Bayramın en tatlısı
Kadıköy’ün asırlık tatlıcılarından Şekerci Caferzade Aytekin Erol’dan Ramazan Bayramı’na özel en “tatlı” öneriler…
Mustafa SÜRMELİ
Sıcak geçen bir Ramazan ayının ardından Ramazan Bayramı geldi. Ramazan denilince mutfak kültürümüzün vazgeçilmez unsuru tatlılar hakkında da birkaç şey söylemek gerek. Çeşit çeşit akide şekeri ve lokumlar, badem ezmesi, meyve ezmesi, badem şekeri, tahin helvası, bademli helva, çeşit çeşit ev reçelleri, Osmanlı tulumba tatlısı, tarihi Şam tatlısı, özel şekerpare, badem tatlısı, ev baklavası ve tatlının daha onlarcası…
Konu bayram ve tatlı olunca geleneksel tatlı ve şekerciliğin Kadıköy’deki asırlık temsilcilerinden Şekerci Caferzade Aytekin Erol’a kulak verdik. Fabrikasyon yerine geleneksel tatlıcılık mesleğini günümüzde devam ettirdiğini söyleyen Aytekin Erol, yok olmaya yüz tutmuş meslekler arasında değerlendiriyor şekercilik sanatını ve maddi kazançtan ziyade işlerini severek icra ettiklerini ifade ediyor.
BAKLAVANIN PÜF NOKTASI
Bayram denilince şerbetli tatlılardan şöbiyeti, tulumbayı, lokmayı unutmamak gerek. Aytekin Erol, baklavaya da ayrı bir parantez açıyor ve ekliyor: “Fıstıklısından cevizlisine baklava ayrı bir gelenek tatlı kültürümüzde. Ayrıca cevizi biraz daha bol, hamuru biraz daha kalın olan köy baklavasının da hakkını vermeli” diyor.
Bayramda yediğiniz baklavanın tadının damağınızda kalması için Aytekin Erol’un altını çizdiği bazı püf noktalar da özetle şöyle: “Öncelikle iyi baklava, aldığınız yerin güvenilir olmasına bağlı. Bu çok önemli. Yediğinizde de ağzınızda güzel bir tat bırakmalı. Çıtırdama sesini de mutlaka duymalısınız. Tadıyla damağınızda güzel bir rayiha bırakmalı”.
HAFİF TATLILAR
Tatlının ustası, sıcak giden günlerde daha hafif tatlıların tüketilmesini öneriyor. Hafif tatlılar denilince de tatlıların tatlısı güllacın olmazsa olmazlar arasında yer aldığını belirtiyor.
Ya şöbiyet... Elbette şöbiyet üzerine de söyleyecekler var. Kaymağı ve fıstığıyla şöbiyet, baklava hamuruna benzer olsa da biraz daha farklı bir lezzet. İçine fıstık konularak şerbetleniyor. Hafif bir tatlı ama kaymaklı olarak tercih ettiğinizde sıcak havalarda biraz ağır gelebilir.
Tulumba tatlısı ise farklı şekilleriyle rağbet gören bir tatlı. Hamuru hazırlanıp, özel tulumba kalıbından geçtikten sonra şeklini alıyor, soğuk şerbetin içinde şerbetlendiğinde görüntüsü ve lezzetiyle cezp ediyor.
Güllaç, şekerpare de sevilen tatlılar arasında. Şekerleri lokumları da unutmamak gerek. Çikolata ve çikolatalı drajelerin icat edilmediği zamanlarda bayramın en tatlı tarifiydi lokumlar, akide şekerleri. Bayram ziyaretlerinde çocukların ikram edilmesini heyecanla beklediği tatlardandı. Şimdi lokumun yüzden fazla çeşidini bulmak mümkün. Mideyi rahatlatmak için iftarda ve sahurda yemek sonrası sakız lokumunu tavsiye ediyor Erol. Gastrit, ülsere iyi geliyormuş. Ağızda bıraktığı tadın yanı sıra verdiği ferahlıkla dikkat çeken bir tatlı. Bayramda misafirlere ikram için çifte kavrulmuş duble fıstıklı, çikolatalı duble fıstıklı, gül yapraklı, ekşi üzümlü olan ve şeker hastalarının fazla olmamak kaydıyla yiyebileceğini belirttiği zeyreşli lokum kendine özgü tadıyla dikkat çekiyor.
