Farklı alanlardan 22 erkeğin kendilerini ve hayatları boyunca karşılaştıkları “erkeklik rollerini” anlattığı “Erkekler” kitabının yazarları, imza günü ve söyleşi için Kadıköy’deydi
Eylül BİROL
Oyuncu, yazar, kereste tüccarı, basketbolcu, sosyolog… Liste uzayıp gidiyor. Hayatın farklı alanlarından erkekler, kalemi ellerine alıp toplumun kendilerinden beklediği “sert erkek” rollerini ve ne düşündüklerini anlattı. “Kadınları düşündüren, ‘erkekler kendilerini nerede görüyor?’ sorusunu sordum ve projeye başladım” diyen Ayşe Akaltun ise onları bir araya getirdi ve “Erkekler” kitabı ortaya çıktı.
Notabene Yayınları’ndan çıkan kitap, sünnetle başlayan, askerlikle pekiştirilen “sert erkek” kavramını; hikâyeler, incelemeler, anılar ve söyleşilerle anlatıyor.
Kitabın söyleşisi ve imza günü için Kadıköy Akademi 1971’de biraraya gelen yazarlar, katılımcıların sorularını yanıtladı.
NEYİ ANLATTILAR?
Aralarında oyuncu Mert Fırat ve basketbolcu Sinan Güler’in de bulunduğu yazarlar ve anlatıcılar, kitapta neleri anlatılarını ve projeye nasıl katıldıklarını şöyle özetledi:
Mustafa Çetiner: Doktorum ve 15 yıldır Cumhuriyet gazetesinde yazıyorum. İlk defa böyle bir proje içindeyim. Kitapta öykü yazdım. Böyle bir proje içinde olmaktan çok mutlu oldum gerçekten.
Sinan Güler: Basketbolcuyum. Hepimizin kendine ait bir hikâyesi var ve bunun paylaşılması gerektiğini düşünüyorum. Benimle röportaj yapıldı kitap kapsamında. Gurur verici bir şey.
Mehmet Uçan: Van’dan geldim, ticaretle uğraşıyorum. Bu kitaptan ne çıkacağını merak ediyorum. Hep bu düzende kadınların kaybettiği söylenir, ama hiç kimse kazanamadı bu lanet sistemde…
Mehmet Zaman Saçlıoğlu: Ben öykü yazıyorum ama projeyi kabul ettikten sonra “Ne yazacağım?” diye kara kara düşünmeye başladım. Birkaç başarısız denemeden sonra çok sinirli yazdığımı farkettim. Sonra anı-öykü gibi bir yazı çıktı.
Mehmet Bilal: Ben eşcinsel olduğu şüphesi ile polislikten atılan bir karakteri yazdım. Polislik erkekliğin en sert tartıldığı terazi. Yazabildiğimi sanıyorum.
Mert Fırat: Normalde senaryo denemeleri yazıyorum. Daha önce bir arkadaş grubu ile Testesteron diye bir oyun oynayıp erkeklik halleri ve meseleleri ile beş yıl boyunca rehabilite edilmiştim diyebilirim. Bu kitaba da bir öykü yazdım.
Mehmet Erşaşmaz: Psikologum. Öykü ve roman da yazıyorum. Fuhuş ile ilgili yazdım. Bunu sadece kadının değil erkekliğin de sorunu olarak ele aldım.
Mehmet Bozok: Sosyologum. Erkeklik rolleri üzerine çalışıyorum. Bunun üzerine dersler de veriyorum. Ben de bununla ilgili yazdım.
Murat Taş: Adapazarı’nda öğretmenim. Kadın cinayetleri uzun süredir beni çok etkiliyor. Kalıplara uymayan kadınların kötüymüş gibi gösterilmesi, ezilen kimliğim aracılığıyla empati kurmama sebep oldu.
Fuat Sevimay: Kereste tüccarıyım. Çeviri ile de uğraşıyorum. Kadın, erkek, o, bu, sistemin kurbanlarıyız. Birbirimizi anlamaya ihtiyacımız var.
A.Galip: Ankara’dan geldim. Şiir yazıyorum ve felsefeciyim. Benimkisi toplumsal cinsiyet kavramı ile ilgili bir yazı. Fakir Baykurt örneği üzerinden dil, edebiyat ve toplumsal cinsiyet incelemesi yaptım.