Köşkleriyle, istasyonuyla, sinemalarıyla Kadıköylülerin mazisinde yer edinen Zühtüpaşa Mahallesi şimdilerde eski görüntüsünden farklı olsa da Kadıköy’ün tarihinde önemli bir yerde durmaya devam ediyor
Beyza BAŞOĞLU
Gazete Kadıköy’de zaman zaman, Kadıköy’ün mahallerinin geçmişini, tarihi dokusunu ve değişen yüzünü anlatıyoruz. Bu hafta, Zühtüpaşa Mahallesi’nde bir mola verip etrafımızdaki değişimi sizlere aktarmak istedik. Kadıköy’ün 21 mahallesinden biri olan Zühtüpaşa aslında Kızıltoprak semtiyle özdeşleşmiş. Tarihi tren istasyonu, Fenerbahçe Stadı ve eski sinemaları ile geçmişten günümüze Kadıköy’de çok özel bir yer tutuyor.
TRENSİZ İSTASYON
Adını killi toprağın renginden alan Kızıltoprak, 1930 yılında ilçe olan Kadıköy’ü o tarihlerde oluşturan iki kısımdan biri. Geçmişte de günümüzde de önemli mekânları içinde bulunduran semtin bu denli özel olmasında Kızıltoprak İstasyonu’nun büyük payı var. İstasyonun yanı başındaki lokalin radyosunda çalan Türk Sanat Müziği, evlerin balkonundan sarkan rengârenk çiçekler ve Kızıltoprak insanının cana yakınlığı semtin her şeye rağmen samimiyetini koruduğunun kanıtları…
19. yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu’nda modernleşme serüveni ile birlikte gelişim göstermeye başlayan istasyon, 1871 yılında çıkan bir kanunla Haydarpaşa-Gebze demiryolu hattının yapılmasına karar verilmesinin ardından 1910 yılında inşa edilmiş. Demiryolunun iki yakasına konumlandırılan yapılardan oluşan ve birbirlerine alt geçit ile bağlanan güneyde yolcu binası, kuzeyde ise lojman olarak yıllarca hizmet verdikten sonra 19 Haziran 2013 yılından sonra bir daha kapılarını ziyaretçilerine açmamış. TCDD’nin hızlı tren çalışmaları nedeniyle rayları değişen istasyon şimdilerde yeni yüzüne kavuşmayı bekliyor.
ESKİLER ANLATIYOR
Sinemaları, istasyonu ve derken mahalle kültürünün içinde büyüyenlerin özlemle andıkları o günlere geri dönelim biraz da. 15.00 matinesine yetişmeye çalışan liseliler, trenden inenler arasından babasını gözetleyen minik çehreler. Yıllar geçtikçe Kızıltoprak gibi mahalle sakinleri de değişmiş elbet, değişmeyen ise eski yılları anlatırken yüzlerinde oluşan o buruk ama bir o kadar da samimi tebessüm.
İstasyonun içinde bulunan öğretmen evi lokali mahallenin eski sakinleri için buluşma noktası. Mahalle hakkında bilinmeyenleri öğrenmek ve anıların tozunu almak için mahallenin eski sakinlerine “Kızıltoprak’ı bize anlatır mısınız?” diye soruyoruz. Aldığımız cevap ise hiç değişmiyor; “Eski günleri özlüyorum.”
33 yıldır Kızıltoprak’ta yaşadığını söyleyen Güzin Üstünkaya, eskiye en çok özlem duyanlardan. İstasyonun kapanmasıyla beraber mahallenin eski hareketliliğini kaybettiğini ifade eden Üstünkaya, “Eskiden her gün komşularla beraber çardakta çay içer sohbet ederdik, şimdi böyle bir şansımız yok maalesef. Eski Kızıltopraklılar yok artık. İstasyonun kapanmasıyla beraber Kızıltoprak da eski Kızıltoprak değil” diyor.
İstasyon sadece Güzin teyze için değil eski bir demiryolu emekçisi Erol Ekin için de büyük önem taşıyor. “Banliyöyü kaybettiğimiz için çok üzgünüm” diyen Erol amca geçmişe olan özlemini şu sözlerle anlatıyor: “Eskiden buralar çok hareketliydi, her yere kolaylıkla gidebiliyorduk. Esnaf da mahalleli de memnundu. İstasyon kapandığından beri aksaklıklar başladı. Kızıltoprak’ı Kızıltoprak yapan diğer unsur da tarihiydi. Birçok köşk ve tarihi bina vardı şimdi çoğunun yerine apartmanlar yapıldı.”
