Satrancın ‘zeki insan işi’ olduğunu yahut bizzat satrancın kendisinin ‘zekâ arttırdığı’ söylenir. Peki ya hobi olsun diye değil de meslek olarak satrancı seçenlerin nasıl bir hayatı var?
Gökçe UYGUN
Hepimiz az çok biliriz satranç oynamayı. Satrancın ‘zeki insan işi’ olduğunu yahut bizzat satrancın kendisinin ‘zekâ arttırdığı’ söylenir. Peki ya hobi olsun diye değil de meslek olarak satrancı seçenlerin nasıl bir hayatı var?
Türkiye Satranç Federasyonu’nun (TSF) verilerine göre Türkiye’de TSF’ye kayıtlı 591 bin lisanslı sporcu bulunuyor. Ve hatta Türkiye lisanslı sporcu sayısı bakımından dünyada birinci sırada! Türkiye'de ayrıca 123 unvanlı satranç sporcusu var. İşte o sporculardan ikisi IM Ekaterina Atalık ve GM Suat Atalık… Uluslararası Usta sıfatıyla Türkiye’deki 19 satranç oyuncusundan biri olan Ekaterina Atalık, ülkemizin tarihteki ilk kadın büyük ustası. Türkiye’nin ilk Büyük Usta unvanlı sporcusu olan Suat Atalık da bu unvana sahip Türkiye’deki sekiz sporcudan biri. Pek çok şampiyonluğa imza atmış Atalık çifti ile yaşadıkları Bostancı semtinde görüştük.
EKATERİNA ATALIK:
“KONSANTRASYON ÇOK ÖNEMLİ”
■ 82 Rusya doğumluyum. 2004’te Kirov Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü’nden mezun oldum. Satranca 5,5 yaşımda başladım. O zamanlar erkek kardeşimle oynuyorduk, satranç kulübüne gidiyorduk. 6 yaşımda ilk turnuvama katıldım. 16 yaşımda uluslararası satranç ustası; 19 yaşımda da büyük usta unvanını kazandım. 2000 yılından beri dünyanın ilk 100 kadın oyuncusu arasındayım. Evlendikten sonra Türkiye’ye taşındım, 10 yıldır Bostancı’da yaşıyorum.
■ Kazandığım en büyük başarı; 2006 yılı Avrupa Bayanlar Şampiyonluğu. Türkiye’ye satranç alanında ilk altın madalyasını kazandıran sporcuyum.
■ Satranç benim için bir meslek. Başka bir iş hiç istemedim. Çocukluğumdan beri çok çalışmak, emek vermek zorunda kaldığım bir alan.
■ Bence satranç hem çok enteresan bir oyun hem de çok eğlenceli. Oynarken çok keyif alıyorum ama çalışırken sıkıcı oluyor!
■ Çocukken satranç kitapları çok okuyordum. Şimdi turnuvalara hazırlanırken hocam (eşim Suat) bana yardım ediyor. Bilgisayarla da çalışıyorum.
■ Satrancın en zor ama en önemli kısmı konsantrasyonu saatlerce sağlayabilmek…
■ Bence satrancı iyi oynayabilmek için doğuştan yetenek ya da çok zekâ gerekmiyor. Gerekli olan çok çalışmak!
SUAT ATALIK:
“ZORLUĞU UZUN SÜRMESİNDEN”
■ Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü mezunuyum. Satranca çocuk yaşta başladım. İlk turnuvama 11 yaşımdayken katıldım. 1994’te Büyük Usta unvanını aldım. Dünya Satranç Federasyonu rating listesinde 1997, 2005 ve 2006 senelerinde dünyanın ilk 100 oyuncusu arasına girdim.
■ TSF’nin her devrinde sorunlarım oldu, hala da var. Türkiye’nin en kuvvetli oyuncusunu ekarte etmek için bir takım garip kurallar uydurdular. En fazla ceza almış oyuncuyum ki doping ya da şike yok. Eşimin de başına geldi aynı şey. Sonra o anlaştı TSF ile, ben anlaşmaya yanaşmadım.
■ Satrancın zorluğu uzun sürmesinden. Bir masa başında yaklaşık altı saat oturabilmek için fiziken çok kuvvet lazım.
BİR EV, İKİ SATRANÇ USTASI…
Yurtdışında bir turnuvada tanışarak, 2005’te evlenen Atalık çifti, evde de turnuvalarda da satranç masasında sıklıkla karşı karşıya geliyor. Çiftin 9 yaşındaki oğulları Vadim Vedat’ın ise satranca pek ilgisi yok. Ekaterina Hanım bunu kendisine bağlıyor; “Turnuvalar için sık sık yurtdışına gittiğim için bana kızıyor, beni özlüyor. Bence biraz bu yüzden satranca biraz tepkili.” Suat Bey ise “Satranç, oğlumuzun ilgi alanlarından biri değil. İnsanın içinden gelmesi lazım. Anne-baba çocuğu hiçbir şeye zorlamamalı” diyor.