Armağan Çağlayan: "Televizyoncu değil, savcı olurdum”

Geçmişe dönebilse televizyoncu olmak yerine Şırnak Cumhuriyet Savcısı olarak tayini çıktığında “o emri imzalar giderdim” diyen Armağan Çağlayan “Size Anlatacaklarım Var” adını verdiği tek kişilik gösterisinde yaşadıklarının sadece yüzde onunu anlattığını söylüyor

28 Temmuz 2023 - 08:57

Türkiye’nin en çok konuşulan isimlerinden biri Armağan Çağlayan. Seveni, sevmeyeni, alkışlayanı, linç edeni, merak edeni, gıybetini yapanı ile her daim gündemde. Hem konuştukları, yazdıkları hem de konuşturduklarıyla pek çoğumuzun merakını gideriyor, meramını anlatıyor. Uzun yıllar önemli medya kanallarında yöneticilik yaptıktan sonra Ayvalık’a yerleşti. Gözlerden uzak bir hayat yaşarken 196Sekiz adlı YouTube kanalında Gör Beni, Uçuk Kaçık Masallar, Dur Bi Dinle, Yeme De Yanında Yat ve Zor Ama Yine De Sor adlı programların sunuculuğunu yaptı ve yaptığı programlar izlenme rekorları kırdı. Sosyal medya kullanıcılarının kinayeli ve sakınmadığı sözleri ile de yakından takip ettiği Çağlayan,  “Size Anlatacaklarım Var” adını verdiği tek kişilik gösterisiyle de, 20 yıl önceki Türkiye ile günümüzdeki Türkiye arasındaki değişimleri, ünlü isimlerle başından geçen anılarını, YouTube çekimlerinde karşılaştığı hikâyeleri anlatıyor. Tiyatro Özgürlük Parkı’nda etkinliği kapsamında 17 Temmuz’da İstanbullularla Kadıköy’de buluşan Çağlayan, Şırnak Cumhuriyet savcısı olmak yerine televizyoncu olmayı seçmesini, Seyfi Dursunoğlu ile tanışmasını, Bülent Ersoy, Yıldız Tilbe, Hülya Avşar gibi isimlerle yaptığı çalışmaları anlatıp, şarkılar söyledi.

Özgürlük Parkı’ndaki gösteri öncesi Armağan Çağlayan ile hızlı bir söyleşi yaptık.

- Coğrafya kaderdir denir. Eğer Hereke’de doğmasaydınız sizce nasıl bir hayatınız olurdu?

Bilmiyorum. Kasabada doğmak bana çok şey kattı orası net.

- Mesela

Okumayı kasabada öğrendim. Kitaplarla ilişkim kasabada başladı. İnsanlarla ilişkim kasabaya göre değişti. Değer yargılarım kasabaya göre gelişti.

- Nasıl bir çocuktunuz?

Çok uslu bir çocuktum.

- Şimdi geriye baktığınızda böyle yapsaydım başka türlü olurdum dediğiniz bir şey var mı?

“SAVCI OLURDUM”

Var tabii. Mesela Şırnak Cumhuriyet Savcısı olarak tayinim çıktığında o emri imzalar giderdim.

- Yani hiç medya sektörüne girmezdim diyorsunuz?

Evet, savcı olurdum hiç uğraşmazdım.

- Peki şu anki adalet mekanizmasıyla nasıl çalışırdınız?

Şimdiye kadar çoktan emekli olurdum ya da beni atarlardı.

- Çalışkan ve titiz biri misiniz?

Titiz değilim. Titizlikten ne anladığınıza bağlı. Ev titizi değilim yani.

- Çalışırken?

Evet. Her şeyi kontrol ederim. 

- Pop Star’da jüri üyeliği yaptığınız sırada çok itici, sivri dilli biriydiniz. Bu bir satış mıydı? Yoksa kendiniz miydiniz?

Hep kendim gibiydim. Bir insanın yüzüne bu giydiğin yakışmamış demek sivri dillilik değil. Burada anlaşamıyoruz. Yakışmamışsa yakışmamıştır. Komşu kadınlar güne gidip kalkan kadının arkasından laf ediyorlar o ayıp değil, ben insanların yüzüne söylüyorum ona ayıp deniyor. Onların yaptığı ayıp benim yaptığım değil, onlar arkadan konuşuyor.

- Yapımcılık yaptığınız dönemde birlikte çalışmaktan çok mutlu olduğunuz, keyif aldığınız isim kimdi?

Mesela Seyfi Bey ile (Dursunoğlu) ile çalışırken çok keyif aldım. Hülya Avşar’la çalışmak çok zevkliydi.