Kızıltoprak dendiğinde anılarında yemyeşil alanları, türlü türlü çiçeklerle bezenmiş bahçeleriyle bir mahalle canlandığını söyleyen Ali Altay ise “Tabi burası eskiden daha yeşil bir mahalleydi. Nüfusun artması ile beraber bahçeli evlerin yerini yüksek katlı apartmanlar aldı. Eskiye özlem duyuyoruz ama mahallemizi de seviyoruz” diyor.
SİNEMANIN YERİNE OTOPARK
Kızıltopraklıların geçmişinde yer edinmiş, hatırladıkları zaman tebessüm etmelerine neden olan yerler arasında tabi ki Kent ve İkizler sinemaları da yer alıyor. Şimdilerde İkizler Sineması’nın yerinde otopark, Kent Sineması’nın yerinde de 12 katlı bir apartman yer alıyor. 1980’li yılların ortalarında kapanan Kent Sineması her hafta değişen filmleri, tiyatroları ve birbirinden ünlü müzisyenlerin verdiği konserlerle sadece semt sakinlerinin değil İstanbulluların da gözde mekânı olarak hatırlanıyor.
PAPAZIN ÇAYIRI’NDAN STADYUMA
Çekişmeli mücadelelere ev sahipliği yapan Şükrü Saraçoğlu Stadyumu’nun ilk adı Papazın Çayırı olarak biliniyor. Kadıköy civarında yaşayan Rum ve İngiliz vatandaşların top koşturduğu bu alan Fenerbahçe takımına Türkiye’de stat mülkiyetine sahip ilk takım olma özelliğini kazandırmış. Faaliyet gösterdiği tarihten bu yana önemli karşılaşmaların yapıldığı stadın geçmişinin 1900’lere kadar dayandığı söyleniyor.
“AKTİF BİR MAHALLE”
Uzun yıllardır Zühtüpaşa Mahallesi Muhtarı olan Harika Develioğlu ile hem mahalledeki sorunları hem de muhtarlığın hayata geçirdiği sosyal sorumluluk projelerini konuştuk. Develioğlu da tıpkı vatandaşlar gibi mahallenin son yıllarda hızlı bir değişim geçirdiğini düşünüyor. Bu değişime büyük oranda Kadıköy’deki kentsel dönüşüm projelerinin neden olduğunu ifade eden Develioğlu, “Tarihimiz yok oluyor mahalleme baktığım zaman artık başka bir yer görüyorum. İnsanlar kentsel dönüşüm dese de ben bu durumu rantsal dönüşüm olarak adlandırıyorum” diyor. Dönüşüm ile beraber sorunların da arttığını dile getiren Develioğlu, şikâyetlerini şöyle sıralıyor: “Kentsel dönüşüm ile beraber mahallenin büyük bir bölümünde şantiyeler kuruldu. Kızıltoprak Tren İstasyonu şantiyesi de bunlardan biri. Şantiyeden çıkan toz, hafriyat kamyonlarının kaldırımlara zarar vermesi kentsel dönüşümün mahallede yarattığı sorunlardan bazıları. Mahalle sınırları içinde bulunan Kurbağalıdere’nin kokusu nedeniyle de birçok sorun yaşadıklarını belirten mahalleli bir an önce bu giderilmesini istiyor.”
Develioğlu’nun paylaştığı bilgilere göre; Kadıköy’de atık yağ toplama kampanyasını ilk uygulayan mahalle Zühtüpaşa. Atık toplamanın önemini öğrendikten sonra bu tür projelere ağırlık verdiğini söyleyen Develioğlu “Bir litre atık yağın 1 milyon litre deniz suyuna karşılık geldiğini öğrendiğimde hemen işe koyuldum. Kadıköy Belediyesi’nin de desteği ile Gebze’de bir atık yağ arıtma fabrikası kuruldu, bütün sivil toplum örgütleri ile birlikte biz de oradaydık” diyor. Mahalleli ile birlikte kitap ve kıyafet toplayan Develioğlu, “Bunları ihtiyacı olanlara gönderiyoruz. Toplum olarak örgütlenmeye açığız, mahalleli olarak çok aktifiz” mesajını veriyor.