Asghar Farhadi: “Bir sinemacı sabahtan akşama kadar şüpheler içinde olan biridir”

Çağımızın en önemli sinemacılarından, dünyaca ünlü İranlı yönetmen Asghar Farhadi Kadıköy Belediyesi Sinematek/Sinema Evi’nin konuğu olarak Süreyya Operası’nda sinemaseverlerle buluştu

16 Mayıs 2024 - 11:03

Kadıköy Belediyesi Sinematek/Sinema Evi’nin mayıs ayında başlayan programında filmlerine yer verdiği İranlı yönetmen Asghar Farhadi, 12 Mayıs Pazar günü “Ustalık Dersi” vermek üzere Süreyya Operası’nda sinemaseverlerle buluştu. Etkinlikten önce Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı ile Sinematek/Sinema Evi’ni ziyaret eden yönetmen daha sonra Gain’in katkılarıyla düzenlenen etkinlikte katılımcıların sorularını yanıtladı. Açılış konuşmasını yapan yönetmen Emin Alper, İran sineması ve özellikle de Farhadi’nin filmlerine dair değerlendirmelerde bulundu. İran sinemasının “çok sesli bir sinema” olduğunu vurgulayan Alper, “Farhadi’nin sineması ise bunun izdüşümüdür. Ahlaki belirsizlikler vardır ve ahlak, ele avuca sığmaz kaygan bir şeydir. Onun sinemasının en önemli özelliği müthiş bir perspektif zenginliğine sahip olmasıdır” dedi.

Emin Alper’in açılış konuşmasının ardından etkinliğin fikir babası Ali Farkhonde’nin moderatörlüğünde Asghar Farhadi ile söyleşiye geçildi.

HİKÂYE Mİ KARAKTER Mİ?

Farhadi, senaryolarını yazarken önce karakterleri mi yoksa hikâyeyi mi yazdığı yönündeki soruya şöyle yanıt verdi: “Ben önce hikâyeyle başlayıp sonra karakterleri oluşturuyorum. İnsanların karakterleri bir hikâyenin içinde ilerledikçe ortaya çıkar. Karakter ne kadar ilginç olursa olsun sıradan bir hikâyede o karakteri tanımamız zordur. Oysa hikâye içindeki çatışmalar karakterleri tanımamızı sağlar. Önemli olan, hikâyedeki o kriz ve çatışmanın sadece o karakteri değil, dış dünyayı ve seyirciyi de ilgilendirmesi.”

“DERS VERMEK GİBİ BİR NİYETİM YOK”

Filmlerindeki “ahlak” meselesine dair de ayrıntılı bir açıklama yapan Farhadi, filmlerinin ahlaki değil ahlaki çatışmalarla ilgili olduğunu söyledi. Farhadi , “Didaktik olmak ya da ders vermek gibi bir derdim yok. Aslında kendi içimde oluşan soruyu seyirciyle paylaşıyorum. Bu yaşımda hâlâ neyin ahlaklı neyin ahlak dışı olduğunu net bir şekilde söyleyemem. Zaman çok önemli; eskiden ahlak dışı olan bir konu şimdi ahlaklı görülebiliyor. Filmlerimde bunu deniyorum; soruyorum ve anlamaya çalışıyorum. Bir yönetmen filminde ders veriyorsa özgüveni çok yüksektir. Benim hâlâ böyle bir özgüvenim yok.” dedi.

Fotoğraf: Evren Dursun

“MUTLAK BİR HAKİKAT YOK”

Asghar Farhadi, filmlerindeki hakikat ve yalan çatışmasına dair ise şunları söyledi: “Mutlak ve herkesin inandığı bir hakikatin olduğuna inanmıyorum. Hepimiz kendi bakış açımızdan hakikati görüyoruz. Benim filmlerimde hakikate yakın olmak çok önemli ama tamamen realist bir sinema yaptığım söylenemez. Sonuçta o hakikate müdahale ediyoruz, kurguluyoruz.”

Filmlerinde çok karanlık ve kötü bir karakter olmadığına da dikkat çeken Farhadi, “Bu demek değil ki herkes iyidir” dedi ve şöyle devam etti: “Kötü bir karaktere de hak vermeliyiz demek istemiyorum. Ama herhangi bir karakterin o kararı almasındaki nedeni anlamak istiyorum. Seyirciler kendilerini sevilmeyen bir karakter yerine de koyabilmeli. Hikâyelerimde seyircinin sadece bir karakterin peşinden gitmesini istemiyorum, karakterlere bölünmeli. Her karakterle farklı bir hemhâli yakalayabilmeli.”

NOKTA DEĞİL SORU İŞARETİ

Filmlerinin yurt dışına yayılacağını düşünmediğini söyleyen Farhadi, “Evrensel bir film yapmak için özel bir şey yapmak gerekmiyor. Lokal olmakla globalleşmek birbirine zıt şeyler değil. Bir insanı anlattığınızda bunu bütün dünya anlıyor” dedi. Farhadi, filmlerinde güçlü kadın karakterler olmasını ise annesi, kız kardeşi, eşi gibi hayatında olan bütün kadınların güçlü olmasına bağlayarak, “Benim hikâyelerim genelde aile hikâyeleri olduğu için, dramayı taşıyanlar da hep kadın karakterler oluyor” diye konuştu. Farhadi son olarak, “Bir sinemacı sabahtan akşama kadar şüpheler içinde olan biridir. Kafasındaki soru işaretlerini filmine aktarır ve filmine nokta koymaz, soru işareti koyar” dedi.


ARŞİV