Konu bayram ve tatlı olunca geleneksel tatlı ve şekerciliğin Kadıköy’deki asırlık temsilcilerinden Şekerci Caferzade Aytekin Erol’a kulak verdik. Fabrikasyon yerine geleneksel tatlıcılık mesleğini günümüzde devam ettirdiğini söyleyen Aytekin Erol, yok olmaya yüz tutmuş meslekler arasında değerlendiriyor şekercilik sanatını ve maddi kazançtan ziyade işlerini severek icra ettiklerini ifade ediyor.
BAKLAVANIN PÜF NOKTASI
Bayram denilince şerbetli tatlılardan şöbiyeti, tulumbayı, lokmayı unutmamak gerek. Aytekin Erol, baklavaya da ayrı bir parantez açıyor ve ekliyor: “Fıstıklısından cevizlisine baklava ayrı bir gelenek tatlı kültürümüzde. Ayrıca cevizi biraz daha bol, hamuru biraz daha kalın olan köy baklavasının da hakkını vermeli” diyor.
Bayramda yediğiniz baklavanın tadının damağınızda kalması için Aytekin Erol’un altını çizdiği bazı püf noktalar da özetle şöyle: “Öncelikle iyi baklava, aldığınız yerin güvenilir olmasına bağlı. Bu çok önemli. Yediğinizde de ağzınızda güzel bir tat bırakmalı. Çıtırdama sesini de mutlaka duymalısınız. Tadıyla damağınızda güzel bir rayiha bırakmalı”.
HAFİF TATLILAR
Tatlının ustası, sıcak giden günlerde daha hafif tatlıların tüketilmesini öneriyor. Hafif tatlılar denilince de tatlıların tatlısı güllacın olmazsa olmazlar arasında yer aldığını belirtiyor.
Ya şöbiyet... Elbette şöbiyet üzerine de söyleyecekler var. Kaymağı ve fıstığıyla şöbiyet, baklava hamuruna benzer olsa da biraz daha farklı bir lezzet. İçine fıstık konularak şerbetleniyor. Hafif bir tatlı ama kaymaklı olarak tercih ettiğinizde sıcak havalarda biraz ağır gelebilir.
Tulumba tatlısı ise farklı şekilleriyle rağbet gören bir tatlı. Hamuru hazırlanıp, özel tulumba kalıbından geçtikten sonra şeklini alıyor, soğuk şerbetin içinde şerbetlendiğinde görüntüsü ve lezzetiyle cezp ediyor.
Güllaç, şekerpare de sevilen tatlılar arasında. Şekerleri lokumları da unutmamak gerek. Çikolata ve çikolatalı drajelerin icat edilmediği zamanlarda bayramın en tatlı tarifiydi lokumlar, akide şekerleri. Bayram ziyaretlerinde çocukların ikram edilmesini heyecanla beklediği tatlardandı. Şimdi lokumun yüzden fazla çeşidini bulmak mümkün. Mideyi rahatlatmak için iftarda ve sahurda yemek sonrası sakız lokumunu tavsiye ediyor Erol. Gastrit, ülsere iyi geliyormuş. Ağızda bıraktığı tadın yanı sıra verdiği ferahlıkla dikkat çeken bir tatlı. Bayramda misafirlere ikram için çifte kavrulmuş duble fıstıklı, çikolatalı duble fıstıklı, gül yapraklı, ekşi üzümlü olan ve şeker hastalarının fazla olmamak kaydıyla yiyebileceğini belirttiği zeyreşli lokum kendine özgü tadıyla dikkat çekiyor.