Ateşböceği son kez uçtu…

Kadıköylü eski komedyen Ateşböcekleri'nin Yalçın'ı yaşama veda etti. Eşi, eski sinema oyuncusu Lale Belkıs, ‘’Yalçın, aramızdan gülerek ayrıldı…’’ dedi.

22 Ağustos 2014 - 10:42

Gökçe UYGUN
Fotoğraflar: Sinem TEZER
Bir zamanlar sahnelerin güldüren ismi, aktüel ve politik esprilerin sempatik ikilisi Ateşböcekleri'nin Yalçın'ı artık yok…
Komedyen Yalçın Otağ (78) Marmaris'te karaciğer yetmezliği nedeniyle tedavi gördüğü hastanede 15 Ağustos Cuma günü hayatını kaybetti. Marmaris Yücelen Hastanesi Başhekimi Tolga Çakmak gazetecilere yaptığı açıklamada, sanatçının karaciğer kanseri ve karaciğer sirozu rahatsızlıkları nedeniyle hayatını kaybettiğini bildirdi. Çakmak, "Yalçın Otağ'ın tedavisine İstanbul'da başlanmıştı, burada da hem tatilini geçiriyor hem de tedavi oluyordu. Son bir aydır genel durumu daha çok bozulmuştu. Hastalık son evreye gelmişti, elimizden geleni yaptık" dedi.  Çakmak, karaciğer sirozunun sadece alkole bağlı bir hastalık olmadığına da işaret etti.
 
"Yalçın gülerek gitti…"
Otağ'ın eşi sinema sanatçısı Lale Belkıs, karaciğer kanseri teşhisi konulan eşinin tedavisinin iki yıldır sürdüğünü anımsatarak, ‘’Çok üzgünüm…Nur içinde yatsın. Biz onunla iki can dostuyduk. Birbirimize hep destek olduk ve güven verdik. Beraberliğimizin 41. yıl dönümünde nazar değdi" dedi. Ünlü komedyenin sigara ve alkol gibi kötü alışkanlıklarının olmadığını ifade eden Belkıs, bazı olumsuz düşünceler ve ortamların hassas oldukları için sanatçıları daha fazla etkilediğini vurguladı. Son ana kadar hayat arkadaşının yanında olduğunu belirten Belkıs, "Son lokmasına kadar ağzına verdim, duamı yaptım. Helallik aldım. Yalçın da gülerek ayrıldı aramızdan" diye konuştu. Belkıs, "Ateş Böceği Ercan" lakaplı Ercan Bostancıoğlu başta olmak üzere sanat camiasından çok sayıda kişinin kendisini arayarak başsağlığı dilediğini kaydetti.  Yalçın Otağ, 20 yıldır ikamet ettiği ve çok sevdiği Datça’da 17 Ağustos günü eşi, sevenleri ve sanat camiasından arkadaşlarının katıldığı törenle son yolculuğuna uğurlandı. İskele Mahallesi’ndeki Fatih Camisi’nde öğle namazına müteakip düzenlenen cenaze törenine, sanatçının 41 yıllık eşi Lale Belkıs, 30 yıl süreyle aynı sahneyi paylaştığı arkadaşı Ateş Böceği Ercan (Bostancı), Uğur Böceği Yalçın Özden, Datça Kaymakamı Hamdi Üncü, Belediye Başkanı Şener Tokcan ve kalabalık bir topluluk katıldı.
Sinema yönetmeni ve yapımcı Türker İnanoğlu, ünlü tiyatrocu Müjdat Gezen ve Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt  Nuhoğlu’nun çelenklerinin de yer aldığı cenaze töreni boyunca taziyeleri kabul eden sanatçının eşi Belkıs, "Biz onunla iki arkadaştık. Her şeyi paylaşıyorduk. Bütün sosyal sorunları, en güzel sanat sorunları sevgi ve saygı çerçevesinde konuşur, tartışırdık. Birlikteliğimiz 41 yıl devam etti. Her anımız güzeldi. Hastalıklar hariç hiç kötü anımız yok. Benim için çok zor. Datça’yı çok seviyordu. Kendisi burada gömülmeyi arzu etti. ’Datça’da bir yer alalım, ikimizi de aynı yere gömsünler’ demişti" dedi.  Sanatçının, ’Ateş Böcekleri’ adı altında 30 yıl süreyle aynı sahneyi paylaştığı sanatçı arkadaşı Ercan Bostancı da Yalçın ile 30 yıl halkı güldürdüklerini belirterek, ‘’Hem de iyi bir şekilde güldürdüğümüzü zannediyorum. Ama bugün Yalçın beni ağlatıyor. 1956 yılında başlayan beraberliğimiz 1982 yılına kadar devam etti. Onunla hem sahne hem de asker arkadaşıyız. İkimiz de Ankara Orduevi’nde Ateş Böcekleri olarak askerlik yaptık. Yalçın, beş yıldır bu hastalığın etkisindeydi. Bir yerde Allah çektirmesin diyordum. Bana, ’Allah bana senin öldüğünü göstermesin’ derdi. Kardeşim nurlar içinde yatsın" diye konuştu.
 
