Beyaz yakalının önlenemez göçü

Geçtiğimiz yıl Türkiye’den yurtdışına 253 bin kişi göç etti.Plaza Eylem Platformu ekibiyle yurtdışına göçün sebeplerini konuştuk

26 Eylül 2018 - 09:26

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 6 Eylül’de açıkladığı göç istatistiklerine göre “ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel” nedenlerle Türkiye’den göç edenlerin sayısı 2017’de bir önceki yıla göre yüzde 42,5 artarak 253 bin 640 oldu. Göç eden nüfusun yüzde 42,2’si 25-34 yaş grubundan, yüzde 57’si de İstanbul, Ankara, Antalya, Bursa ve İzmir gibi büyük kentlerden. Kadri Gürsel’in Al Manitor’de kaleme aldığı yazıda, 2013’teki “Gezi Direnişi” sırasında politikleşen genç kuşak mensuplarının Türkiye’yi terk edenlerin arasında hatırı sayılır bir paya sahip olduğu belirtiliyor.

Plaza Eylem Platformu’nun Kadıköy’de düzenlediği toplantıda da bu konu gündeme alındı. Beyaz Yakalının Göçü adını taşıyan söyleşide beyaz yakalılar için yurtdışına gitmenin nedenleri ve sonuçları tartışıldı. Biz de bu vesileyle Plaza Eylem Platformu ekibiyle hem çalışmaları hakkında konuştuk hem de yurtdışına göçün sebeplerini masaya yatırdık.

-Plaza Eylem Platformu (PEP) nasıl kuruldu?

Plaza Eylem Platformu, 2008’de başlayan IBM’deki sendikalaşma çabasına destek vermek için biraraya gelen beyaz yakalılarca kuruldu. İsmini de plazalarda düzenlediği eylemlerden aldı. 2010’daki Tekel direnişine kadar pek çok işçi mücadelesine destek verdi. Zamanla PEP, emek mücadelesinde kendine yer açan beyaz yakalıların platformu haline geldi. PEP, Deneyim Paylaşımı Atölyeleri gibi çeşitli çalışmalarıyla kişisel alanı, iş dışı hayatı ve ruhsallığı işgal eden iş yaşamına karşı beyaz yakalıları güçlendirmeyi hedefliyor. Gönüllülerce nöbetleşe yönetilen istenatildim.org sitesiyle işten çıkarılan çalışanlara destek oluyor.

KİMDİR BU BEYAZ YAKALI?

-Neden örgütlenme ihtiyacı duydunuz?

Beyaz yakalılar olarak görünmezliğe itilen sorunlarımızı görünür kılmak, gündemleştirmek ve bu sorunların çözümü için ortak bir mücadele hattı örmek için örgütlendik. Fazla mesailere, maillere ve iş telefonlarına itilmemiz bizi örgütlenmeye itti.

-Beyaz yakalılar kimlere denir? Toplumda beyaz yakalılara karşı bir önyargı var. Çok para kazandıkları, rahat işlere sahip oldukları, masa başında çalıştıkları için yorulmadıkları gibi, ne dersiniz?

Evet, beyaz yakalılar çoğunlukla masa başında çalışırlar. Aldıkları ücret zihin emeklerinin karşılığıdır. Birçok farklı sektörde farklı iş koşulları olduğunu göz önünde bulundurarak söyleyebiliriz ki, işleri oldukça rahatsızlık verici olabilir. Emeklerinin ürünü gayri maddi olduğundan emek ve zaman arasındaki ilişki bulanıklaşır. Böylece beyaz yakalılar için fazla mesailer sıradanlaşır. Maaşları değişkendir. Sektör ve bulunulan pozisyona göre asgari ücret de alabilirler, çok daha fazla da kazanabilirler. Bu ön yargının kendisi beyaz ve mavi yakalıların bir mücadele hattı olarak emek cephesini kurabilmelerinin önünde ciddi bir engel teşkil ediyor.

