Her geçen gün akranlarının zorbalığına uğrayan çocuk ve gençlerin haberleri düşüyor ekranlara. Üzerine dezenfektan dökerek arkadaşını yakan da var, toplu halde okulun bahçesinde birine şiddet uygulayıp videoya çeken de… Peki çocuk ve ergenler arasında artan bu şiddetin nedeni ne? Kadıköy Belediyesi Çocuk Koruyucu Ruh Sağlığı Merkezi'nden uzman klinik psikolog Buket Zengin ile artan akran zorbalığını konuştuk.
Akran zorbalığı nedir?
Akranlar arası şiddet (bullying) bir çocuğun veya bir grup çocuğun var olan gücünü kullanarak, başka bir çocuğu kontrol etmek için düzenli olarak fiziksel, sözel, sosyal ve siber olmak üzere olumsuz davranışlarda bulunmasıdır. Akranlar arası şiddetin altında başkasının üzerinde egemenlik kurma ve gözünü korkutma isteği yattığı gözlenmektedir.
Hangi davranışlar akran zorbalığı anlamına gelir?
Bir çocuğun veya bir grup çocuğun başka bir çocuğa omuz, dirsek, kafa atma, başını bir yere vurma, tekme/ çelme atma, kesici aletlerle saldırma veya korkutma, oyun alanından çıkmaya zorlama, çocuğun kişisel eşyalarına zarar verme gibi olumsuz davranışlarda bulunması ve vücutta iz bırakan türde bir şiddet akla gelmektedir.
Bir çocuğun veya bir grup çocuğun başka bir çocuğa bedensel özellikleri veya dış görünüşüyle alay etme, konuşma tarzı veya aksanı ile dalga geçme, lakaplar takarak çocuğu küçük düşürme, küfür etme, sözel olarak tehdit etme gibi olumsuz davranışta bulunarak psikolojik olarak mağdur çocukta ciddi hasarlar bırakabilecek bir şiddet türünü göstermektedir.
Bir çocuğun veya bir grup çocuğun başka bir çocuğa oyun oynamaya ve etkinliklere dahil etmeme, dışlayarak yalnız bırakma, diğer öğrencilerle arasını bozacak kışkırtıcı davranışlarda bulunma, iftira atma, görmezden gelerek varlığını yok sayma, dedikodu yapma gibi çocuğu sosyal çevresinden uzaklaştırıp yalnızlaştırarak, daima şiddet uygulayabileceği birine dönüştürecek olumsuz davranışların tümünü kapsadığı gözlenir.
Günümüzde elektronik iletişim aletlerinin kullanımının artması ve sosyal medyanın kullanımının belirli bir yaş kısıtlaması olmasına rağmen denetimsiz olması, her yaştan kişinin sosyal medya kullanımını olası hale getirmiştir. Bununla birlikte akranlar arası şiddetin başka bir platforma taşınmış olduğu gözlenmektedir.
Bir çocuğun veya bir grup çocuğun başka bir çocuğa utandırıcı ve tehdit içerikli mesajlar atma, o çocuğun kişisel bilgilerini kullanarak sahte sosyal medya hesapları açma ve o kişi gibi davranarak ona olumsuz sonuçlar oluşturacak şekilde o hesabı kullanma, kişisel alanını ihlal edecek şekilde sosyal medya hesaplarından o kişinin sırlarını paylaşma veya dalga geçme gibi kasıtlı olarak çocuğu tehdit eden olumsuz faaliyetlerin elektronik iletişim araçları ile onur kırıcı, yalan ve sosyal çevresini uzaklaştırıcı amaçlı yapıldığı şiddet türünü göstermektedir.
“SOSYAL VE AİLESEL UNSURLAR”
Akran zorbalığının yaşanmasına neden olan durum ve koşullar nelerdir?
Akademik, sosyal (dışlanma, az arkadaşa sahip olma) ve ailesel unsurların akran zorbalığına neden olan durumlar olduğu gözlenmektedir. Antisosyal davranışın varlığı, dikkat bozukluğu ve hiperaktivite, öğrenme güçlüğü, motor- beceri gelişiminin yetersiz olması, doğum öncesi ve sonrası komplikasyonlar, düşük düzeyde bazı fiziksel anormallikler bireysel faktörleri içermektedir. Ebeveyn denetiminin-gözetiminin yetersizliği, çocukların sosyalleşmelerinde ebeveyn katılımının yetersizliği, ebeveyn disiplin yetersizliği, aile bireyleri arasında suç davranışının varlığı, ebeveynlerin çocuklarına kötü muamelede bulunmaları veya onları ihmal etmeleri, eşler arasındaki evlilik ilişkilerinin zayıflığı, ebeveynlerin boşanmaları ve ayrılmaları, büyük aile yapısı ailesel faktörleri oluşturmaktadır.