"ÖRNEK ALDIĞIMIZ BİR İNSANDI"
Cenaze törenine katılanlarla yakından ilgilenen Uğur Böceği Yalçın Özden, Ateş Böceği Yalçın’ı kendine örnek aldığını belirterek, "Yalçın ağabey, bizim üstadımız, örnek aldığımız bir insandı. Ercan Ağabey ile uzun soluklu çalıştılar. Zaten biz de isimlerden anlaşılacağı üzere, Uğur Böcekleri idik. Onların arkasından örnek alarak geldik. Çok üzgünüz bir üstadımızı kaybettik. Datça artık onun mekanı olacak. Dünyanın en güzel yerinde yatacak. O bizim için her zaman yaşayacak. O yıllarca insanları güldürdü. Başka bir şey yapmadı. Ne yaptıysa insanları güldürmek içindi. Nur içinde yatsın" dedi.
 
YALÇIN OTAĞ: ''Ateşböcekleri şimdi sahneye çıksa tarzı aynı olurdu''
Lale Belkıs ve Yalçın Otağ çifti, bundan 3 sene önce, bir kış günü Moda'daki sıcacık evlerinin kapılarını Gazete Kadıköy'e açmıştı. O röportajdan bazı bölümleri Otağ’ın anısına bir kez daha yayınlıyoruz;
 
Yalçın bey, sizi soyadınızla tanıyan var mı acaba merak ediyorum. Çünkü siz halk için Ateşböceği Yalçın'sınız hala...
Şimdi tanıyorlar artık. 1980'de Ercan'la ayrıldıktan sonra soyadımla da tanıyan olmaya başladı.   Ama daha çok Ateşböceği Yalçın Otağ diye biliniyorum.

Ateşböceği ismini nasıl bulmuştunuz?
O zamanlarda bizden evvel Ahmet Faik Şener ve Engin Bozok ikilisinden oluşan Bal Arıları diye bir grup vardı. Ama biraz kaprisleri olmuş galiba. Fahrettin Aslan da Zeki Müren'e bizi önermiş. Böylece sahne maceramız başladı. Biz de Bal Arıları'na karşı Ateşböcekleri diye isim bulduk. Zeki Müren, Ajda Pekkan ve biz. Bu üçlüyle ''Sanat Milli Takımı'' olarak Maksim gazinolarında ve diğer gazinolarda, büyük lokallerin galalarında, açılış gecelerinde sahne aldık.

