Kadıköy Belediyesi Akademi’nin bu yıl dördüncüsünü düzenlediği “Açık Akademi Seminerleri” programının bu dönemki konu başlığı “Geleceğin Kentleri.” Program boyunca alanında uzman kişiler konu başlığı altında düşüncelerini katılımcılar ile paylaşacak. Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Güvenç, “Akıllı Kentleşme: Yeni Bir Kent Ütopyası mı?” başlıklı sunumuyla 30 Ekim Salı günü gerçekleşen seminer programının ilk konuğu oldu. Kadıköylülerin ilgi gösterdiği programa Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu ile Kadıköy Belediyesi Başkan Yardımcıları Bahar Yalçın ve Onur Temürlenk de katıldı.
“ULUSLARARASI ALANA TAŞIMAK İSTİYORUZ”
Programın açılış konuşmasını yapan Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, “Seminer programlarını önümüzdeki dönemlerde uluslararası alana taşımak hayalimiz. Alanında uzman bilim insanlarını getirmek istiyoruz. Yaşamı ve geleceği tasarlamak elimizde. Ortak iyi bir yaşamı nasıl oluşturabiliriz diye düşünmeliyiz” dedi.
Teknolojinin toplumsal bir tarihi olduğuna, toplumu ve kenti iyi anlayabilmek için teknolojik gelişmeleri tahlil etmenin önemli olduğunu dile getiren Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Güvenç, teknoloji konusunda her şeyi biliriz noktasında olmadığımızı söyledi, “Geleceğin kentlerinin ne olacağının sorusunun yanıtını verebilmek için biz bugün ne durumdayız diye bilmemiz gerekiyor. Bu da ancak içinde yaşadığımız toplumu çok çok iyi çalışmakla olabilecek bir şey.” dedi.
“KENT NEDİR? DİYE SORMAK GEREK”
“Geleceğimizin kentleri konusunda acayip bir şey var. Kent kelimesi çok zor. Çünkü zaman içerisinde bize öğretildiği gibi durmuyor. Nasıl teknoloji durmadıysa.” diyen Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Güvenç, konuşmasına şöyle devam etti; “ Örneğin 60’lı yılların sonunda 70’lerin başında okula gittiğimiz zaman şehirler tarımsal artı ürününün dağıtımının ve kontrollerinin yapıldığı merkezler olarak tanımlanıyordu. O zaman tarımsal artı ürünlü bir kent kuramı vardı. Bu gün tarımsal o artı ürünün olabilmesi için tarımın olması lazım. Şehir konuları değişebiliyor. O zaman geleceğin kentini kurabilmek için bu kentin neye benzediğine ve ne olduğuna dair bir şeyler bulmamız lazım. Kent nedir sorusunu sormak gerekiyor.”
“KENT DÖNÜŞTÜRÜCÜDÜR”
Kent konusunda bilim insanlarının görüşlerini de paylaşan Prof. Dr. Murat Güvenç, tarih alanında uzman olan Broder’in kent nedir sorusunu çok ilginç bir metaforla cevapladığını söyledi, metafor hakkında ise şu bilgileri verdi; “Kent bir tür transformatördür. Dönüştürücüdür. Kent yerküredeki her şey ile ilişkilidir. Bütün kentler küresel. Kentin bir de yerelliği var. Kent küresellik ile yerellik arasında bir bağlantı sağlıyor. Kent aslında gündelik hayatın yavaş ritmini küresel hayatın hızlı ve büyük ritmine çeviren bir mekanizma.”
“KENTİN ÜÇ FONKSİYONU VAR”
Broder’in metaforunu ufuk açıcı olarak gördüğünü belirten Murat Güvenç, bir başka bilim insanının da kent tanımı hakkında görüşü olduğunu, bu tanım içerisinde ise üç tane fonksiyona yer verildiğini, fonksiyonlarında buluşturma, paylaştırma ve öğretme olduğunu söyledi. Prof. Dr. Murat Güvenç, “Bu tamına göre kent farklı kaygılar ile dünyada yollarını arayan insanları biraraya getirir. Alıcı ile satıcıyı, öğretmen ile öğrenciyi buluşturur. İkinci olarak paylaştırma fonksiyonunu yerine getirir. Neyi paylaşıyoruz bir kente yaşarken. Bütün bir kolektif tüketim alanını paylaşıyoruz. Üçüncü fonksiyon olarak ise karşımıza öğrenme ve öğretme çıkıyor. İnsanlar birbirinden kentliliği öğreniyor. İstanbul metrosunun ilk açıldığı günleri anımsıyorum. Metroya binilemiyordu. Çünkü metroya binme kültürü yoktu. Ama bu gün artık binme kültürü oluştu. Bunu deneyerek öğrendik. Kent buluşturuyor, paylaştırıyor ve öğretiyor. Zaman içinde de kentler değişiyor.” diye konuştu.
“GELECEĞİN KENTLERİ BİZDEN BAĞIMSIZ DEĞİL”
“Teknoloji hayatımızı değiştirecektir. Ama kendi istediği doğrultuda değiştirecektir. Bizim kontrol edemediğimiz süreçlerde olacaktır.” diyen Prof. Dr. Murat Güvenç, konuşmasına şöyle devam etti; “Geleceğin kenti konusuna geldiğimiz zaman bizim bu teknolojilerin hangileri bize uygun hangileri az uygun ya da yarar ya da yaramaz konusunda önceden karar vermemiz gerekiyor. Teknolojinin kendisi hayatı belirtmiyor biz teknoloji ile beraber hayatımızı kuruyoruz. Geleceğin kentleri değimiz şey bizden bağımsız bir şey değil. Bizim de katılarak inşa edeceğimiz bir gelecekten bahsediyorum. Onun için geleceğin kenti şu olacak diye ütopik bir şeyler gösteremem ve söylemem.”
Geleceğin kentinin hep beraber yapılması ve kurulması istenilen tüm bir şehir olması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Güvenç, “O yüzden kent konusundaki düşüncelerimizi paylaşmamız gerekiyor. Bizim geleceğimiz nasıl olacak? Çocuklar hangi okula gidecek? Okula giderken bisiklete binecekler mi? Şeftali ağacını kiraz ağacından ayırabilecekler mi? Bütün bu soruları kendimize sormamız gerekiyor.” dedi.
KADIKÖY EN FAZLA ANKARA’DAN GÖÇ ALIYOR
Göç konusuna da değinen Murat Güvenç, göç eden sayısının arttığını ama göç alanlarının değişmediğini belirtip, konuşmasına şu bilgileri ekledi; “Göç eden yanında kültürünü de taşıyor. İstanbul birleşmiş milletler gibi. Her göç ters yönlüdür. İnsanlar emekli olduktan sonra metropolden göç ediyor. Trabzon’a en fazla göç veren il İstanbul. Metropoller kendi aralarında beyaz yakalı değimiz kesimi paylaşıyor. Ankara’daki doktor veya mühendis ya İstanbul’a ya da İzmir’e gidiyor. Kadıköy en fazla Ankara’dan göç alıyor.” Seminer, Murat Güvenç’in sunumunun ardından katılımcıların sorularını cevaplamasının ardından son buldu.