“AVM’ler sokak hayvanlarını beslesin”

Karantina günlerinde her zamankinden daha zor durumda olan sokak hayvanları için kampanya başlatan hayvansever Pınar Aksu, AVM’leri sokak canlarını beslemeye çağırıyor

23 Haziran 2020 - 15:07

Sokak hayvanlarının ihtiyaçları pandemi günlerinde daha sık gündeme geldi. Zira esnafın ve gönüllülerin besleme imkanının kısıtlı olduğu zamanlar yaşandı. Bu konunun çözümüne kafa yoran hayvansever Pınar Aksu,  “Bi’ Pati Empati” isimli bir hareket başlattı.13 yıldır gazetecilik yapan, hayvan hakları aktivisti Aksu’nun amacı alışveriş merkezlerinin (AVM) sokak hayvanlarını beslenmesini teşvik etmek.

Detayları Aksu’ya sorduk.

  • Hayvanlarla ilişkinizin boyutu nedir?

Hayvanlarla olan ilişkimin, insanlarla olan ilişkimden daha iyi bir boyutta olduğunu rahatça söyleyebilirim. Babam hayvansever bir insandır ve çocukluğum boyunca hayvanlarla kurduğum ilişkide onu örnek aldım. Sakin, yalın ve olması gerektiği gibi. Dünyayı paylaştığımız tüm canlılara saygı duyuyorum ve hayvan haklarının insan haklarından ayrı düşünülmesini büyük bir kibir olarak görüyorum.

(Pınar Aksu ve Tarçın)

  • Sokak hayvanları her zaman bakım-gıdaya muhtaç ama karantina günlerinde daha da zorda kaldılar sanırım. Gözlemleriniz neler?

Sokaktaki esnafın besleme yapamadığı, restoranlardan gelen artık besinlerin olmadığı, bireysel besleme yapamadığımız zamanlar geçirdik. Adı üstünde sokak hayvanı… Sokakta yaşayan canlılar şehirli insanın merhametine muhtaç. Ben Nişantaşı’na yakın bir bölgede oturuyorum ve burada “kedi parkı” olarak bilinen bir park var. Tahminlerime göre 200 kedinin yaşadığı ve her sene çoğalmaya devam ettikleri bir park… Buradaki beslemeyi sadece 5-10 kişi organize olup kendi imkanlarıyla yapıyorlar. Karantina sürecinde ne sokaklarda ne de parklarda besleme yapılabildi. Karantina sonrası parkları dolaştığımda her gördüğümde sevdiğim bazı hayvanları göremedim… Yavrular çoğalmış ve hastalık artmıştı. Bireysel besleme maddi imkanlarınızın el verdiği ölçüde yapılabilir. Covid-19 sebebiyle işten çıkarılan, maaşında kesinti olan milyonlarca insan var ve bu önlenemez kemer sıkma politikasını birlikte getirir. Kişiler istese de besleme yapamaz ve imkanı olan (eğer konu hakkında duyarlıysa) sokak hayvanlarını besler. Bu noktada ‘AVM’ler sokak hayvanlarını beslesin’ diyerek bir hareket başlattık. Çünkü anlattığım senaryo ne kadar gerçekse AVM’lerin  finans gücü o kadar gerçek...

“KALICI BİR ÇÖZÜM OLABİLİR”

  • Sokak hayvanlarına yönelik pek çok proje yapılıyor -neyse ki-.. Sizinki aklınızda nasıl geldi? Sizi harekete geçiren-motive eden neydi?

Bireysel besleme ya da mama için bağış toplamak için ciddi bir zaman ayırmalısınız ve ne yazık ki bu zaman ciddi miktarlara ulaşmayan rakamlarla sonuçlanıyor. Türkiye çapında marka hareketi başlatmak sermaye sahiplerinin bu konuya dikkatini çekmek, aynı zamanda kalıcı çözüm olabilir diye düşündüm. Beni motive eden marka hareketinin Türkiye çapında işe yarar olma ihtimalinin hayalini kurmak. Çünkü güzel ve kalıcı bir hayal :)

  • Ne zaman ve nasıl başladınız? Hayvan Hakları Federasyonu’nuyla  (HAYTAP ) bağlantınız nasıl kuruldu?

