Ülkemizde ‘ata sporu’ olarak adlandırılan ve uluslararası organizasyonlar ile olimpiyatlarda kazandığımız madalyaların büyük bir çoğunluğunu elde ettiğimiz güreş halen en iddialı olduğumuz spor branşları arasında. Öyle ki olimpiyatlarda kazanılan 41 altın madalyanın 29’u, 26 gümüş madalyanın 18’i ve 37 bronz madalyanın 19’u güreşçilerden geldi. Tarihi başarılarla dolu güreşin içinde ise öyle bir isim var ki sadece ülkemizin değil uluslararası güreş tarihinin de en önemli sporcularından biri. O isim, milli mayo ile çıktığı 47 maçın sadece birinde mağlup olan ve galip geldiği 46 maçın 33’ünü tuşla kazanan Yaşar Doğu.
KARAKUCAK YAPARKEN KEŞFEDİLDİ
1913 yılında Samsun’un Kavak ilçesine bağlı Karlı köyünde dünyaya gelen Yaşar Doğu, babası 1. Dünya Savaşı’nda şehit olduğu için babasını hiç tanıyamadı. Çocukluğu annesi, dedesi ve halasının yanında geçti. Özellikle eniştesinin çevre köylerdeki düğünlerde yapılan güreşlere götürmesi üzerine Doğu bu sporla tanıştı ve çok sevdi. Zamanla kendisi de bu köy düğünlerinde güreş tutmaya başlayan Yaşar Doğu civarda ismi tanınmaya başlayan bir pehlivan oldu. Askerliğini yapmak için Ankara’ya giden Doğu burada güreş otoriteleri tarafından fark edildi. Acı bir kuvveti ve dayanıklılığı vardı. Ancak köylerde yapılan karakucaktan farklı olarak minder güreşi tekniğe ve oyuna dayalı olduğu için iyi bir eğitimden de geçmişi gerekiyordu. Güreş İhtisas Kulübü’ne
geçen ve Ankara’da yaşamaya başlayan Yaşar Doğu kısa sürede milli takım havuzuna da kabul edildi. 1939’da Norveç’in başkenti Oslo’da yapılan Avrupa Şampiyonası için milli takım kadrosuna alındı. Birçok güreş insanı bu turnuva için tekniğinin ve minder güreşi bilgisinin eksik olduğunu savunsa da o dönem milli takım antrenörlüğünü yapan Finlandiyalı Onni Helinen onun arkasında durdu. Turnuva sonunda aldığı başarı şaşırtıcıydı: Yaptığı dört güreşte sadece final maçında Estonyalı Toots’a yenildi
ve ikinci oldu. Bu aynı zamanda yaşar Doğu’nun kariyerinde katılıp da kazanamadığı tek uluslararası turnuva oldu.
Antrenör Helinen’in onun acı kuvvetine eklediği minder güreşi teknikleri ve oyunları onu kısa zamanda yenilmez bir spor ikonuna dönüştürdü. 1940’da İstanbul’da düzenlenen Balkan Şampiyonası’nda da namağlup olarak şampiyon oldu ancak dünya tam da o günlerde dönülmez bir karanlığa doğru yol alıyordu. İkinci Dünya Savaşı tüm spor alanlarındaki turnuvalara yıllarca ara verilmesine sebep oldu. İlk dünya savaşı babasını, ikinci dünya savaşı ise aslında kariyerinde çok daha fazla olması gereken altın madalyalarını almıştı elinden.
LONDRA’YA DAMGA VURDULAR
Savaş sonrası tekrar başlayan turnuvalarda kaldığı yerden devam etti. 1946’da İsveç’in başkenti Stockholm’de, yıllar önce bir başka kuzey şehri Oslo’da yarım kalan işi tamamladı ve Avrupa Şampiyonluğu’na uzandı. Bir yıl sonra bu kez Prag’da aynı başarıyı tekrarladı. Hem Türk sporunun hem de güreşin kırılma anlarından biri ise 1948 Londra Olimpiyatları’nda yaşandı. Yaşar Doğu ve Güreş Milli Takımı minderde fırtına gibi esti. Yaşar Doğu 73 kiloda olimpiyat altınına ulaşırken güreş milli takımı 6 altın, 4 gümüş ve 1 bronzla toplam 11 olimpiyat madalyası kazandı. Bir sonraki yıl İstanbul’da yapılan Avrupa Şampiyonası’nda da kürsünün zirvesindeydi. Başarıları ününü de pekiştirdi. Gazetelerde, dergilerde haberleri eksik olmuyor çikletlerin içinden film artistleriyle beraber fotoğrafları çıkıyordu. 1950’de özel bir Asya turnesine çıktı ve Irak’ta Bağdat ile Basra ve Pakistan’da Lahor’da güreşti. Yaptığı tüm güreşlerde rakiplerini tuşla yenerken ünü de Doğu’nun en uçlarına kadar ilerledi. Ama Kuzey ülkelerinin kariyerindeki yeri başkaydı. 1951’de Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de düzenlenen turnuvada kariyerinin ilk ve tek dünya şampiyonluğuna ulaştı. Aynı ülke ve şehirde bir yıl sonra yapılacak olimpiyatlarda büyük ihtimalle ikinci olimpiyat altınına ulaşacak ve ‘Kuzey şansını’ devam ettirecekti ancak büyük bir talihsizlikle karşılaştı. 1948 Londra Olimpiyatları’ndaki başarısından dolayı devletin kendisine hediye ettiği ev gerekçe gösterilerek Olimpiyat Komitesi tarafından profesyonel kabul edildi ve 1952’ye katılamadı. Yaşanan bu olaydan sonra güreş kariyerine nokta koyan efsane isim milli takım antrenörlüğüne geçti. 1955’te İsveç’teki bir kamp sırasında kalp krizi geçirdi. Her zaman yanında olan ‘Kuzey şansı’ mıdır bilinmez bu kalp krizini atlattı. Ancak kriz 1961’de bu kez onu Ankara’da yakaladı. Olimpiyat, Dünya ve Avrupa şampiyonu Yaşar Doğu, 8 Ocak 1961’de hayatını kaybetti.