Akran baskısı, uyuşturucu elde edebilme ve kullanma, şiddetin yaygınlığı, suçlu arkadaş grubunun varlığı/çete oluşumları, din,dil, etnik köken, fiziksel görünüm, sosyal sınıf ve cinsiyete dair önyargılar, yüksek düzeydeki geçici nüfus ve ekonomik yoksunluk, şiddet davranışının sıradan ve normal olarak görülmesini sağlayan kültürel yapının varlığı, silahlara erişim kolaylığı, televizyonlardaki şiddete tanıklık etmek toplumsal faktörleri akla getirmektedir. Bu etmenlerin bir araya gelmesi durumunda şiddetin ortaya çıkma ihtimalin arttığı düşünülür.
“DEPRESYON, UYKU SORUNLARI...”
Çocuklar üzerinde ne gibi etkiler bırakıyor?
Akranlar arası şiddetin hem şiddet uygulayan hem de şiddete maruz kalan kişilerde büyük hasarlara yol açtığı gözlenmektedir. Zorbalığın, akranlar tarafından reddedilme, sevilmeme, akademik başarısızlık, dikkat eksikliği, otokontrol yetersizliği ve uyum problemlerine neden olduğu görülür.
Akran şiddetine maruz kalmanın, mağdurların psikososyal gelişimini olumsuz etkilediği düşünülmektedir. Şiddete maruz kalan kişilerde uzun veya kısa süreli etkileri gözlenebilmektedir. Depresyon, yalnızlık, anksiyete, düşük özgüven, yakın arkadaşlık kuramama, akranlar ile etkileşimden kaçınma, utanma, düşük sosyal yeterlilik, saldırganlık, akademik başarısızlık gibi kısa süreli etkileri olabileceği düşünülür. Uzun süre akran zorbalığına maruz kalan kişilerde uyku sorunları, alt ıslatma, mide- baş ağrıları gibi psikosomatik belirtilere ve fiziksel hastalıklara neden olduğu düşünülür.
Akran zorbalığı nasıl önlenebilir?
Akranlar arası şiddetin önlenmesi için çocuklara, başta aileleri tarafından olmak üzere okullarda toplumsal cinsiyet eşitliği ve her türlü ayrımcılığa karşı eğitim verilmelidir. Zira çocuklara önce her bireyin eşit olduğu, farklı olmadığı öğretilmelidir.
Her yaş grubuna kendi yaşına uygun bir eğitim ile çocuklara, şiddeti anlama ve önleme eğitimleri verilmeli. Akranlar arası şiddet anlatılmak suretiyle akranlar arası şiddete maruz kalmaları durumunda yapacakları, nereye başvuracakları ve hakları anlatılmalıdır.
Akranlar arası şiddet için Milli Eğitim Bakanlığı, okul yönetimleri, okulların rehberlik servisleri, öğretmenler ve aileler iş birliği içinde olarak düzenli olarak eğitimler verilmeli ve bilinçlendirme çalışmaları yapılmalıdır. Özellikle, akran şiddetine maruz kalan çocuğun ve zorba profilindeki çocuğun tespiti ile sonraki aşamada ne yapılması gerektiğine ilişkin bir eylem planı oluşturulmalıdır.
Akran şiddetinin sadece yüz yüze olmadığı, siber şiddetin de hızla arttığı ailelere anlatılmalı. Aileler siber şiddeti önlemek için güvenli internet kullanımı konusunda bilinçlendirilmelidir. Buna ilişkin kamu spotları düzenlenmelidir.
Okullarda akran şiddetine ilişkin, akran şiddetine maruz kalan ve zorba profilindeki çocukların destek alabilecekleri birimler oluşturulmalıdır.
Akranlar arası şiddetin iki tarafının da çocuk olduğu unutulmamalı. Ancak iki taraf da çocuk olduğu için hiçbir kurum ya da birey tarafından normalleştirilmemeli ve çocuklara normal olarak öğretilmemelidir.
UNICEF'TEN ÇAĞRI
UNICEF ve ortakları, okullarda şiddete son verilmesi için aşağıdaki alanlarda acilen harekete geçilmesi için çağrısında bulunmuştu. UNICEF’in 2018 yılında yaptığı çağrıda şu öneriler yer alıyor:
● Öğrencileri okullardaki şiddetten korumaya yönelik politikaların ve yasal düzenlemelerin yaşama geçirilmesi.
● Okullardaki önleyici ve karşı tepki verici önlemlerin güçlendirilmesi.
● Toplulukların ve kişilerin, şiddet hakkında görüşlerini dile getiren öğrencilere destek olmaları.
● Öğrencilerin ve okulların güvende kalmasına yardımcı olan ve etkililiği kanıtlanmış çözümlere daha etkili ve hedefli yatırımlar yapılması.
● Okulda ve çevresinde çocuklara yönelik şiddetle ilgili daha iyi ve ayrıştırılmış veriler toplanması ve etkili olan uygulamaların paylaşılması.