Koleksiyoner Seyhun Binzet’in Kadıköy kartpostallarından oluşan sergisi, izleyenleri 100 yıl öncesinin Kadıköy’üne götürüyor
Gökçe UYGUN
Bugünlerde yolunuz Kadıköy Belediyesi Barış Manço Kültür Merkezi’ne (BMKM) düşerse sizi buram buram nostalji kokan özel bir sergi bekliyor olacak: “Kadıköy’ün 1900 Seneleri.”
Sergiyi hazırlayan isim Türkiye’nin en önemli koleksiyonerlerinden Seyhun Binzet. 5 kuşak Kadıköylü bir ailenin mensubu olan Binzet tam bir kartpostal tutkunu. Gerçi kendisi bunu “acaba buna hastalık mı desek” sözleriyle esprili bir şekilde ifade etse de, kendisinin bu uzun soluklu tutkusu, Türkiye’nin Osmanlı’ya uzan geçmişinin görsel belleğini oluşturuyor.
Binzet ile bu tutkusunu konuşmak üzere BMKM’deki sergi alanında buluşuyoruz. Sohbetimiz boyunca, sergiye olan yoğun ilgiyi de gözlerimizle görme fırsatı buluyoruz. Bilhassa ileri yaştaki Kadıköy sakinleri, bu kartpostallarda adeta kendilerini buluyorlar; “Aa şurası bizim Yılmaz efendinin dükkanı değil mi?, Şuradan denize girerdik biz..” diye anılarını yad ediyorlar. Kimi kendi arşivindeki fotoğrafları Seyhun Bey’e hediye etmek istiyor, kimi “Bu fotoğraftaki büyükdedem mi acaba?” diye soruyor. Görünen o ki bu sergi Kadıköylüye çok şey ifade ediyor zira kimi akrabasını arıyor, kimi geçmiş güzel günlerini…
FRANSA’DAKİ FOTOĞRAFLAR
Seyhun Binzet’e kartpostal biriktirmeye nasıl başladığını soruyorum, anlatıyor: “Büyükbabamın babası, büyükbabam, babam, ben ve oğlum Kadıköy doğumluyuz. Babaannemden bize geniş bir aile resimleri arşivi kalmıştı. Çocukluktan beri o resimlere bakarım. Baktıkça geçmişe özlem duyardım. Böylelikle ben de eski kartpostal ve resimleri toplamaya başladım.” Bu tutkusu Kadıköy’le sınırlı değil. Doktor kimyager olan Binzet, dünyanın pek çok yerinde bulunmuş. Kartpostalları da genellikle Fransa ve Belçika’da toplamış; “Fotoğraf işine Kadıköy’de yaşayan Levanten aileler meraklıymış. Burada yaşayan İtalyan ve Fransızlar, çektirdikleri fotoğrafları yurtdışındaki akrabalarına yollarmış. Bu fotoğrafların bazıları eskicilere verilirmiş. İşte ben oralardaki bitpazarlarından topladım hep.”
Binzet, tam da bu noktada bizlere bu resimleri bırakan üç Kadıköylü fotoğraf ve kartpostalcıyı anarak, “Teşekkürler Kunodi, Nitis ve Kohn. Sizler olmadaydınız bu görüntüler bize kalkmayacaktı...” diyor.
15 BİNLİK DEV ARŞİV
Seyhun Bey’in arşivinde bugün 15 bin resim ve kartpostal var. Bunların çoğu Kadıköy’le ilgili ama Kadıköy ile sınırlı değil. Rumeli’nden Afrika’ya kadar olan tüm Osmanlı topraklarına ait kartpostallar mevcut. Bu devasa koleksiyonun Kadıköy bölümlerinin bir kısmı Kadıköylü izleyiciye sunuluyor bu sergi vasıtasıyla. Moda, Fenerbahçe ve Kalamış ağırlıklı 60 fotoğraf ve kartpostalın yer aldığı; “Kadıköy’ün 1900 Seneleri” sergisinde, bir asır öncesindeki Kadıköy yaşamına dair izler görmek mümkün. Binzet, “Bu kartpostallara baktıkça pek çok şeyin nasıl da değiştiğini görüyoruz. Bazılarını özlem ve hasretle anarken, bazen de ‘çok sefalet varmış, şimdi düzeldi’ diye seviniyoruz.” diye konuşuyor. Seyhun Binzet’in bundan sonrasına dair de bir dileği var; bu görsellerin röprodüksiyonlarının yapılarak, tekrar kartpostal haline getirilmeleri ve Kadıköylülerin eski zamanlardaki gibi özel günlerde birbirlerine kart atmaları…
“KALAMIŞ BİTTİ…”
Babası, oğlu ve kendisi denizci olan Seyhun Binzet, “Benim için Kadıköy demek Kalamış demek. Kalamış’ta doğdum, yüzmeyi burada öğrendim, ilk balığımı burada tuttum. Ama şimdi deniz o kadar kirli ki, Kalamış sahilinden geçerken torunuma deniz suyu sıçramasın diye dikkat ediyorum. Eski Kadıköy de Kalamış koyu da benim için bitti…” diyor.
Sergi, 31 Aralık’a dek BMKM’de açık kalacak.