Bir talimat ve uygulama kılavuzu ile 4 Ocak 2018 tarihinde yürürlüğe giren E-reçete, birçok soru işaretini de beraberinde getirdi. E-reçeteyi hastaya konulan teşhisin ve ilaçların nasıl uygulanacağının yazıldığı kâğıt reçetenin, elektronik ortamdaki hali olarak düşündüklerini söyleyen İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi, Prof. Dr. Murat Arslan, “Ama gördük ki sadece bir reçete değil bir sistem geliyor. Hasta sahibinin bilgilerinin yer aldığı, hastalıkların ihbar edildiği, bazı ilaçların kullanılmasına izin veren bazılarına ise izin vermeyen, hekimlik uygulamalarının kısıtlandığı ve hekimin teknik olarak da zorlandığı bir sistem çıktı karşımıza.” dedi.
“BAĞ KOPUYOR”
İstanbul Veteriner Hekimler Odası Yönetim Kurulu Başkanı da olan Prof. Dr. Murat Arslan, “21 Şubat’ta E-reçeteye bir de İlaç Takip Sistemi eklendi. Antibiyotiği takip etmek için önemli. Ama bir uygulamada her şey olsun isterseniz ortaya karmaşık bir sistem çıkıyor” diye konuştu. “Şu an meslektaşlarımız büyük sıkıntılar yaşıyor. Teknik sorunlardan kaynaklı sisteme giremiyorlar” diyen Prof. Dr. Murat Arslan, hekimliğin bir iletişim mesleği olduğunu, bu sistemin doktor ile hasta arasındaki iletişimi kesintiye uğrattığını söyleyerek, konuşmasına şöyle devam etti; “Hekim sabırla hasta yakınını dinler ve elindeki bilgilere göre hasta hakkında karar verir ve reçetesini yazar. Yeni sistemde ise bir yandan hastaya bakıyor bir yandan da vereceği ilaçları sisteme girmeye çalışıyor. Yazdığı ilaç yoksa başka ilaç deniyor. Ya da ilacı girmek istediği zaman sistem bir yerde takılı kalıyor. Teknik sorun ortaya çıkıyor. Çözmeye çalışıyor. Böylelikle hasta ile olan bağ kopuyor.”
“ÖLÜM İLE YAŞAM ARASINDA”
Beşeri ilaçlarlar (Antibiyotik, kalp ilaçları ve anestezik ilaçlar... ) ile ilgili büyük problemlerin yaşandığına dikkat çeken Prof. Dr. Murat Arslan, E-reçete sistemi ile birlikte bu ilaçların veteriner kliniklerinde bulundurulamadığının da altını çiziyor: “Acil vakalarda beşeri ilaçlar kullanılır. Örneğin, bir köpeğe araç çarpmış. Acil vaka olan köpek orada bekleyecek. Siz reçete yazacaksınız. Eczane bu ilaçları satıyor olacak. Çünkü, eczanelerin hepsi de bu sisteme dâhil olmadı. Hasta yakını eczane bulacak ve ilacı alıp gelecek. Eğer hasta ölmediyse müdahale edilecek. Bir de olayın gece yaşandığını düşünün. Nöbetçi eczane bulunacak. Bulunan eczanede bir de ilacın olması gerekecek.” şeklinde konuştu.
“HEKİMLER İNİSİYATİFSİZ BIRAKILDI”
“Sokak hayvanları ile ilgili meslektaşlarımız bazı inisiyatifler kullanıyordu. Örneğin muayene parası almıyorlardı ya da indirim yapıyorlardı. Şimdi bunu yapamayacak hale gelecekler” diyerek, konuya dikkat çeken Prof. Dr. Murat Arslan, “Çünkü artık her hayvan için E-reçete yazıp muayene ücreti almak zorundalar. Yaralı bir sokak hayvanı getirildi ve bu hayvanın kaydı yok. Bakanlık diyor ki ‘Siz bu sahipsiz hayvanları ilgili belediyelerin üzerine kaydedin.”’Sokak hayvanları belediyenin üstüne kaydedilecek. Düşünün belediyenin haberi olmadan üzerine binlerce hayvan kaydedilmiş olacak. İlerde vergi ve cezai sorumluluklar çıkabilir.” dedi.
Murat Arslan, hayvan sahibinin bilgilerinin sisteme kaydedildiğini, hasta yakını ile hekim arasında olan bilgilerin sır olmaktan çıktığını ifade ederek, konuşmasına şöyle devam etti; “Bu sistemde kişisel verileri başkaları görebiliyor. Beylikdüzü’nde bir veteriner hekime gittiniz ve sizi kaydetti. Kadıköy’den bir hekim sisteme girdiği zaman o bilgileri görebilir. Kişisel bilgilerin üçüncü kişilerle paylaşılmaması gerektiğine dair yasalar var. Bir de belediyeler ilaçları ihale ile alıyor. Fakat bu sistemle beşeri ilaçları, E-reçete ile alabilirsiniz deniliyor. Bu sistemde ne belediyeler ne sokak ne sahipli hayvanlar düşünülmemiş. Ayrıca, sahipli hayvanların sokağa bırakılmasına yol açabilir. Çünkü hayvan sahipleri, sistemin getirdiği bu zorluklarla uğraşmak istemeyebilir. Sahiplenmeyi de engelleyebilir.”
“YASAYA DA AYKIRI”
Bu talimatın 6343 sayılı Veteriner Hekimliği Mesleğinin İcrasına ilişkin yasaya da aykırı olduğunu hatırlatan Murat Arslan, kanunların her şeyin üzerinde olduğunu, kanunda kâğıda reçete yazılabileceğini, reçetenin değiştirilebileceğine dair yasal bir dayanak olmadığını dile getirdi. Arslan, “Dünyanın hiçbir yerinde reçete gibi acil ve önemli bir araç bu kadar zorlaştırılmamıştır. Aslında biz ilk olarak pilot olarak uygulanmasını istedik. Buradan geri dönüşleri alınır ve onlara göre aksaklıklar giderilirdi. Sivil toplum örgütleri ve meslek örgütleri ile de paylaşılmadı ve tartışılmadı. Bir anda getirdiler. Uygulamaya başladıktan sonra gelen itirazlar üzerine Ankara’ya çağırıp bilgi verdiler.” dedi.
Prof. Dr. Murat Arslan, “Ya sistemi daha sade hale getirirler ya da sistem içinden çıkılamaz bir duruma gelecek ve iptal edilecek. Düzeltme olmazsa hukuksal hakkımızı kullanacağız. Hukuk çözecek diye umuyorum. Hukuk da çözmezse sistem kendini revize etmek zorunda.” diye konuştu.