27 Nisan’da hareketi başlattım ve aynı gün içinde önce yakın çevrem harekete dahil oldular. Sokak hayvanları için faydalı olabilecek tüm projelere açık bir stk olan HAYTAP’la iletişime geçtim ve birlikte bunun mantıklı bir fikir olduğuna karar verdik, ortak bir canlı yayın yaptık. HAYTAP’a yardım etmek için markaları onlara yönlendirmek gerekiyor. HAYTAP SHOP üzerinden alacağınız her mama Türkiye’nin başka bir yerindeki HAYTAP  kliniğine bağış olarak gidiyor. Yani hem mama alıyorsunuz hem de yardım etmiş oluyorsunuz. AVM’lerin HAYTAP Shop üzerinden mama almasını sağlamak faydalı olur diye düşündük. Muhtemelen avm yönetimleri bunu yine kendi faydaları kapsamında değerlendirdi...

  • Nasıl ilerliyor aşamalar anlatır mısınız? Kişiler ne yapıyor, AVM'ler ne yapıyor?

Şanslı olduğum nokta çevremdeki insanların aynı duyarlılığa sahip insanlardan oluşması. İlk günden itibaren hepimizin tek bir amacı, tek bir dille ifade ediyor oluşumuz AVM’lerin dikkatini çekti. Yapılan şey çok basit: Yaşadığınız bölgedeki alışveriş merkezinin sosyal medya hesabına ‘Bu süreçte sokak hayvanları için bir çalışma yapıyor musunuz?’ sorusunu yazın ve gelecek cevabı kontrol edin. Hepsi bu.

Bu kadar kolay gözükmesinin sebebi markaların kendi itibar yönetimlerini artık sosyal medya üzerinden sağlaması. Salgın süresince kapalı kalan AVM’ler sosyal medya hesaplarında ekmek yapımı tarifi, egzersiz videoları yayınlayarak müşteri - marka iletişimini dinamik tutmak istediler. Fakat dünya değişiyor. Tüketim kültürünün tükendiği noktadayız. Ne kadar verimli olursanız o kadar ayakta kalacaksınız. Bunu henüz anlamamış olsalar dahi yakın bir süre içinde anlaşılacak olması yine de iyi...

“İNSANLARIN TALEP ETMESİ GEREK”

  • Bu karşılıklı bir proje aslında anladığım. Siz bir nevi yürütücü gibisiniz. İnsanlar toplumsal talep yaratıp AVM'leri mama için teşvik ediyor diyebilir miyiz?

Aynen öyle. İnsanların talep yaratması buradaki asıl mesele. Bir AVM’nin sosyal medya hesabına ‘Restoranlar ne zaman açılacak?’ sorusunu yönelttiğinizde maksimum 10 dakika içinde cevap alırsınız. Çünkü çark için restoran gereklidir… Fakat ‘Sokak hayvanları için bir çalışma yapıyor musunuz?’ diye sorduğunuzda size cevap vermeyi reddeden bir AVM gelecekte faydalı olmayacaklar listesine en başta adını yazdırmıştır.

Bu açık tabirle ‘Biz deprem sığınma alanlarına inşa edilmiş obur işletmeleriz ve sosyal, faydaya yönelik hiç bir konuyla ilgilenmiyoruz’ demektir. Yakın gelecekte faydasız her marka yok olmaya mahkumdur.

  • Sosyal medyanın gücü artık yadsınamaz durumda günümüzde. Siz de bunu hayvanlar için kullanıyorsunuz diyebilir miyiz?

Evet diyebiliriz. İnsanların sosyal medyadan sıkılmaya başladığı bir noktaya geldik. Şu anda fayda zamanı.

