Hayatın 150 yıllık, Kadıköy’ün 43, Altıyol’un ise 27 yıllık tanığı olan Boğa’nın bir gününü fotoğrafladık…"
Fotoğraflar: Serdar Çalık
"Kadıköy" deyince ilk akla gelenler arasındadır boğa heykeli.
Günün her saatinde etrafında birilerini bulabileceğiniz, her yaştan insanın fotoğraf çektirdiği, uzun uzun izlediği bir ‘değişik’ heykeldir…
Pusuladır Boğa… “Boğa’dan sola dön,” “Boğa’yı arkana al”dır ve gidilecek yer neresiyse mutlaka bulunur…
Cep telefonlarına rağmen hala buluşma noktasıdır. “Dörtte Boğa’nın önünde” kucaklaşılır…
Eylem yeridir. Bazen öfkeli, bazen neşeli ama hep kararlı kalabalıklar etrafında toplanır…
Takım ruhudur… Her maç öncesinde çekilip formalar önünde totem yapılır…
Uğraktır, duraktır Boğa,
Farkında olmadan geçene, kanıksayana, umursayana, umursamayana, boynuna sarılana, yanında fotoğraf çektirene selamdır…
Yanında soluklanacak, yaslanılacak, kulağına fısıldanılacak arkadaştır…
Boğa Kadıköy’de akıp giden hayattır… Moda’ya uzanan tramvay, otobüslere doluşan insanlar, hayat gailesinin kalbidir…
Ve tanıktır…
Ayrılmaların, buluşmalarının, gözyaşlarının ve kahkahaların, yalnızlığın ve çoğalmaların, dertlerin ve umutların, ekmeğin, düşlerin tanığı…
Kaç söz verilmiştir orada, kaç sevda yemini edilip kaç kez bozulmuştur… Kaç dost orada kucaklaşıp özlem gidermiştir. Kaç küskün barışmış, kaç arkadaş darılmıştır kimbilir…
Kaç insan cebindeki son paraya bakıp, karşıdaki lokantalardan birine girdi kimbilir, kaç çocuk balon istiyorum diye tutturdu…
Hayatın 150 yıllık Kadıköy’ün 43, Altıyol’un ise 27 yıllık tanığı olan Boğa’nın bir gününü fotoğrafladık…