Bu hafta sizlerle, efsaneleşmiş bir isim olan Kolcuoğlu Kebap’a gidiyoruz. 1910 yılından beri bu sektöre damgasını vurmuş bir müessesenin misafiri olacağız
Yine soğuk bir günde yollardayım. Kar İstanbul’u çok sevdi bu yıl. Gidip gidip tekrar geliyor. Özlemiştik ama bu kadarı biraz fazla geldi. Neyse, yapacak bir şey yok. Biz gene özellikli mekanlara gidip sizlerle paylaşmaya devam ediyoruz. Bölgemizdeki bu rutin gezilerim sırasında çoktandır dikkatimi çeken bir mekân var: Kolcuoğlu.
Babadan oğula geleneğinin en güzel örneklerinden biri olan Kolcuoğlu Kebap’ın geçmişi 1910 yılına dayanıyor. Hasan Kolcuoğlu’nun Adana’nın eski sebze halinde başlattığı bu macera, günümüzde artık bir çok yerde adını gördüğümüz bir marka olarak karşımıza çıkıyor. Her Kolcuoğlu ayrı bir işletme olup, hepsi akraba ve dededen kalma bu mesleği orijinalinden hiç sapmadan, geleneksel bir anlayışla sürdürüyorlar. Hemen hemen her semtte salonları olan Kolcuoğlu’nun Küçükyalı sahilindeki mekanındayız bu hafta…
ADALAR MANZARASI…
Muhteşem adalar manzarasına karşı iki katlı bu binanın her iki katı da restaurant olarak kullanılıyor. Alt salon iki bölüme ayrılmış 200’er kişilik şekilde. Üst kat devasa bir salon. İç dekoru ve manzarası harika. Kocaman bir kış bahçesi, yazın 500 kişilik bir salon haline geliyor. Alt katta da salonlar haricinde yine 200 kişilik bir bahçe salonu bulunuyor.
Mekânın işletmecisi Alper Gültekin şunları söylüyor: “ Tüm mutfak personelimizi Adana’dan getirdik, lojmanımızda kalıyorlar. Kolcuoğlu olarak biz Hasan Kolcuoğlu’nun geleneğini sürdürüyoruz. Etleri bizzat ustamız titizlikle seçerek alır, hepsi erkek hayvandır. Hem daha lezzetli ve daha da pahalıdır. Kolcuoğlu’nun en büyük özelliği et seçimindeki titizliğidir. Bizde dondurulmuş et asla kullanılmaz. Alınan etler iki günde tüketilir asla soğutuculara konmaz.”
“NE YERSİNİZ DİYE SORULMAZ”
Gültekin bu durumun fiyatlara yansımadığını belirtirken, mekanın sloganı da dikkatimizi çekiyor: “Bedavadan az pahalı”. İşletmeci anlatmaya devam ediyor: “Bir de metrelik kebabımızla ünlüyüz. 1974 yılında metrelik kebap yapılmaya başlandı. O gün bu gündür bizde kebap metreyle yapılır. Bizde gelen konuklarımıza ne yersiniz diye sorulmaz. Sadece içecek sorulur. Geleneksel bir sofra düzenimiz vardır, tabii ki konuğumuzun özel bir isteği olduğunda yerine getirilir. Bu düzene göre 10 çeşit meze, 5 çeşit salata, ara sıcaklar ve illaki kebaplar sırasıyla gelir. Sonunda fıstıklı kadayıf ve irmik helvası olmazsa olmazlardandır.”
Ezme, roka, çoban, Kolcuoğlu salata, Akdeniz salata, tahin, haydari, babagannuş, süzme yoğurt, közlenmiş biber, turşu, tulum peyniri, çiğ köfte hemen masaya diziliyor. Arkasından ara sıcak olarak pastırmalı humus, peynirli fındık, fındık lahmacun… En sonunda metrelik Kolcuoğlu kebabı, yeme de yanında yat misali. Adana kebap üzerine sarma beyti… Ayrıca tavuk şiş, kanat, külbastı, kaburga… Farkı hemen fark ediyorsunuz kebapları yerken… Et seçimi çok önemliymiş meğer. gerçekten dedikleri gibi müthiş bir lezzet tufanındayız…Ve fıstıklardan neredeyse görünmeyen kadayıf!
İddialılar ve çok haklılar. Bu lezzete ve hizmete göre gerçekten fiyatlar şaşıracak kadar uygun. Tüm bu lezzetlerin keyfine varan iki kişinin ödeyeceğin en yüksek fiyat ise 120 TL. Mekânın önünde devasa bir otopark olduğunu hatırlatalım. Bence hiç vakit kaybetmeyin bir deneyin. Adres: Sahilyolu Süreyyapaşa Sok. No.1 Küçükyalı / 0216 519 89 01
KADIKAFE
Annemizin kokusu: Biber Ev Yemekleri
Çalışan, üreten binlerce insanımızın ortak derdidir. Öğle yemek paydoslarında nerde ne yesem? Aslında o kadar çok yer ve mekân var ki! Adım başı atıştırmalık bir şeylerin yenebileceği yerler… Fakat insan ev sıcaklığında, annemizin yemekleri gibi diyebileceği çok az yer vardır. İşte bunlardan biri de Caddebostan İskele sokakta, adım başı restaurantların, kafelerin, mağazaların arasına sıkışmış küçücük bir mekân “Biber”. Küçük ama sıcacık bir ev gibi. Yemekler de anne yemeği…
İki kadın el ele vermişler bu mekanı açarak bürolarda, mağazalarda, bankalarda çalışanlara öğle yemeği hizmeti veriyorlar. Paket servisle dileyenlerin işyerlerine servis veriyorlar. 30 kişilik mini bir salon, duvarlarında evimizdeki gibi süsler, resimler; masalarda pembe beyaz örtüler, her masada mini vazolarda mis gibi çiçekler… Tertemiz bir mutfak ve tıpkı evdeki gibi mis gibi tencere yemeği kokusu…
Önlükleriyle hizmet eden iki kadın, kendi pişirdikleri etli biber dolmalarını, sıcacık çeşit çeşit çorbalarını, karnıyarıkları, etli yaprak sarmalarını, kendi açıp hazırladıkları ev böreklerini, havuçlu pirinçli ıspanaklarını çocuklarına sunan anne edasıyla o sıcacık sevgileriyle sunuyorlar.
SICAK YEMEK ÖZLEMİ
Ortaklardan biri olan Aydan Yılmaz öykülerini şöyle anlatıyor: “Biz iki arkadaş çalışma hayatından geldik. Biliriz öğle tatillerinde sıcacık bir yemek özlemini. O yüzden böyle bir şey yapmaya karar verdik. Annemi de mutfağa sokuyorum ve gerçekten anne yemekleri sunuyoruz. Her gün 5 ayrı çeşit tencere yemeği taze taze yapılır, ertesi güne hiçbir şey kalmaz. Her gün iki çeşit tatlı yaparız. Akşamüstü çay saatinde de kendi yaptığımız kekleri ve tartları ikram ederiz. Buralarda yalnız yaşayan yaşlı insanlar da çok. Evlerine servislerimiz çok hoşlarına gidiyor, işyerlerine servislerimiz de bulunuyor.”
Öğle yemeklerinde fast food’dan bunalanlar için birebir Biber Ev Yemekleri!
Adres: Caddebostan Mahallesi İskele Sok. No.18/1 Kadıköy / 0216 407 16 16