Kimdir bu uzlaştırmacılar, neler yaparlar? Adalete nasıl katkı sağlarlar? Özellikle son yıllarda karşımıza sıkça çıkan “uzlaştırma” kavramının peşine düştük ve Kadıköylü sosyal bilimci ve uzlaştırmacı Sezgin Özaytekin ile konuştuk.
Özaytekin, uzlaştırmanın Ceza Muhakemeleri Kanunu’nda ilk olarak 2004 yılında yer aldığını belirterek geçen yıllar içerisinde farklı düzenlemelerin yapıldığını ve özellikle 2015 ile sonrasında iyileştirmelerin sözkonusu olduğunu ifade ediyor. Sezgin Özaytekin kavramları ise “Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre ‘uzlaşma’, iletişim süreci sonunda varılan anlaşmayı ifade ederken, ‘uzlaştırma’ tarafların katıldığı sürecin bizzat kendisini ifade etmek için kullanılmakta. Uzlaştırma sürecinde uyuşmazlığın çözülmesi için suçun mağduru ve failini biraraya getiren kişiye de ‘uzlaştırmacı’ denir.” şeklinde açıklıyor.
BAKANLIK SINAV YAPIYOR
“Uzlaştırmacı olmak için hukuk, işletme ve iktisat fakültesi mezunu olmak gerekiyor.” diyen Özaytekin, konuşmasına şöyle devam ediyor: “Adalet Bakanlığı’nın sınavına giriyorsunuz. Bakanlığın 2016 yılında yaptığı sınava girdim ve uzlaştırmacı oldum. Ceza kanununu ilgilendiren hakaret, basit yaralama, basit hırsızlık, dolandırıcılık gibi şikâyete bağlı suçlar uzlaştırmacının konusunu oluşturuyor. Cumhuriyet Savcılığı bir yaralama geldiği zaman kamu davasını açıyor. İnceleme sonucunda uzlaştırmaya tabidir diyor ve uzlaştırma savcılığına yönlendiriyor. Savcılık da inceliyor ve bizlere görevlendirme yazısı veriyor. Adliyede yerimiz var. Tarafları ya orada ya da tarafların istediği güvenli bir yerde karşı karşıya getiriyoruz. Gizlilik olduğu için etraftan duyulmaması gerekiyor. O yüzden her yerde uzlaştırma yapılamaz.”
“UZLAŞMAM İÇİN ÖZÜR DİLESİN”
Sosyal bilimci ve uzlaştırmacı Sezgin Özaytekin, “Güvenli bir yerde biraraya getirdiğimiz taraflara uzlaşma teklif formu veriyoruz. Formun içinde uzlaşmanın ne olduğunu ve hukuki süreçleri anlatan 19 madde var. Bu formu imzalarlarsa müzakerelere geçiyoruz. Örneğin mağdur olan kişi diyor ki “Benim uzlaşmam için karşı tarafın özür dilemesi gerekiyor. Ya da benim malıma zarar verdi. Parasını ödesin.” Çok farklı talepler gelebiliyor. İki taraf da anlaşırsa uzlaştırma raporu hazırlıyoruz ve savcılığa gönderiyoruz. Savcılık yasalara ve genel ahlaka aykırı bulmazsa uzlaşmayı onaylıyor ve dava düşüyor.” dedi.
İSTANBUL’DA 5 BİN UZLAŞTIRMACI VAR
Onarıcı adaletin bir yaklaşım olduğunu ve “cezalandırmayalım ama taraflar arasındaki ilişkileri de tamir edelim” düşüncesine sahip olduğuna işaret eden Sezgin Özaytekin, konuşmasına şöyle devam etti; “Hiç olmazsa zarar gören kişinin zararı tazmin olsun ve ezilmişliği giderilsin. Fail de pişmanlık duysun ve yaptığının bilincine varsın. Çünkü cezalandırmada genelde husumet doğuyor. Onarıcı adalette tarafları barıştırıyoruz. Toplumsal barışa katkı sağlıyoruz. Uzlaştırmacılık tamamen gönüllülük esasına dayalıdır. İstanbul’da 5 bine yakın Türkiye’de ise 20 bini aşan uzlaştırmacı var. Geçen sene Türkiye genelinde 200 binin üzerinde dava uzlaştırıldı. Bunun güzel tarafı mahkemelerin iş yükünü azaltıyor.”
ONARICI ADALET PLATFORMU
“Onarıcı Adalet Platformu” adı altında biraraya gelen uzlaştırmacılar, her cuma 18.00 ile 22.00 saatleri arasında Kadıköy Belediyesi Barış Manço Kültür Merkezi’nde toplanıyor. Aynı zamanda platformun kurucusu olan Sezgin Özaytekin, bu toplantılarla ilgili de şunları söylüyor: “Her hafta biraraya gelerek sorunlarımızı konuşuyoruz. Bu sorunlara nasıl çözümler üretebileceğimizi masaya yatırıyoruz. Tecrübelerimizi ve deyimlerimizi aktarıyoruz. Bir çalıştay yapacağız. Bu çalıştayda uzlaştırmacılığı her yönüyle konuşacağız. Sorunları ve çözüm önerilerini dile getireceğiz. Çalıştaydan çıkacak sonucu Adalat Bakanlığı’na sunacağız.”