Yeldeğirmeni sokaklarından milli takım kampına…

Kadıköylü Muhammet Bera Tok, Yeldeğirmeni sokaklarında başladığı kaykay macerasına milli takım kampında devam ediyor

27 Aralık 2018 - 15:55

Artık sokaklarda, parklarda, kaldırımda, her yerdeler… Ülkemizde yeni gelişen sokak kültürünün vazgeçilmez öğelerinden biri olan kaykay 2020 Tokyo Olimpiyatları’na da dâhil edilince, kaykay branşı için Türkiye Kaykay Federasyonu kuruldu. Geçtiğimiz senenin sonunda kurulan federasyonun birçok genç arasından oluşturduğu milli takımda bir Kadıköylü sporcu da bulunuyor.  İşte 17 yaşındaki Muhammet Bera Tok’un Yeldeğirmeni sokaklarından milli takım kampına uzanan öyküsü…

“YELDEĞİRMENİ SOKAKLARI…”

Tok’un kaykay macerası 6 sene önce halasının abisine aldığı hediye kaykay ile başlamış. Yüzücü olan ağabeyi antrenmanlardan vakit bulamayınca kaykay Tok’a kalmış. O da doğup büyüdüğü Yeldeğirmeni’nin yokuşlarında öğrenmiş kaykay sürmeyi.  

Yeldeğirmeni’nden sonra Kadıköy Belediyesi tarafından Kalamış Parkı’na yapılan skate parkı keşfetmiş. Tok, Kalamış’a ilk gittiğindeki duygularını, “Baktım ki burada herkes birbirine bir şey öğretmenin peşinde. Herkes birbirine destek olmaya çalışıyor, arkadaşlık ortamı çok iyi. Herkes kayarken eğleniyor.” şeklinde anlatırken artık yeni meskenini o park olarak belirlemiş.

TEKERİ OLİMPİYATLAR İÇİN DÖNECEK

Kendini Kalamış’ta geliştirdikten sonra yarışmalara katılmaya başlamış. İlk yarışmasında da yine Kalamış’ta kaymış. Yarışmalar birbirini kovalamış ve ilk başarısını bir gazoz markasının düzenlediği yarışmada elde ettiği ikincilikle almış. Derken bir kaykay markasının takımında devam etmiş hikâyesi.

“En büyük şanslarımdan biri” olarak nitelendirdiği Maltepe’de Türkiye Kaykay Federasyonu’nun düzenlediği bir turnuvada finale kadar çıkınca milli takım kampına davet edilen 21 kişiden biri olmuş ve kamp sürecinde seçilerek A takımda oynamaya hak kazanmış. Tok’un çocukluk hevesiyle evinin sokağında başlayan macera, bugün 2020 Tokyo Olimpiyatları için devam ediyor. Tok, 25 Aralık’ta olimpiyatlar öncesi ön eleme için Brezilya’ya gidecek.

“ÖLDÜĞÜNÜ ZANNETTİK”

Bu süreçte her şey bu kadar olumlu gitmemiş tabii. Tok’un bir kere kolu bir kere de bacağı kırılmış. Bir yarışmada ise kafasının üstüne düşerek ağır bir kafa travması yaşamış. Babası Burak Tok’un “Kafa travmasında biz hastaneye gittiğimizde öldüğünü zannettik. Başında dört tane doktor vardı. Buna sebep olan kaykay olunca çocuğumuzu korumak adına bu spora biraz ters gittik.” sözleriyle durumun ciddiyetini anlatırken, anne İrem İnna Tok, yaşadığı tedirginliği “Birçok kırıktan sonra en son kafa travması olayını yaşadık. Ona kızdık: ‘Bir daha kaymayacaksın’, ‘Bir daha o kaykayı görmek istemiyorum’ dedim. Bir kaç kere kayağını kırmayı denedim ama kıramadım.” sözleriyle anlatıyor.

“İSTESEM DE BIRAKAMAM”

Ne kırıklar ne travma hiçbir şey Muhammet Bera’yı tutkusundan vazgeçirememiş. Hatta ayağındaki alçı bile kaymasına engel olmamış: “Üstündeyken yaşadığım his süper bir his. Yapamadığın bir hareketi saatlerce deneyip en sonunda yapmanın verdiği hazzı tarif edemem. Çok tutkuluyum. İstesem de bırakmak olmuyor. Ben kolumu kırınca bırakmaya karar verdim ama daha alçılarım çıkmadan tekrar kaymaya başladım. Hatta bacağımın alçıda olduğu bir dönem kaykaycı bir arkadaşımla buluşmaya çıktım. O da yanında kayağını getirmişti. Dayanamadım koltuk değneklerini kullanarak tek ayakla kaydım.”

Ailesi de bir zaman sonra ondaki kararlığı görünce alışmışlar ve barışmışlar kaykayla. Şimdi ise çocuklarının milli takıma seçilmesinin gururu ve heyecanı içerisindeler.

“BU ÇOCUKLARLA OYNAMA!”

Muhammet Bera’nın ailesinin tek kaygısı sakatlıklar değilmiş ilk süreçte. Kaykaycıların giyiniş tarzları ve tavırları aileyi korkutmuş. Anne İrem İnna Tok, “İlk başlarda kaykaycıları görünce ‘Bunlar nasıl çocuklar?’diye geçiriyordum içimden. Bera’yı onlarla oynama diye uyarmıştım.” derken baba Tok, “İlk başlarda bu sporu yapanların giyiniş tarzlarına, tavırlarına baktığımda onlar hakkında önyargılara kapılmıştım.” diyor. Bu önyargıların yıkılması ise aile için uzun sürmemiş: “Bursa’da milli takım kampında ilk defa onları daha yakından tanıma fırsatı buldum. Hem bana hem birbirlerine karşı o kadar saygılılardı ki… Parkurda çarpışıyorlar hemen birbirlerine koşuyorlar, birbirlerini kolluyorlar. Çok tuhaf bir camia bu camia.”

Muhammet Bera ise konuyla ilgili “Önyargılarla hareket etmek doğru değil. Hepimizi bir profile sokuyorlar. Aslında hepimiz farklıyız. Aramızda rap dinleyen de arabesk dinleyen de var. Ortak noktamız ise sokakları seviyoruz, bir sokak tarzı hâkim.” diyor.

“TAKIM KURMAK İSTİYORUM”

Muhammet Bera’nın ilk hedefi 25 Aralık’ta başlayacak olan olimpiyat ön elemelerinde tur atlamak. İleriye yönelik hedeflerini ise, “Bu sporu meslek olarak devam ettirmek istiyorum. Öncelikle yurt dışı standartlarına göre bizim ‘pro’ dediğimiz kategoride bir sporcu olmak istiyorum. Yurt dışında örnek aldığım sporcular gibi olmak istiyorum. Daha sonra bir marka açmayı, bir takım kurmayı çok isterim.” şeklinde açıklıyor.


ARŞİV