Buralarda müzik yok!
Müziksiz Mekanlar Hareketi, işletme sahiplerini, ‘müşterilerine fon müziksiz mekanlar sunmaya’ çağırıyor
Gökçe UYGUN
Bir kafeye girdiniz, çay içip sessizce kitabınızı okumak istiyorsunuz. Ya da büyük bir mağazadan sakince alışveriş yapmak. Yahut dolmuşa bindiniz, istediğiniz sessiz bir yolculuk etmek. Ama ne mümkün!
Günlük hayatımızda müzik bombardımanına tutulduğumuzun farkında mısınız? Muzaklar (fon müziği, alışveriş müziği ya da asansör müziği olarak tanımlanan, insanlara daha çok alışveriş yaptıracağına inanılan hafif müzikler) etrafımızı sarmış durumda…
Dünyada birçok insan, müziğin ticarileşmesine tepki olarak veya yalnızca sessizliğe duydukları ihtiyaçtan dolayı müziksiz ortamlar arıyor ve talep ediyor. Bu amaçla yurtdışında kurulmuş pek çok organizasyon bulunuyor. Bu, ‘müziksizlik’ hareketinin Türkiye ayağını ise Müziksiz Mekanlar Hareketi oluşturuyor. 19 Aralık 2011’de, kendilerini ‘müziği gerçekten seven insanlar olarak’ tanımlayan bir grup tarafından kurulan bu oluşum, “Tüm müzikli yerlerin müziksiz mekanlara dönüşmesini beklemiyoruz. Ama müzikli mekanlara olduğu gibi, müziksiz mekanlara da ihtiyacımız var” görüşünü ifade ediyor.
“MÜZİK DEĞERSİZLEŞTİRİLİYOR”
Mimari akustik üzerine doktora yapan mimar Onurcan Çakır’ın başlattığı Müziksiz Mekanlar Hareketi, şu açıklamaları yapıyor;
“Sessizlik, en temel insan haklarından biri olmasına karşın, günümüzde kentlerde bulunması neredeyse imkansız hale gelmiş bir olgu. Gürültü ise en temel tanımıyla ‘istenmeyen, rahatsız olunan ses’ anlamına geliyor. Buna göre, trafikte motorlu araçların çıkardığı sesler ve korna nasıl bir insanı rahatsız ettiği için gürültü sayılabiliyorsa, aynı şekilde başka bir insan için dinlemekten hoşlanmadığı bir şarkı, gürültü sayılabilir. Günlük hayatımızda her tür müziği her an dinlemek zorunda kalıyoruz. Müziğin bu kadar insanlara dayatılmasının en önemli sebeplerinden biri, müziğin ticarileştirilmesi. İnsanlara yüksek sesli ve hızlı müzikler dinletilerek onlardan hızla ve düşünmeden alışveriş yapmaları bekleniyor. Bu sırada müzik değersizleştiriliyor. İşte bu yüzden bilinçli işletme sahiplerini müşterilerine müziksiz mekanlar sunmaya ve bunu özellikle vurgulamaya çağırıyoruz.”
Günlük hayatımızda müzik bombardımanına tutulduğumuzun farkında mısınız? Muzaklar (fon müziği, alışveriş müziği ya da asansör müziği olarak tanımlanan, insanlara daha çok alışveriş yaptıracağına inanılan hafif müzikler) etrafımızı sarmış durumda…
Dünyada birçok insan, müziğin ticarileşmesine tepki olarak veya yalnızca sessizliğe duydukları ihtiyaçtan dolayı müziksiz ortamlar arıyor ve talep ediyor. Bu amaçla yurtdışında kurulmuş pek çok organizasyon bulunuyor. Bu, ‘müziksizlik’ hareketinin Türkiye ayağını ise Müziksiz Mekanlar Hareketi oluşturuyor. 19 Aralık 2011’de, kendilerini ‘müziği gerçekten seven insanlar olarak’ tanımlayan bir grup tarafından kurulan bu oluşum, “Tüm müzikli yerlerin müziksiz mekanlara dönüşmesini beklemiyoruz. Ama müzikli mekanlara olduğu gibi, müziksiz mekanlara da ihtiyacımız var” görüşünü ifade ediyor.
“MÜZİK DEĞERSİZLEŞTİRİLİYOR”
Mimari akustik üzerine doktora yapan mimar Onurcan Çakır’ın başlattığı Müziksiz Mekanlar Hareketi, şu açıklamaları yapıyor;
“Sessizlik, en temel insan haklarından biri olmasına karşın, günümüzde kentlerde bulunması neredeyse imkansız hale gelmiş bir olgu. Gürültü ise en temel tanımıyla ‘istenmeyen, rahatsız olunan ses’ anlamına geliyor. Buna göre, trafikte motorlu araçların çıkardığı sesler ve korna nasıl bir insanı rahatsız ettiği için gürültü sayılabiliyorsa, aynı şekilde başka bir insan için dinlemekten hoşlanmadığı bir şarkı, gürültü sayılabilir. Günlük hayatımızda her tür müziği her an dinlemek zorunda kalıyoruz. Müziğin bu kadar insanlara dayatılmasının en önemli sebeplerinden biri, müziğin ticarileştirilmesi. İnsanlara yüksek sesli ve hızlı müzikler dinletilerek onlardan hızla ve düşünmeden alışveriş yapmaları bekleniyor. Bu sırada müzik değersizleştiriliyor. İşte bu yüzden bilinçli işletme sahiplerini müşterilerine müziksiz mekanlar sunmaya ve bunu özellikle vurgulamaya çağırıyoruz.”
MÜZİKSİZ MEKANLAR
Sadece İstanbul ya da Türkiye’de değil, dünyada da yayılan ‘müziksiz mekanlar hareketi’ne, Kadıköy’den katılanlar şöyle; Çarşı’daki Benusen Restaurant, Moda’daki Koço Restaurant, Bahariye’deki Mitte (Pazartesileri müziksiz) ve Kurukahveci Mehmet Efendi (Kadıköy Şubesi).www.muziksizmekanlar.com