Branşın efsanelerinden Michael Johnson ve şampiyonlarından Maurice Greene’in yarışa katılmayacağı açıklanınca yeni şampiyonun kim olacağı atletizm otoriteleri arasında merak konusu olmuştu. En büyük favoriler İngiliz Darren Campbell ve Trinidad Tobago’dan Ato Boldon’du. Yunanlı sprinter Konstantinos Kenteris ise neredeyse hiç kimse tarafından dikkate alınmıyordu. Ancak yarış sonrasında Dünya, olimpiyat altınına ulaşan bu Avrupalı beyaz atleti konuşmaya başladı. Medyasının ilgisi artık sprint yarışlarındaki siyahi egemenliğini kıran bu tanınmamış Yunan atlet üzerindeydi artık. Kenteris, Sydney sonrasında 2001 Dünya ve 2002 Avrupa şampiyonalarında da 200 metrede altına uzandı.
ŞÜPHELER BELİRMEYE BAŞLIYOR
Kentereis’in art arda gelen başarıları parmak ısırtsa da alttan alta bir dedikodu yayılmaya başlamıştı. Ne hikmetse Yunan atlet, tüm sporculara uygulanan sürpriz doping testlerine her seferinde ‘acil bir işi’ çıktığı için girmiyor, uluslararası sporcuların yıl içinde katıldıkları ve düzenli olarak doping testi uygulanan Grand Prix’lere katılmıyordu. Bu durum Uluslararası Atletizm Federasyonu’nun (IAAF) da dikkatini çekmiş ve Yunun yetkilileri kibarca, Kenteris’i uluslararası müsabakalara daha fazla katılmaya teşvik etmeleri için uyarmışlardı. Tarih yaprakları 2004’ün yaz aylarına doğru yaklaşırken Kenteris’in ülkesi Yunanistan’da müthiş bir heyecan vardı. Olimpiyatlar doğduğu kente, Atina’ya geri dönüyordu. Ülke hem heyecanı hem de gururu yaşarken en büyük madalya beklentisi ise 200 metrenin son şampiyonu Kenteris’di. Midilli doğumlu sporcu bütün ülkede kahraman statüsündeydi, caddelere, sokaklara, vapurlara ismi veriliyor Zeus katına çıkartılıyordu.
TESADÜFLER ZİNCİRİ
Yarışların başlamasına kısa süre kala sporculardan doping testi numunesi almak için Atina’ya gelen Olimpiyat Komitesi memuru oldukça şaşırır. Çünkü Kenteris programında olmadığı halde ve ülkesinde gerçekleşecek olimpiyatlara kısa süre kalmasına rağmen dünyanın öbür ucuna ABD Chicago’ya gitmiştir. Komite vazgeçmedi, bu kez kararlıydılar. Chicago’da hızla görevlendirilen bir başka memur numune almak için Kenteris’le iletişime geçtiğinde gelen cevap artık kafalardaki soru işaretlerini daha da çoğaltmıştı. Kenteris, yaşadığı bir sağlık problemini grekçe göstererek Almanya Essen’e uçmuştu. Bir sporcunun olimpiyat öncesi iki kez numune vermemesi suç teşkil ettiğinden komite Yunan tarafına oldukça sert bir mesaj gönderdi. Kenteris numune vermezse kendi evinde, Atina’da yarışamazdı. Kenteris’i en büyük tanıtım yüzleri yaptıkları ve ulusal kahramanlık statüsüne yükselttikleri için bu durum kabul edilemezdi.
KÖTÜ KURGU KÖTÜ SON
Oyunların başlamasına günler kala Kenteris’in olimpiyat köyünde olduğu öğrenildiğinde komite hemen bir görevlendirme yapar ve doping memurları köye gider. Ancak ne hikmetse Kenteris yine ortalarda yoktur ancak bu kez medya olaydan haberdar olur. Tüm dünya medyası flaş haberlerle gelişmeleri aktarmaktadır. işte tam bu esnada beklenmedik bir gelişme yaşanır. Yunan televizyonları son dakikalarla Kenteris’in bir motor kazası geçirdiğini söylemektedir. İddiaya göre doping kontrolü için hızlıca olimpiyat köyüne dönmek isteyen Kenteris ne hikmetse bunun için bir motosikleti tercih etmiş ve yolda kaza yapmıştır. Neden kaza yerine yakın olan hastaneye değil de yaklaşık 1 saatlik mesafedeki hastaneye gittiği sorusunu ise kendisine yardımcı olan, yoldan geçen bir şoförün tercihi olarak cevaplar. Ancak bu gizemli şoför de hiçbir zaman ortaya çıkmaz. Motor kazası tüm dünyada ‘aptalca bir senaryo’ olarak adlandırılır. Yunanlılar daha günler önce ulusal kahraman ilan ettikleri Kenteris’i bu kez vatan haini ilan ederler. Yunan olimpiyat komitesi Kenteris’in oyunlardan çekildiğini açıklar. Olimpiyatlardan sonra gerçekleşen çeşitli soruşturmalar sonrasında olimpiyat komitesi tarafından cezalandırılır. Kendi ülkesinde yürütülen soruşturma neticesinde ise sahte bir kaza kurgulamaktan hapis cezası alır. Davayı temyize götürür ve bu kez temyiz Kenteris’i haklı bulur. Süreç 2011 yılına kadar sürer. 2000’li yılların başında bütün dünyada tanınan ülkesinde kahraman statüsüne yükselen Kenteris bugün neredeyse unutulmuş durumda.