Siyasi espriler yapıyordunuz. Başınız derde girdi mi hiç?
Türkiye'nin politik hayatını sahnelerde anlatırdık. Esprilerimiz yüzünden bazen dost bazen düşman kazandık. Art niyetimiz yoktu. Mesela Demirel'i ilk ben taklit ettim. Aramız çok iyiydi, hiç sorun olmadı. Adnan Menderes'e de bizzat gösteri yaptık. Biliyorsunuz onun döneminde çok istimlak yapılmıştı. Oyunumuzda, Ercan bebek rolünde. Bir türlü uyumuyor. Ben de onu uyutabilmek için şöyle ninni söylüyorum; ''Uyumazsan Adnan bey amcan gelecek, evimizin önünden geçecek, senin uyumadığını görünce, evimizi istimlak edecek''. Ercan da hemen mışıl mışıl uyuyor. Rahmetli çok gülmüştü.

Şimdi olsa yine yapar mısınız benzer politik nükteleri?
Bugün Ateşböceklerini devam ettirsek yine yanı tarzda olurduk ama bugünlerde iyi ki sahnede değiliz. Çalışmış olsaydık, bu röportajı yapmak için Silivri'ye gelirdiniz! (gülüyor)

Ercan bey ve siz 30 yıla yakın süre beraber çalıştınız. Bu kadar uzun süre ikili olmak zor olsa gerek. Sıkılmadınız mı?
Her zaman sıkıldım ben Ercan'dan. (kahkahalar) Ercan manyaktır ama kardeşimdir! Herhalde o da benden sıkıldı ki 1980'de ayrıldık. Kimse bizi barıştırmak için araya girmedi. Dostlarımızın hepsi hakiki değilmiş demek ki, kıskançlık varmış.

80'den sonra neler yaptınız?
Müzikallerde rol aldım. Şimdi yanmış olan Şan Tiyatrosu'nda Haldun Dormen'in eserlerinde rol aldım. Mesela şimdi güncel bir konu var biliyorsunuz. Cihan Ünal ve Hande Ataizi'nin rol aldığı  oyundaki bazı sahneler... Biz o oyunu 28 sene evvel oynadık. Biz de böyle sahneler yoktu! Şimdi  demek ki tiyatro sahipleri ve sanatçıların böyle sansasyonel ihtiyaçları var insanları tiyatroya çekmek için. Ama anlamıyorum Cihan Ünal dev bir sanatçı, ne ihtiyacı olur ki böyle şeylere!

Ercan bey ile hala görüşüyor musunuz?
Ara sıra! İğreniyorum heriften. (kahkahalar atıyor)

Ciddi misiniz, şaka mı yapıyorsunuz anlayamadım?
Biz aramızda Ercan'la hiçbir şeyi ciddi olarak konuşmadık. Bizi kavga ederken görenler, bu işin sonu ya karakolda ya hastanede bitecek diye düşünürdü. Ama biz 5 dakika sonra hiç birşey olmamış gibi kol kola olurduk. Ercan'la bizim dostluğumuz kardeşten ileridir.

Tekrar bir araya gelme ihtimaliniz var mı?
İzleyiciler, 'Neden bir tv programı yapmıyorsunuz?' diye soruyorlar. Ben isterim ama Ercan nedense sağda solda ut çalmayı, figüranlık yapmayı tercih ediyor. Bunu anlamış değilim. Bunun için Ercan'a hala kızarım.

Şimdiki komedyenleri beğeniyor musunuz?
Hepsini seviyorum diyeyim de hiçbiri bir şey yapmıyor ki! (gülüyor) Mesela Şahan Gökbakar. Adamın ne yaptığı belli değil, bakmak istemiyorum. Çok samimi söyleyeyim; iğreniyorum.
Ata Demirer'i çok severim.

