Melih Kadir YILMAZ
Geçtiğimiz hafta Çizgi ve Sahaf Günleri'nde düzenlenen “Bir Yazar Kadıköy Sahaflarında Ne Arar, Ne Bulur” söyleşisinin konuğu Pelin Batu oldu. Ümit Nar'ın moderatörlüğünü yaptığı söyleşide Pelin Batu, çocukluğunda başlayan kitap sevdasını ve bugüne kadar yaşadıklarını paylaştı. Konuşmasına çocukluğundaki hikâyeleri anlatarak başlayan Batu, “Babam tam bir kitap kurduydu. İşine çok âşık ve çalışkan biri olmasına rağmen elinden kitap hiç düşmezdi. Ben beş yaşındayken annem bize sorular sorup kasete çekerdi ve babamın ne iş yaptığını sorduğunda, babam kitap okur cevabını verirdim.” diyerek kitap sevdasının babasından geçtiğini belirtti.
“KADIKÖY SAHAFLARI İNSANI ŞAŞIRTIR”
Pelin Batu yaptığı konuşmada, Kadıköy sahaflarında insanların sürekli şaşıracağı şeylerle ve hiç beklemediği kitaplarla karşılaştığını belirtti. Okuduğu bir sahaf tarihi kitabında yazan, “Sahaf aramadığınız kitapları bulmanız için en güzel adrestir.” cümlesini paylaştı ve Kadıköy sahaflarını da bu tanıma benzetti. İnsanların aramadığı kitapları bulmasını çok değerli gören yazar, “Bu sebepten dolayı ben bunu hazine avcılığına çıkmak gibi değerlendiriyorum. Bir nevi arkeolojik bir kazı.” dedi ve Kadıköy sahaflarının bu yönüyle çok şaşırtıcı bulduğunu ifade etti.
“SAHAF MUHABBETLERİ DEĞERLİDİR”
Sahaflara sadece kitap için gitmediğini söyleyen yazar, orada yaşadığı muhabbetlerin ve tanıştığı insanların değerinden de söz etti. ‘Kayıp Şeyler Divanı’ adlı kitabını yazarken gittiği sahafçılardan birinde yaşadığı anıyı aktaran Pelin Batu, “Kitabımı yazdığım dönemde gittiğim sahaflarda sürekli biriyle karşılaşıyordum ve adını dahi bilmiyordum. Farsça etimoloji ve birçok konu üzerine konuşmalar yaptık. Daha sonra sahaf arkadaşım konuştuğum kişinin de şair olduğunu söyledi ve o kişi Ömer Erdem’di. Sonra araştırdım ve gerçekten de müthiş bir yazar olduğunu gördüm ama o benim için ismini bile bilmediğim sahaf arkadaşım.” dedi.
YILLAR SONRA ORTAYA ÇIKAN MEKTUP
Konuşması sırasında kitapların arasından çıkan küçük notlara ya da onun benzeri eşyalara değinen Pelin Batu bu durumun güzelliğinden bahsetti. Başından geçen bir olayı anlatan Ümit Nar ise eline geçen bir kitabın içinde mektup bulduğunu belirterek “İlk defa şarka giden bir doktor 1987 yılında yazmış bu mektubu. Doktor mektubun içerisinde bırakıp gitmek zorunda kaldığı sevdiğini ve yaşadığı olayları anlatmış. Ben de mektubun sahibini bulmak istedim ama ismi çok kullanılan bir isimdi. Mektubun içerisinden bilgilerle mektubun sahibini buldum ve mektubu ona verdim.” dedi.
ECO: “KİTAP ASLA ÖLMEZ”
Bir Roma- İstanbul uçağında dünyaca ünlü yazar Umberto Eco ile tanışmasına da değinen Pelin Batu, kitapların dijitalleşmesi ve insanların e-kitap okumasının kitabı nasıl etkileyeceğini sorduğunu ve Eco’nun “Kitap asla ölmez.” cevabını verdiğini söyledi.