'Köpek gezdirme' artık bir iş

Son yıllarda hızla yaygınlaşan “köpek gezdirme” işini yapan hayvan dostu Sema Meşin, “Bunu iş olarak görmüyorum. Onları ev arkadaşlarım olarak tanımlıyorum.” diyor

10 Aralık 2015 - 14:22
Erhan DEMİRTAŞ
Avrupa’nın büyük şehirlerinde yıllardır meslek olan “köpek gezdirme” işi, son yıllarda Türkiye’nin büyük şehirlerinde de hızla yaygınlaşmaya başladı. Köpek sahibi olan ama işten güçten vakit bulamayıp köpeklerini gezdiremeyen vatandaşlar, köpeklerini bir bakıcıya emanet edip günlük hayatına devam ediyor. Evinde kedi, kuş ve köpek besleyen Kadıköylü Sema Meşin de hem müzik dersleri alıyor hem de derslerden arta kalan zamanını köpek gezdirerek değerlendiriyor.
İnsanlar için adaletsiz olan modern yaşam, hayvanlar için de geçerli. Sokaklarda yaşayan yüzlerce köpeğin aksine şanslı sayabileceğimiz onlarca köpek, Sema Meşin’in dostu olmuş ve olmaya devam ediyor.

“ONLAR EV ARKADAŞIM”
Son yedi yıldır hayvanlarla iç içe olduğunu söyleyen Meşin, bu işe nasıl başladığını şöyle anlatıyor: “Kendi köpeğimi sahilde dolaştırırken, birçok insanla tanıştım. Bu insanlar köpeklerine bakmamı rica ediyorlardı. Ben de onlara karşılıksız yardımcı oluyordum. Ama talepler arttıkça zorlanmaya başladım. Çünkü benim de sorumluluğunu üstlendiğim hayvanlar var. Onları zor durumda bırakmak yerine, beraberce bu yolu bulduk”
Sema Meşin’in çocukluğu hayvanların içinde geçmiş. Kedilerin ördeklerin içinde büyüdüğünü söyleyen Meşin: “Daha 5 yaşındayken, boyumdan büyük köpeklerle arkadaş olmuştum. O zamanlar evimizin önünden kurbağalı bir dere geçiyordu. Yıllar sonra bugün, Kurbağalıdere’nin kenarında hala hayvanlarla beraberim”
Meşin’e yaptığı işi nasıl tanımladığını sorduğumuzda şu cevabı veriyor: “Açıkçası bunu iş olarak görmüyorum. Onları ev arkadaşlarım olarak tanımlıyorum. Beraber oturup yemek yiyoruz, müzik dinliyor ve oyun oynuyoruz. Sevincimi, üzüntümü her şeyi paylaşabiliyorum. Para için yapılan hiçbir işte bunu yakalayamazsınız. Üstelik aldığım paranın hemen hepsini de yine hayvanlar için kullanıyorum”
Gelişmiş ülkelerin büyük metropollerinde köpek bakımı ve gezdirme işi çok yaygın ancak ülkemizde bu işin daha fazla yol kat etmesi gerekiyor. Özellikle yalnız yaşayanlar hayatlarını paylaşacakları bir dost edinmek istiyor. Peki, insanlar neden köpeklerini bakıcıya teslim ediyorlar? Meşin, sorumuza şöyle açıklık getiriyor: “Bir hayvanla yaşama kararı büyük bir sorumluluğu da beraberinde getiriyor. Mesela istediğiniz bir tatile kolayca gidemezsiniz. Otobüs, metro, tren hatta taksi gibi toplu taşıma araçlarını kullanamazsınız. Özel aracınız dışında başka uygun bir alternatif maalesef yok. Diyelim ki gittiniz; bu kez kalacağınız otelde, pansiyonda veya kampta bile sorun çıkabiliyor. Ama genel olarak, yoğun çalışma saatleri veya zorunlu iş seyahatleri, özellikle de sağlık sorunları gibi sebeplerle bakıcıya ihtiyaç duyuyorlar”

