelik rapora göre bu yapı, ev sahipliğini yaptığı 2014 Sochi Kış Olimpiyatları’nda bu durumu tamamen sistemleştirmiş ve yüzlerce Rus sporcunun numunesiyle oynamıştı. Rusya’nın bu iddialara cevabı çok sert oldu. İddialar kesin bir dille yalanlanırken, kurulan sistemin başında olduğu iddia edilen Rusya Spor Bakanı Vitaly Mutko terfi ettirilerek Başbakan Yardımcılığı’na atandı. Kılıçlar artık çekilmişti. WADA ise karşı bir hamle yaparak ilk raporu yazan ekibin içinde yer alan Prof. Richard H. McLaren’i çok daha detaylı bir rapor yazması için görevlendirdi. Bu ikinci rapor çok ise detaylı ve cesur iddialarla ortaya çıktı; McLaren, Rusya’nın yaz ve kış olimpiyatlarında, en az dört yıl boyunca devlet destekli bir doping programı yürüttüğünü iddia ediyordu.
MÜSABAKALARDAN MEN CEZASI
Rusya her ne kadar itirazlarını yükseltse de yayınlanan raporlar sonrasında uluslararası cezalar almaya başladı. İlk olarak 2016 Rio Olimpiyatları ile 2018 PyeongChang Kış Olimpiyatları’na ülke olarak katılmaları yasaklandı. Rusya Atletizm Federasyonunun (RUSAF) üyeliği de askıya alındı. Ancak cezalara rağmen Rusya geri adım atmayıp işbirliğine yanaşmayınca en büyük ceza geldi. WADA, Rusya’nın 4 yıl boyunca daha tüm uluslararası spor müsabakalarından men edileceğini açıkladı. Ancak Rus sporcular müsabakalara Rusya bayrağı, ulusal marşı gibi simgeleri taşımadan katılabilecekti. Buna çözüm olarak da ROC (Rusya Olimpiyat Komitesi) bayrağı kullanılması ve ulusal marş olarak da Rus besteci Pyotr Çaykovskiy’nin 1. Konçertosu’nun bir bölümünün çalınması kararlaştırıldı. Spor Tahkim Mahkemesi (CAS) Rusya’dan gelen itirazlar sonrasında aldığı kararla 4 yıllık cezayı 2 yıla indirdi. Ancak bugün hâlâ Rusya’nın cezası devam ediyor. Kasım ve aralık aylarında Katar’da düzenlenecek Dünya Kupası, Rusya’nın cezasını bitireceği uluslararası turnuva olacak.