“HEPSİYLE ÇALIŞMAK ÇOK ZORDU”

- Kimle çalışmak zordu?

Hepsiyle çalışmak çok zordu.

- Sizinle çalışmak zor mu?

Onu benimle çalışanlara sormalısınız.

- Koskoca bir medya kurumunda yöneticilik yaptıktan sonra birden bire ortadan kaybolmak nasıl bir karardı? Böyle bir kararı niye aldınız?

İstanbul’dan çok sıkılmıştım. Hala da çok sıkılıyorum. Buraya gelmek istemiyorum. Ayvalık’ta yaşıyorum, sadece gösteriler için geliyorum ve gelince de bir an önce gitmek istiyorum.

- Ayvalık nasıl bir yer?

Ben ilk taşındığım zamanlarda daha güzeldi. Bence Ayvalıklı yöneticiler Ayvalık’a büyük ihanet ediyorlar. Orası kasabayken güzel. Orası pansiyon işletmeciliği yapılırken güzel.

- Biraz da sizin oraya gidişinizle konuşulur oldu. Herhalde farkındasınızdır?

(Gülüyor) Evet.

- Ayvalık’ta yaşamak zor değil mi?

Niye zor olsun. Ben dünyanın her yerinde yaşarım. Kitabımı, internetimi verin gerisinin önemi yok. Her yerde yaşarım.

- Sosyal medyada program yapmaya nasıl karar verdiniz? Ya izlenmeseydi?

O kargaşada kimse fark etmezdi ki zaten. Öyle bir sürü insan var, program yaptı izlenmedi, farkında bile değiliz. Üstelik bu programları yapanlar çok ünlü insanlardı ve fark etmedik.

“REKLAM İÇİN GELENLERİ SEVMİYORUM”

- Gör Beni’de keşke bu insanı merak etmeseydim, keşke çağırmasaydım dediğiniz insanlar oldu mu?

Öyle insanlar var. Gör Beni başka bir şey. Gör Beni’ye gelirken kendinizi açmayı kabul etmeniz lazım. Oraya gelip Gör Beni’nin seyredilme oranlarından faydalanmak ama hiçbir şey söylemek istemeyenleri sevmiyorum. Reklam için gelen insanları sevmiyorum o programlardan ben de sıkılıyorum.

- Sosyal medyayı da sık kullanıyorsunuz

Çok da sık linç yiyorum (Gülüyor)

- Nasıl dayanıyorsunuz?

Bir süre sonra alışıyorsunuz. Linç kendi içinde mekanizması olan bir şey. Bir süre sonra niye olduğunu anlıyorsunuz ve etkilenmiyorsunuz. Son tahlilde kendi evinde oturan bir insan o olayın arka tarafına bakmadan, o tweeetin neden atıldığını sorgulamadan, düşünmeden “Lan sen de kimsin” bir yandan konforlu bir şey.

- Size Anlatacaklarım var fikri nasıl doğdu?

Yapımcılar teklif etti. Yani kendi kendime sahneye çıkacağım diye bir karar almadım. Teklif geldi. Sonra üzerine çalıştık.

- Nasıl gidiyor ve yaşadıklarınızın ne kadarını anlatıyorsunuz?

Yüzde onunu. 

- Kalan yüzde doksan ne olacak?

Onları eve götüreceğim. 

“ANI KİTABI YAZMAK DOĞRU GELMİYOR”

- Yazmayı hiç düşündünüz mü?

Anı kitabı yazmak bana doğru gelmiyor. Çünkü ben o anı o insanla yaşarken, o insan onu bir gün benim yazacağımı düşünmeden kendisi gibi davrandı. Belki yazacağımı bilseydi öyle davranmayacaktı. Bu yüzden bana haksızlık gibi geliyor.

- Kadıköy’de Tiyatro Özgürlük Parkı’nda etkinliği kapsamında sahneye çıkıyorsunuz? Yerel yönetimlerin bu tür organizasyonları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bence daha çok olmalı. Türkiye’nin ekonomik koşullarında kültüre-sanata, kitaba para harcamak lüks. Belediyeler destek olduğunda insanların bilet almaları daha kolay hale geliyor.

- Peki Kadıköy’le nasıl bir ilişkiniz var?

Eskiden Sahrayıcedit’te oturuyordum. Üniversiteyi okurken burada oturdum. Uzun yıllar Kadıköy’de yaşadım. Yıllar içinde elbette değişti ama Kadıköy bana hep özgürlüğü çağrıştırır.


ARŞİV