KADIKÖYLÜLER ÖZVERİLİ
Sema Meşin, sadece köpekler için değil bütün hayvanlar için oldukça hassas. Hayvanlar için söylenen sözcüklerin anlamı bile onun için ayırt edilmesi ve irdelenmesi gereken bir konu. “Hayvanlar konusunda çok mu duyarlısın” dediğimiz anda yapıştırıyor cevabı: “Duyarlılık demezdim. Duyarlılık; kendimizi hayvanlardan üstün görüyoruz veya fazla duygusal olduğumuz için onlarla ilgileniyoruz demek. Oysa benimkisi diğer hayvanlar için sorumluluk. Artık onlar da yaşamımızın içinde olmak zorunda; çünkü onlara serbestçe yaşayacakları bir alan bırakmamışız. Ben yalnızca elimden geldiğince yardım eli uzatmaya gayret ediyorum”
“Sokakta yaşayan martıları bile elleriyle besleyen ablalar oturuyor Kadıköy’de” diyen Meşin,“Kadıköylüler kış geldiğinde organize bir şekilde kediler için sıcacık evleri yapacak kadar özverilidir. Kadıköy aynı zamanda İstanbul’un en fazla vegan-vejetaryen kafelerini barındıran ilçelerinden biri. Bu da buradaki insanların, mezbahalarda ve süt çiftliklerinde acı çeken hayvanlara karşı da sorumluluk hissettiğini gösteriyor” diyor.

“ONLAR MUTLU BEN MUTLU”
Köpek gezdirme işinin evcil hayvan otelleri, pansiyonlar, çiftliklerde yapıldığını belirten Meşin, “Fakat benim gibi evinde bakan birine henüz denk gelmedim” diyor. Meşin şimdiye kadar aynı anda 6 köpeğe birden bakmış. “Tabi aynı zamanda evde kedi de vardı. Evimin en neşeli günleriydi.”
Aynı anda birden çok köpeğe bakmanın zor olmadığını söyleyen Meşin, köpeklerin birbirleriyle anlaşmalarının şart olduğunu belirtiyor. Meşin’in evi normal şartlarda birbiriyle anlaşamayacak hayvanlarla dolu. Sürekli olarak bir köpek, bir kedi ve iki de muhabbet kuşuyla yaşadığını söyleyen Meşin, “Hepsi de oldukça uyumlu. Zaman zaman evde hasta ya da yuva arayan geçici misafirlerimiz oluyor. İyi oluncaya ya da bir ev buluncaya kadar onlarla ilgileniyorum. Her gün ihtiyaçları için uzun gezmelere çıkıyoruz. İhtiyaç sadece tuvalet değil. Güneşte, çimlerde koşup oynamak da var. Her gün eve mutlu yorgunlar olarak dönüyoruz” diye konuşuyor.

GÜNDE İKİ SAAT GEZİNTİ

Sema Meşin her gün en az iki saat köpekleri gezdirdiğini söylüyor ve ekliyor: “Dolaşmak için kalabalıktan uzak yerlere gidiyoruz. Sahilde özgürce koşabiliyorlar. Bir de trafikten uzakta oyun parkları buluyorum”
Sağlık problemleri yaşayan başka hayvanların da bakımını üstlenen Meşin, kazandığı paranın büyük çoğunluğunu yine hayvanların bakımı için harcadığını belirtiyor. Hayvan sahipleriyle şimdiye kadar sorun yaşamadığını ifade eden Meşin köpeklerini bakıcıya emanet edecekler için bir de öneride bulunuyor: “Hayvanlarla iyi iletişim kurabilecek birilerine vermelerini öneririm. Onlar adeta hiç büyümeyen çocuklar. Yuvadan ayrılmak hiçbir canlı için kolay değil. Derdini anlatamayanlar için daha zor olmalı.”

ARŞİV