“Artık güvende hissetmek istiyorum”

Cinsel kimliği yüzünden ayrımcılığa uğradığı için Suriye’den Lübnan’a oradan da Türkiye’ye kaçan ressam Tira, hikâyesini gazetemize anlattı

25 Ocak 2019 - 11:55

Tira’nın Suriye’de başlayan hikâyesi daha sonra Lübnan’a en son da Türkiye’ye taşınıyor. Sorunu ise hep aynı: cinsel kimliğinden dolayı yaşadığı ayrımcılık. Tira bir transseksüel. Aynı zamanda yetenekli genç bir ressam. İki kimliği de düşünüldüğünde bu toprakların pek “makbul” olmayan insanlarından. Bu sıfatlarının yanına bir de mültecilik eklenince hayatı çok zor bir hal almış. Bugünlerde bir LGBT derneğinin trans misafirhanesinde kalan Tira için en eğlenceli aktivite, bir dönem yaşadığı Kadıköy’de sanat atölyelerini gezmek. Yaşadığı onca kötü şeye rağmen ise umudunu ve resme olan tutkusunu hiç kaybetmemiş. Tira, öyküsünü gazetemize anlattı.

“GÜNLERİM KORKU DOLU GEÇİYORDU”

  • Kendinizden bahseder misiniz?

Ben Tira, Suriyeliyim, transseksüelim. Aynı zamanda resim öğretmeniyim. Doğup büyüdüğüm Suriye’de cinsel kimliğimden dolayı ayrımcılığa uğradığım için yıllar önce Lübnan’da yaşamaya başladım. Orada üniversite okuyarak resim öğretmeni oldum. Baskı orada da bitmedi. Bir buçuk yıl önce daha rahat olabileceğimi düşündüğüm Türkiye’ye geldim.

  • Suriye’de geçirdiğiiz yıllardan söz eder misiniz?

Suriye’de çok zor bir yaşamım vardı. Orada adalet ve özgürlük yok. Günlerim korku dolu geçiyordu. Çocukluğumda okulda hep kötü davranıldı. Ya taciz ediliyordum ya da zarar veriyorlardı. Cinsel kimliğimden dolayı hep ayrımcılığa uğruyordum. Bunun yanı sıra dört kere erkekler tarafından tecavüze uğradım. Ailem için iyi olmayacağını düşündüğüm için polise dahi söyleyemedim ve en sonunda Lübnan’a gittim.

“CİNSEL KİMLİĞİMDEN DOLAYI ÇALIŞAMIYORUM”

  • Resim yapmaya ne zaman başladınız?

Çocuk yaşımdan itibaren resim yapıyorum. Bir gün babam kâğıt ve boya malzemeleriyle eve geldi. Çok küçüktüm. Belki 5-6 yaşındaydım. Belki de daha küçük. Boyamaya başladım. O günden beri resim yapıyorum.

  • Türkiye’ye gelişiniz nasıl oldu? Neden Türkiye?

Lübnan’da da işler istediğim gibi gitmedi. Ayrımcılıktan ötürü mesleğimi yapamaz oldum. Bir arkadaşım bana Türkiye’nin iyi bir ülke olduğunu, daha rahat olabileceğimi söyledi. İlk başta Hatay’a geldim. Sonra İstanbul’a. İstanbul’a ilk geldiğimde bir kurum beni bir eve yerleştirdi. O evde Suriye’den gelen radikal Müslümanlar yaşıyordu. Bana aylarca çok kötü davrandılar. Bütün belgelerimi de çaldılar. Ayrıca Türkiye’ye geldikten sonra Avrupa’ya veya Kanada’ya da gidebileceğimi düşünüyordum. Bir yıl altı aydır buradayım.

  • Burada çalışabiliyor musunuz?

Hayır, çalışamıyorum en büyük problemlerimden biri dil. Türkçe bilmiyorum. Dilin lazım olmadığı işlerde ise transseksüel olduğum için beni işe almıyorlar. Trans evinde zor şartlarda, 18 kişiyle birlikte kalıyoruz. Burası insan yaşamı için sağlıklı bir yer değil. Dışarı çıkmak istemiyorum. Çünkü transseksüel olduğum için polis beni seks işçisi olduğumu düşünerek durduruyor. Daha sonra karakola gidiyoruz.

“RESİM BENİM HAYATIM”

  • Resim yapıyor musunuz hala?

Hayır, resim yapamıyorum. Kâğıt, kalem veya boya alacak param yok. Param olsa bile burada resim yapmam çok zor. Kendime özel bir alanım olması gerekiyor.

  • Özlediniz mi resim yapmayı?

Çok özledim. Resim benim hayatım. Ama şu an daha büyük problemlerim var. Sağlığımı kaybediyorum.

“HİKÂYEMİ SANATLA ANLATMAK İSTİYORUM”

  • Bize hayallerinizden bahseder misiniz?

Artık güvende hissetmek istiyorum. Rahatlamak ve kendimi salmak istiyorum. Çünkü uzun süredir kendimi hasta gibi hissediyorum. Ailemi çok özledim, onlarla görüşmek istiyorum. Benim hayalim kendime ait bir resim galerimin olması. Orada bana özel alanda resim yapmak ve insanlara yaptığım resimleri sergilemek istiyorum. Animasyon filmlerini çok seviyorum. Animasyon film de yapmak istiyorum.

  • Sanat sizin için ne anlam ifade ediyor?

Herkese hikâyemi anlatmak istiyorum. Bütün gazetecilere konuşmak, onlara Suriye’de, Lübnan’da Türkiye’de transseksüellerin yaşadıklarından bahsetmek istiyorum. Sanat da benim için bu. Bu hikâyeyi anlatırken sanatı kullanmak ve bütün dünyaya mesaj vermek istiyorum.

  • Hayatınızı resmetseniz en çok hangi rengi kullanırdınız? Neden?

Hayatımı resmetsem en çok kahverengi ve maviyi kullanırdım. Çünkü kahverengi benim için geçmişi ve güveni ifade eden renklerden biri. Mavi ise umudu temsil ediyor.

“ONLARI ÇOK ÖZLÜYORUM”

  • Aileniz şu an Lübnan’da mı?

Hayır, onlar Almanya’ya gitti. Benim doküman ve pasaportumda problem olduğu için onlarla birlikte gidemedim. Onları çok özlüyorum. Burada mülteci olduğum için Avrupa’ya gidemiyorum. Finlandiya’dan haber bekliyorum. Eğer kabul edilirse belki onlarla orada görüşebilirim.

“KADIKÖY’DE RAHAT HİSSEDİYORUM”

  • Türkiye’de yapmayı sevdiğiniz şeyler neler?

Türkiye’de bir kadın arkadaşım var. Onunla birlikte İstanbul’a ilk geldiğimde yaşadığım Kadıköy’de gezmeyi çok seviyorum. Kadıköy’de kendimi daha rahat ve özgür hissediyorum. Çünkü Kadıköy’de birçok sanat galerisi var. İnsanlar İstanbul’un diğer kısmına göre daha güler yüzlü ve arkadaş canlısı.

Ayrıca Türk tarihi ve kültürü çok ilgimi çekiyor. Onun için müzeleri ve tarihi yerleri de geziyorum. Burada inanılmaz yerler var.

.


ARŞİV