Bundan 40 yıl önce iki kıtayı birbirine bağlayan Boğaz Köprüsü, intihar vakaları, yoğun rüzgâr gibi sebeplerle bisiklet geçişine kapandı. “40’ı çıkan çocuğu özgür bırakın” sloganıyla yola çıkan bir grup bisikletli ise artık yasağın gerekçelerinin anlamı kalmadığını söyleyerek Boğazdaki köprülerin de bisikletli ulaşıma açılması için “change. org” üzerinden imza kampanyası başlattı. Boğaz köprülerinin iki kenarında bulunan atıl alanların bisiklet yolu olarak değerlendirilmesini isteyen bisikletlilerin başlattığı kampanya, kısa sürede 5 bine yakın imzaya ulaşırken, biz de köprüden bisikletle geçmek isteyen bisikletlilere “Neden?” diye sorduk.
“YASAK GEREKÇESİ ORTADAN KALKTI”
İmza kampanyasını başlatan bisikletlilerin üzerinde en fazla durdukları konulardan biri, 40 yıl önce yasağın koyulmasına gerekçe olarak gösterilen sebeplerin ortadan kalkması. Bu sebepler ise intihar vakaları ve yoğun rüzgâr… Kampanyanın organizatörlerinden Samet Aksuoğlu, “Köprünün bisikletlere kapanmasına gösterdikleri iki gerekçe var. İntihar vakaları ve büyük araçların köprüden geçmesiyle birlikte oluşan rüzgârın bisikletlilere zarar verme ihtimali… İntihar vakalarını önlemenin yolu, intihar edilecek yerleri kapatmak mı?” diye sorarken rüzgâr konusuyla ilgili şunları söylüyor: “Eskiden tek köprü vardı. Dolayısıyla da trafik daha fazlaydı. Köprünün bisikletlilere açılmamasına gösterilen en büyük gerekçe kamyon, tır gibi büyük araçların köprüden geçtiği için oluşan rüzgârın bisikletlilere tehlike oluşturacağı yönündeydi. Fakat şimdi 3.Köprü ile birlikte kamyonlar, otobüsler oradan geçiyor. Bu risk ortadan kalktı.” “Neden bisikletle köprüden geçmek istiyorsunuz?” diye yönelttiğimiz soruya imza kampanyasının destekçilerinden Özgür Beştaş, “Sorulması gereken niye geçmek istediğimiz değil, neden geçemediğimiz. Neden bir kıtadan diğerine en çevreci, en ucuz ulaşım yoluyla geçemeyeyim ki?” diye cevaplıyor. Kampanyaya destek olan Arkitera muhabiri Müge Yorgancı ise “Bir şekilde vapurla geçiliyor. Fakat bu çözüm değil” derken, vapurun neden çözüm olmadığını şöyle anlatıyor: “Kıyı şeridinde ikamet edenler için köprüyü bisikletle geçmek zaman kaybı veya bir ihtiyaç değil. Fakat daha yukarılarda oturanlar ve ulaşımını sadece bisikletle sağlayanlar için bir ihtiyaç. Dolmuşların bisikleti araca alıp almamaları kendi inisiyatifine bırakılmış durumda. Bu durumda ya çok ters olsa da vapur iskelesi olan bir yere sürerek gidecek ya da köprüden geçecek.”
“ARAÇ OLARAK GÖRMÜYORLAR”
Köprüyü bisikletle geçip, yaptırımı tecrübe eden kampanya destekçilerinden Yunus Tarık yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Kabahatler kanunundan belli bir ceza yazılıyor. O cezanın gerekçesi de köprüden yaya olarak geçmek görünüyor. Yani bisikleti araç olarak bile görmüyorlar. Zaten araç olarak tanısa ‘ulaşım hakkı’ çerçevesinde yasal bir hakkın da oluşuyor. Onun için tanımıyorlar. Eğer turist taklidi yaparsan o cezayı da yazmıyorlar ki bunu denemişliğim var (gülüyor).”
ÇÖZÜM MALİYETSİZ
Bisikletlilerin talebi ise ekonomik ve net. Bisikletliler köprünün yapıldığı zaman bisikletliler ve yayalar için yapılan alanları geri istiyor. Bunun tek maliyeti ise, köprünün iki tarafında bulunan atıl alanların bisiklet yolu olduğunu gösteren mavi boyanın çekilmesi. Samet Aksuoğlu, “Köprüyü hemen geçtikten sonra sağa doğru Etiler’e iniş var. Köprüyü geçtikten sonra köprüye yapılacak yolun oraya bağlanması lazım. Kadıköy’den başlayan birisi, Beylerbeyi’nden Beşiktaş’a bağlanacak. Bunun maliyeti de yok” diyerek herkesi imza kampanyasına destek olmaya çağırıyor.