NEDEN GÖÇ EDİYORLAR?

-Bu hafta Kadıköy’de yaptığınız toplantının başlığı “Beyaz yakalının göçü”ydü. Neler konuşuldu toplantıda?

Göç etmiş arkadaşların özellikle vurguladıkları iki nokta vardı; Birincisi Türkiye’deki emek rejiminin acımasızlığından kurtulduklarını söylediler. Katılımcılarının hepsinin Avrupa ülkelerinde çalışıyor olması da bu konuda önemli bir etken elbette. İş hayatının daha kurallı olduğundan ve mesai saatlerinin sıkı sıkıya sınırlandırıldığından bahsettiler.

-Neden göç ettiklerine dair bilgi verdiler mi?

İkinci vurgu gündelik hayatın daha kolay olmasıydı. Hem Türkiye’de kent yaşamının kaotikliği yok oralarda hem de gündelik şiddet biçimlerine maruz kalma ihtimalleri Türkiye’ye göre daha az. Kent yaşamının daha az yorucu olduğunu vurguladılar.

Buradan yola çıkarsak beyaz yakalıların birinci derdinin kurallandırılmamış iş hayatının hep kendi aleyhlerine eğilip bükülmesi olduğunu görüyoruz. Mesai saatlerinin belirsizliği ve fazla mesailerin ücretlendirilmemesi, telefonlar ve mail yoluyla her an erişilebilir olmak ve iş yaşamının bütünün yarattığı eşitsizlikler ilk vurgulananlar. İkincisi de yaşanılan kentin beklentileri karşılamaması. Özellikle İstanbul’un son yıllardaki değişimi insanları göç etmeye teşvik etmiş gibi görünüyor.

 OFİS ÇALIŞANLARININ SORUNLARI

- Kadıköy’de çok fazla plaza çalışanı var sanırım. Bununla ilgili elinizde sayısal bir veri var mı?

Kadıköy’de ciddi bir beyaz yakalı nüfusu olduğunu biliyoruz. Elimizde sayısal veriler yok ancak, kendi sosyal çevremizin önemli bir kısmının Kadıköy’de oluşu, hem de İstanbul’daki beyaz yakalı göçünün görece seküler semtlere doğru olması bu nüfusun çokluğunu anlayabilmemiz için birkaç gösterge. Bu sebepten hem toplantılarımızın bir kısmını Kadıköy’de yapıyoruz hem de etkinliklerimizi genel olarak Kadıköy’de planlıyoruz.

-Sizin çözüm önerileriniz neler?

Bizim çözüm önerimiz örgütlü bir güç olarak işin örgütlenmesinde söz sahibi olmak. Şu anda iş yaşamı genel olarak eşitsiz bir ilişkinin gölgesi altında organize ediliyor. Biriktirdiğimiz güçle bu kurumsallaşan emek rejimini yeniden inşa etmek istiyoruz.

Bunun için istenatildim.org sitemizde hem işten çıkarılmanın yarattığı yalnızlığın önüne geçmek hem de işten çıkarılmış kişilere belirli bir hukuki destek vermeye çalışıyoruz. Bu siteden biriktirdiğimiz deneyimden yola çıkarak ileri sürdüğümüz çözüm önerilerimizden biri performans gerekçesi ile işten atılmanın yasaklanması. Kıdem tazminatı alabilmenin imkanlarının daha da geliştirilmesi, işsizlik maaşından yararlanabilmenin kolaylaştırılması da beyaz yakalıların üzerine yıkılan işsiz kalma riskinin azaltılması için yapılması gerekenler.

-Toplantılarınıza katılmak isteyenler sizinle nasıl iletişim kurabilir?

Bize sosyal medya üzerinden ya da mail yoluyla kolaylıkla ulaşabilirler. Her hafta çarşamba günleri 19.30’da haftalık toplantılarımıza katılabilirler. Bu toplantılar bir hafta Beyoğlu’nda diğer hafta Kadıköy’de yapılıyor.


ARŞİV