''Hey Gidi günler Hey/Bir Ateşböceği'nin Anıları'' adlı kitabınızdan bir anıyı bizimle paylaşır mısınız?
Ercan ile Yalçın olarak bir elmanın iki yarısı gibiydik. Herkes kim Ercan kim Yalçın karıştırıyordu. Gazeteci dostumuz Erol Dernek, Ercan ile ayrıldıktan sonraki senelerde bir gün bizim eve gelmişti. Erol'dan önceki bir gün de röportaj yapan bir muhabir, haberinde Lale ile olan fotoğrafımın altına ''Lale Belkıs eşi Ateşböceği Ercan ile'' yazmıştı. Çok kızmıştım. Konuyu Erol Dernek'e anlattım.
Erol  da ''Ne kadar yanlış bir şey, yakışır mi bir gazeteciye'' diye yorum yaptıktan sonra, evden çıkarken bana ''Allahısmarladık Ercan'' demez mi! İnanın espri değil, çok ciddiydi. Sonra hep beraber çok gülmüştük buna.
 
''Evliliği bitirmek kolay, zor olanı yıllarca yürütmek''
Sanat dünyasında evlilikler genelde çok da uzun sürmüyor. Ama siz 35 yıllık evlisiniz. Sırrınız nedir?
Yalçın Otağ: Ara sıra kavga etmek! Kavgadan sonra barışmak ömrü uzatıyor. Kavga dediysem yumruk yumruğa değil elbet (gülüyor) Bizim evde sanat tartışmaları hiç eksik olmaz.
Lale Belkıs: İnsanlar birbiriyle tıpatıp aynı olmaz, kavgalar da olur elbet. Hatta
kaçıp gitmek istediğimiz zamanlar da olmuştur. Ama ben bu yaşımda anladım ki insanın bir hayat arkadaşı olmalı. Yoksa her kavgadan sonra terketmek kolay. Önemli olan devam ettirmeye çalışmak. Biz birbirimize çok alışmışız. Mesela Yalçın, dışarıya çıkacağım dese ben hemen nereye diye sorarım.

Neden?
Güvensizlikten filan değil. Yani ne bileyim yemeğini yememiştir ya da yapılacak önemli bir işi vardır da unutmuştur filan. Biz artık bir bütün olmuşuz. 

Kaç yıldır Moda'da yaşıyorsunuz?
Yalçın Otağ: 1980'den beri. 
Lale Belkıs: Ben 12 yaşıma dek Eyüp'te yaşadım. Sonra Moda'ya taşındık. Çocukluğum hep buralarda geçti. Tabi o zaman bu evler filan yoktu. Bisikletle gezerdik. Hatta Ziverbey'e planörler inerdi, onları izlerdik.

30 yılı aşkın aynı yerde yaşamak da, evliliğiniz gibi bir istikrar göstergesi.
Lale Belkıs: Ben öyle kolayca değiştiremem evimi.
Yalçın Otağ: Moda, İstanbul'un değişmeyen, güzelliğini kaybetmeyen ender semtlerinden biri. Evlendiğimizde Bebek'te oturduk. Sonra buraya taşındık, bir daha da ayrılmadık.
 
ATEŞBÖCEKLERİ 30 YIL AYNI SAHNEYİ PAYLAŞTI
Türkiye’nin en önemli komedyenlerinden biri olan Yalçın Otağ, 80’li yılların başında Şan Tiyatrosu, Dormen Tiyatrosu, Tiyatrokare ile tiyatro sahnesine adım atmıştı. 'Ateş Böceği Yalçın' olarak ünlenen Otağ, 'Ateş Böcekleri' olarak Ercan Bostancıoğlu ile birlikte, 70 ve 80'li yıllarda Zeki Müren, Bülent Ersoy, Behiye Aksoy, Gönül Yazar, Neşe Karaböcek, Gülden Karaböcek, Emel Sayın gibi assolistlerle birlikte çalışmıştı. Tek kanallı televizyon döneminde Türkiye'nin politik hayatını sahnelerde esprili bir dille anlatarak beğeni toplayan "Ateş Böceği" ikilisi,30 yıl aynı sahneyi paylaşmıştı.
 
 
 
 
 
Etiketler; Yalçın Otağ

ARŞİV