'Türkiye'de Aile İçi Şiddet Araştırması'

29 Eylül 2016 - 15:15
* Çocuk gelişiminin sağlıklı ilerleyebilmesi için 0-2 yaş grubunda hiç bir şekilde televizyon izlenmemesi önerilirken, bu yaş dilimindeki çocukların yaklaşık yüzde 24’ü her gün en az iki saat TV izlemektedir. 0-8 yaş arasında ise en az 2 saat TV izleme oranı yüzde 66’dır.
* Özellikle 0-8 yaş arasındaki çocukların kendilerini koruma açısından henüz çok donanımlı olmadıkları düşünülürse çocukların 'dışarıda bir yetişkin olmadan zaman geçirmeleri' sakıncalıdır. Ancak bu yaş grubu çocukların yüzde 32’sinin oyun parkında, sokakta, spor sahasında, internet kafe de yanında bir yetişkin olmadan zaman geçirdiği anlaşılmaktadır.
* 8 yaş altı çocukların, henüz kendi de çocuk olan 12 yaş altı birinin sorumluluğunda ya da tek başlarına, çeşitli tehlike ve kazalara açık bir konumda evde bırakıldıkları görülmektedir.
* Gerek aile fertleri arasında, gerekse ebeveyne yönelik şiddet durumunda, çocukların şiddet uygulanmasına tanıklık etme oranları oldukça yüksektir.
* Çalışmada, herhangi bir tür şiddet uygulayan kişinin ‘öfkesini kontrol edemediği’ ya da ‘işe yaradığını düşündüğü’ için bu tür davranışlarda bulunduğunu ifade ettiği belirtilmiştir.
* Bu davranışların çocuklara ne düzeyde zarar vereceği sorulduğunda, duygusal şiddetin çoğunlukla ‘hiç zarar vermeyeceği’ ya da ‘biraz zarar verdiği’ cevaplarının çoğunlukta olduğu görülmektedir.
* Oldukça dikkat çekici bir nokta da, ebeveynlerin çocuklarıyla geçirdikleri zaman içinde her gün beraber kitap okumaya ve oyun oynamaya ne denli az zaman ayırdıklarıdır.
* Ayrıca veriler göstermektedir ki, çocukların bazı konularda ihmal ediliyor olmaları, diğer bazı alanlarda da ihmal edilme risklerini arttırmaktadır.
Aile içi şiddetle ilişkili etmenlere bakıldığında da; 

* Anne-baba eğitim düzeyi arttığında çocuğa yönelik ihmalin azaldığı; *ailedeki çocuk sayısı artıkça beyan edilen ihmal düzeyinin de artış gösterdiği; *aile içinde engelli bir bireyin olduğu hallerde çocuğun şiddete tanıklığının daha fazla bildirildiği; *ailenin ekonomik durumu düzeldikçe çocuğa yönelik ihmal düzeyinin ve tüm şiddet türlerinin azalmakta olduğu görülmektedir. En yoksul koşullarda ve dolayısıyla en zor koşullarda yaşayan ailelerdeki çocukların aile içi şiddet tanıklığı, diğer ailelere göre daha yüksek bildirilmiştir.
Tüm bu bulgular, her ebeveyn ve çocuğun bakımını üstlenmiş kişi için erişilebilir ve etkililiği kanıtlanmış anne-baba eğitim programları bulunması ihtiyacını ortaya koymaktadır. Bu eğitim programları da çocukluk dönemi ve ihtiyaçlarını, riskler ve koruma yollarını; çocuk ve ergenlerin zor davranışlarını anlama, çocuğun gelişimini destekleyici disiplin yöntemleri, aile içi iletişimi; eşler arasında çocuğun eğitimi ile ilgili konularda uyumu kapsamalıdır. Bu programların etkili olması, tüm nüfus için erişilebilir olması, çocuğun gelişimi ile birlikte güncellenmesi, babaları da kapsaması, anne babalara tutum ve becerilerin pekiştirilmesi için danışmanlık olanağının tanınması önerilmektedir. Ruh sağlığı hizmetleri bütün nüfus bakımından rahatlıkla erişilebilir nitelikte değildir. Ruh sağlığı tedavi hizmetlerinin hem kalite hem de ücret bakımından erişilebilir hale gelmesi sağlanmalıdır.
Kadıköy Belediyesi Çocuk Koruyucu Ruh Sağlığı Merkezi olarak okullarda ebeveynlere sunulan ilgili seminerler ile çocukluk dönemi ihtiyaçları ve çocukların davranışlarının anlaşılır olmasına çalışmaktayız. Ayrıca ebeveynlik becerilerinin pekiştirilmesi için kişiye özel danışmanlık olanaklarının da varolduğu merkezimizde bu ruh sağlığı hizmetlerinin tümü ücretsiz olarak tüm kesimlere sunulmakta, herkese erişilebilir olması sağlanmaktadır.  Herkese şiddetsiz günler dileriz.

Kadıköy Belediyesi Çocuk Koruyucu Ruh Sağlığı Merkezi Tel: 0216 360 88 10 / 0216 360 88 30

 

ARŞİV