24 saatlik meslek…

16 yıldır ‘güler yüzüyle hizmette’  olan apartman görevlisi Murat Musa Meral ile 14 Nisan Kapıcılar Günü vesilesiyle konuştuk. Babasından devraldığı bu işi Meral, “İnsanlarla iletişimi sevdiğim için işimi de severek yapıyorum” diyor

21 Nisan 2021 - 11:00

Türkiye Kapıcılar Federasyonu, son 8 yıldır 14 Nisan’ı Kapıcılar Günü olarak kutluyor. Biz de bu vesileyle Kadıköy’ün nev-i şahsına münhasır apartman görevlisi Murat Musa Meral ile konuştuk. 50 yaşında, 16 yıldır Kadıköy, bilhassa da Moda bölgesinde apartman görevliliği yapan Meral’le yağmurlu bir günde Moda’da buluştuk.

Babanız da apartman görevlisiymiş, değil mi?

Evet, babam 1972'de Kadıköy’de kapıcılık yapmaya başlamış. Hacı İzzet Sokak Orhan Apartmanı’nda, 20 metrekarelik bir odada ben, dört kardeşim, annem ve babam olmak üzere yedi kişi yaşardık. Zor günlerdi. 36 dairelik bina, asansör yok. Numaratör gibi bir sistem vardı. O sürekli yanıp yanıp sönerdi, çünkü dairelerden sürekli sipariş gelirdi. Babama yardım ederdik. Bazen ben çöpe çıkardım, kardeşlerim temizlik yapardı filan.

(Murat Musa Meral, babasının yıllarca apartman görevlisi olduğu Orhan Apartmanı önünde)

Baba yadigarı mesleği devam ettiriyorsunuz şimdi.

Gençken babam gel bu işi devam ettir demişti.  Ama gençlik gururuyla kabul etmemiştim, ‘Moda’da büyüdüm ben, bütün arkadaşlarım buralı. Bir arkadaşımın evinin kapısını çalıp da çöpünüz var mı diye nasıl sorardım’ diye… Şimdiki aklı olsa kabul ederdim. 25 yıl makam şoförlüğü, stok takibi, depo sorumluluğu gibi işlerde çalışıp emekli olunca kapıcılığa  döndüm. İnsan ilişkilerini sevdiğim için biraz da hobi gibi yapıyorum.

Kapıcı kelimesi sizi rahatsız etmiyor mu?

Ağız alışkanlığı öyle dedim ama hoşuma giden bir kelime değil. Benim şu an baktığım apartmanlardaki herkes bana bey der, telefonlarında ‘apartman görevlimiz’ diye kayıtlıyımdır.  Biraz da benim sayemde oldu bu, apartman görevlisi demelerini rica ettim. Kadıköy insanı görgülü olduğu için anlayışla karşıladı çoğu. ‘Ne oldu, kalbin mi kırıldı’ diye alaya alan da olmadı değil ama…

(Murat Musa Meral, hizmet verdiği apartmanlardan birinin önünde)

Az önce hobi dediniz. Neden?

Bu işi seviyorum, insanlarla birlikte olmayı, konuşmayı şakalaşmayı. Ben neşeli bir insanım. Bana ‘Merhaba nasılsın Murat?’ diye sorduklarında, bir sloganım var, hep onu söylerim: Güleryüzümle hizmet saatindeyim…

24 SAAT HİZMET

Rutin bir gününüz nasıl geçiyor?

 Apartman sakinleri akşamdan bana ihtiyaçlarını WhatsApp’tan yazarlar. Sabah erkenden kalkıp onları temin edip kapılarına bırakırım, çöpleri alırım. Öğlen bir kontrol yaparım başka ihtiyaç var mı diye. Belirlenen günlerde de apartmanların temizliğini yaparım.

Bahşiş ne kadar önemli sizin için?

Güleryüz ve teşekkür kadar önemli elbette. Sonuçta ben de fatura ödüyorum. Bazen o kadar yoruluyorum ki, ayaklarımın ağrısını kuru bir teşekkür geçirmiyor.

Bir apartman için apartman görevlisi en demek sizce?

Neredeyse 24 saatlik bir iş bu. Ailelerin bir ferdi gibiyiz. Telefonum hep açıktır benim. Başına herhangi bir şey gelen önce beni arar. Mesela geçen bir apartmana hırsız girmişti. Bir başka daire sakini de akşam evde ses duyup korkmuş beni aradı. Hemen gidip sakinleştirdim o kişiyi.

 "MODA’NIN ÇAY BAHÇELERİNİ KAPICILAR KURDURTTU"

Modalı yazar Deniz Kavukçuoğlu’nun ‘Moda’da Gezinti’ kitabında yazdığına göre Moda’daki çay bahçelerini kapıcılar kurmuş: “Moda Burnu’nun Sarayburnu’na bakan sırtında çay bahçesi açmak düşüncesi de ilk kez, Modalı kapıcıların serbest oldukları Pazar günlerinde, kendilerine diğer semtlerden konuk gelen köylülerini nerede ağırlayacakları sorusuna yanıt aranırken doğmuştu. Moda’daki kapıcılı apartman sayısı 500 ise bu, kapıcı ailesi başına ortalama beş nüfus hesabıyla 2500 kişilik bir nüfus demekti. Bir de onlara konuk gelen akrabaları, köylüleri hesaba katılacak olursa bu sayı üçe-beşe katlanıyordu. İlk açılan çay bahçesine daha birinci gününde yüzlerce kapıcı ailesi akın edince, bu akıllı yatırımın hemen arkası gelmişti. Yoksa Modalılar için akşamları bir çay bahçesine gidip rahatsız sandalyelerde çay, kahve, gazoz içmenin çekici hiçbir yanı yoktu.”

90’ların meşhur dizisi ‘Bizimkiler’in kapıcı Cafer’i (Ercan Yazgan)  ve Zeki Ökten'in 1976 tarihli filmi ‘Kapıcılar Kralı’nın Seyit’i (Kemal Sunal) ülkenin ünlü kurmaca kapıcı karakterleriydi.

(Bizimkiler'in çekildiği Şale Apartmanı, Kadıköy-Kozyatağı'nda)
 


ARŞİV