  • Dönüşler nasıl? Öncelikle insanların kampanyaya ilgisini sorayım.

İnsanların kampanyaya olan ilgisi gün geçtikçe artıyor. Sesimizi duyurmak için ünlü insanlardan, Instagram fenomenlerinden yardım istedim, hiçbiri kabul etmedi. Bunun sebebini anlayabiliyorum. Fenomenler ve ünlüler AVM’ler ile içli dışlı bir ilişki içinde. Konuşmacı olarak çağırılmak ya da mağaza açılışında olmak bir fenomen için önemli. “Ekmek kapım aman bir talepte bulunmayayım” gibi bir düşünce içinde olabilirler… Yani yine faydasızlık :)

“FAYDASIZ AVM’LER VAR!” 

  • Ülke genelinde ve İstanbul özelinde kaç AVM var? Onlardan geri dönüşler ne yönde?

125’i İstanbul’da olmak üzere ülke genelinde 436 AVM var. 17 AVM bu harekete dahil oldu. bunların bir kısmı (İzmir ve Menemen, İzmit) belediye ile işbirliği yapıp sokaklara besleme istasyonları kurdular. İstanbul için durum çok acı… 17 az bir rakam.

Diğerleri duruma kayıtsız. Mesajlara yanıt vermiyor, yorumları siliyor ve hatta canlı yayınlarına izleyici olarak katıldığım ve soru sorduğum için yayından atılmışlığım var! Yanıt vermeyen AVM’lerin listesini yayınlamayı planlıyoruz. Magazin sayfalarında hemen her gün görülen, ünlü ziyareti sebebiyle haber olan AVM’ler bunlar…

  • Afaki bir hesap yapsak; her AVM ayda sadece misal 100 TL harcasa, en az kaç hayvan doyar?

Besleme yaptıkları alana bağlı. Örneğin; Kartal ve yakınlarındaki AVM’ler besleme yapsa Aydos Ormanları ve çevresine terk edilmiş sokak köpekleri var. Sadece bir günde de bitebilir 100 kiloluk mama. Fakat City’s Nişantaşı sadece bir sokak arkasındaki kedi parkında besleme yapsa 100 kiloluk mama tahminen 3 haftalık beslenme ihtiyacını karşılar. (Bahsi geçen iki AVM de  hiç bir şekilde yanıt vermedi.)

  • Kadıköy'den kampanyaya katılan avm var mı?

Anadolu yakasından ne yazık ki sadece Akasya AVM harekete dahil oldu. Onlar da kendi kapılarının önünde besleme yapıyor.

  • Bu arada sokak hayvanı deyince sadece kedi-köpek-kuş vb anlamamalıyız aslında.  Farklı bir soru sormak isterim size; karantinanın en yoğun olduğu günlerin birinde Kadıköy çarşının göbeğinde bankamatikten para çekerken bir fare ayaklarıma atlamıştı!  Çılgın gibiydi, aç ve korkmuştu muhtemelen… Yemek yerleri kapalı olduğu için aç kalan farelerin görünür olması pek çok semtte yaşandı. Bu konuda ne dersiniz?

Aslında cevabı kendiniz veriyorsunuz; “Çılgın gibiydi, aç ve korkmuştu muhtemelen...” diyerek.  Fareler gece hayvanlarıdır, şehir hayatında öğlen beslenmeye çıkmazlar. Yer altında, kuytularda beslenen bir fareyi deliğinden çıkaracak açlıkla karşılaşmışsınız. Benzeri bir senaryoyu insan için yazarsak “Çılgın gibiydi… Aç ve korkmuştu.” içimiz burkulur. Mesele empati... Fareler, insanlar, kediler köpekler, kuşlar, böcekler, aslanlar, sırtlanlar hepimiz aynı sema altında nefes alan yaratıklarız. İnsan; ancak insan olma kibrinden uzaklaştığında görebilir yaşamın sonsuz nimetlerini.

https://www.instagram.com/bipatiempati/


ARŞİV