Sıla TANRIVERDİ
Cumartesi günü, Kadıköy Her Şey'in organizasyonu ile Yeldeğirmeni Çeşme Önü'nden başlayan "Yeldeğirmeni'ni tanıma" yolculuğumuz, Ayrılık Çeşmesi'ne kadar uzanıyor. Uzun yıllardır Yeldeğirmeni'nde yaşayan rehberimiz Barış Tosun; mahalleyi öykülerle, şiirlerle, anılarla anlatıyor bize.
Duraklarımızdan biri, kartopu oynarken camına kartopu gelen bir esnaf tarafından öldürülen gazeteci Nuh Köklü'nün öldürüldüğü yer oluyor. İskender Giray tarafından Nuh köklü anısına dikilen heykeli görüyoruz. Rehberimiz Barış Tosun, belediyenin de Yeldeğirmeni'ni simgelemesi adına yel değirmeni taşları koyduğunu söylüyor.
Daha sonra İzzettin Sokağı'na uğruyoruz. Barış Tosun, Cemal Süreya'nın bir şiirinde bu sokaktan bahsettiğini, aslında deniz kenarında olmak varken karanlık bir sokağı seçtiğini söylüyor. Ardından mahalleyle ilgili yazdığı "Vakit Var" şiirinden bir kısım okuyor:
"Elif Lam Mim. Yirmi üç haziran dokuz yüz altmış yedi
Bulanık atmosferin içinde gözlerim sımsıcak;
Yeldeğirmeni’nden denize sarpa sararak inen bir sokakta.
Vakit tamamdır diyorum. Ve sokağın sesi
Diyor ki değil daha
Vakit var daha "
İlerliyoruz, Hemdat İsrael Sinagogu'na geliyoruz. Rehberimiz diyor ki: "Dikkat ederseniz İzzettin Sokağı'nın Recaizade Sokağı'na bağlantısı vardır ama Uzun Hafız Sokağı'na bağlantısını yok. Bağlantıyı sağlamak için bir arsa satın almak istiyorlar ama vermiyorlar. Sinagogu biraz geriye alıyorlar, sinagogun kendi arsasından karşıya bağlanan bir yol yapıyorlar."
"Eksik Kalan Yerlere Dokunmak İstedik"
Bir çok yer geziyoruz, 2 buçuk saatlik yolculuğumuzun sonunda oturup bir kafede dinleniyoruz. Dinlenirken de, Kadıköy Her Şey'in gönüllülerinden Sedef Akçay ile neden mahalle gezisi düzenlediklerini konuşuyoruz. "Mahallemizde ücretli ve yanlış bilgilerin aktarıldığı turlar yapılmaya başlandı. Biz de buna alternatif olarak, kendi mahallemizi, kendimiz araştırıp gezelim dedik" diyor. Ardından Kadıköy Her Şey hakkında konuşuyoruz. Bu isimle yeni olduklarını söyleyen Sedef, Kadıköy Her Şey olana kadar ki süreci şöyle anlatıyor: "Gazetelerin, televizyonların kapatıldığı süreçte bir araya geldik ve bir basın özgürlüğü gecesi düzenledik. Etkinliğimize 'Susmuyoruz Söylüyoruz' adını verdik ve Hüsnü Arkan, Birsen Tezer, Bajar, Cihan Mürtezaoğlu şarkılarını basın özgürlüğü için seslendirdiler. Referandum sürecinde ise Bob Marley'in sözünü alarak 'No Başkanlık No Cry' dedik bu sefer. KHK ile ihraç edilen Anayasa Profesörü İbrahim Kaboğlu ile başkanlığı ve demokrasiyi konuştuk. Ardından sinemacı arkadaşlarımızla birlikte yönetmen Ezel Akay'ı ağırladık. "Dans ile özgürlüğe adım adım" diyen arkadaşlarımızla birlikte, yağmur altında 'Hayır'lı Danslar'da buluştuk. Özgürce dans edebilmek için hayır dedik."
Kadıköylü komşularına başkanlığı anlatan mektuplar yazdıklarını söyleyen Sedef Akçay, "Referandumun ardından 'Ne yapacağız?' Diye sorduk kendimize. Kültüre, sanata, edebiyata, siyasete dair yapabileceğimiz her şeyi yapacaktık ve bu yüzden 'Kadıköy Her Şey' dedik kendimize. Eksik kalan her yere dokunmak istedik." diyor. Gönüllülüğe dayanan, katılmak isteyen herkesin katılabileceğini söyleyen Akçay, "Birbirimize temas etmekten kaçınmayalım. Etrafımızdaki insanlarla bir araya gelmek, bir fikir atıp o fikri büyütmek çok güzel bir şey. Gelsinler, kendi fikirlerini ortaya koysunlar." diyor, isteyenlerin kendilerini sosyal medya hesapları üzerinden ulaşabileceklerini söylüyor.
Kadıköy Her Şey'in sosyal medya hesapları:
https://twitter.com/kadikoyhersey
https://www.facebook.com/kadikoyhersey/