Evcil hayvan ihtiyaçları temin eden global markalar Mars Petcare ve Royal Canin, “Evsiz Hayvanlar Raporu” aracılığıyla sevgi dolu bir yuvaya erişemeyen hayvanların durumunu mercek altına aldı. Sevgi dolu bir yuvaya erişemeyen kedi ve köpeklerin sayısının tespit edebilmesi ve sahiplenmenin önündeki bariyerlerin anlaşılmasına katkı sağlanması amacıyla, Türkiye dahil 20 ülkede kapsamlı bir küresel araştırma gerçekleştirildi.
Araştırma sonuçlarına göre, Türkiye’deki kedi ve köpek popülasyonun yaklaşık yüzde 48’sinin bir evi bulunmuyor. Ankete katılanların yüzde 60’ı sahipsiz bir kedi veya köpek ile karşılaşmaları durumunda gerekli ilgiyi sunarak hayvanların bakımlarını sağladıklarını belirtiyor. Sahiplenmenin önündeki bariyerlerin kaldırılması durumunda, katılımcıların yüzde 47’si kedi, yüzde 45’i ise köpek sahiplenmeyi düşündüğünü belirtiyor. Köpeklerin yaklaşık yüzde 21’i barınaktan, yüzde 17’si arkadaş aracılığıyla ve yüzde 15’i sokaktan sahiplenilirken, sokaktan sahiplenilen kedilerin oranı yüzde 28 seviyesinde yer alıyor.
EVSİZLİĞİ ÖNLEMEDE KRİTİK ADIM
Araştırma; kedi ve köpeklerin evsizliğini sona erdirmek için üç konu başlığında aksiyon alınması gerektiğini belirtiyor: Kısırlaştırma, sahiplenme ve hayvanların sahipsiz duruma geçmelerinin önüne geçilmesi.
Sahipli kedi ve köpeklerin kısırlaştırma oranlarına dair verilere ulaşılan araştırmaya göre; köpek sahiplerinin yalnızca yüzde 36’sı, kedi sahiplerinin ise yüzde 52’si hayvanlarını kısırlaştırdıklarını belirtirken, kısırlaştırmanın yaygınlaşmamış olmasının hayvan popülasyon kontrolünün önünde önemli bir engel olduğu belirtiliyor.
Araştırma kapsamında, katılımcılara yakın gelecekte kedi veya köpek sahiplenmeyi düşünüp düşünmedikleri sorulduğunda yüzde 45’i köpek, yüzde 47’si ise kedi sahiplenmeyi düşündüğünü belirtiyor. Sonuçları değerlendiren rapor, Türkiye’deki hayvan sahiplenmeye yönelik ilginin, raporda yer alan diğer ülkelere kıyasla ortalamanın üstünde yer aldığının altını çiziyor.
SAHİPLENMEDEKİ ÇEKİNCELER
Sahiplenme konusundaki veriler umut verici olsa da bunun için hayvan sahiplenmenin önündeki temel bariyerlerin ortadan kaldırılması gerekliliği raporda belirtiliyor. Araştırmaya katılanlar, sahiplenme önündeki engeller olarak şunları belirtiyor:
Ev ortamının yeterli olmaması ve/veya olanak sağlamaması,
Hayvan bakımı için üstlenilmesi gereken sorumluluğun fazla olduğu düşüncesi,
Seyahat durumlarında hayvanın sorumluluğunu delege etmede yaşanılan zorluk,
İşe gidildiğinde kedi/köpek ile ilgilenebilecek kimsenin bulunmaması,
Hayvanların sağlıklı bir yaşam sürmeleri için gerekli olan beslenme, sağlık bakım ve tedavi masraflarının hayvan sahipleri tarafından karşılanamayabileceği endişesi,
Davranış kontrolünün sağlanılamayacak olduğu kaygısı.
MİKROÇİP YAYGINLAŞMALI
1239 hayvan sahibi ile yapılan görüşme çıktılarına göre, Türkiye’deki köpek sahiplerinin yaklaşık yüzde 29’u, kedi sahiplerinin ise yüzde 33’ü yaşamları boyunca en az bir kez hayvanlarının kaybolduğunu belirtti. Hayvanların tek başlarına ve çoğu kez “sosyalleşme” amacıyla evden dışarıya bırakıldığını belirten rapor, bu uygulamanın önüne geçilmesinin onların sağlık ve güvenlik ihtiyaçları için kritik önemde olduğunu belirtirken, sahipsiz hayvan sayısının bu nedenle de artmakta olduğunun altını çiziyor. Mikroçip uygulamalarının yaygınlaştırılması ve iletişim detayları içeren tasmaların kullanılması etkili önlemler olarak ayrıca belirtiliyor.
HAYVANLAR İÇİN GÖNÜLLÜLÜK
Küresel Evsizlik Raporu bulguları hakkında konuşan Mars Gıda Türkiye Kurumsal İlişkiler Direktörü Çağla Çavuşoğlu, “Hayvan sahiplenme oranlarının artması bir numaralı önceliğimiz. Bu alanda ilerleme kaydedilebilmesi için yol haritası niteliğinde bilgiler sunan raporun, konu hakkında çalışmalar yürüten tüm paydaşlara fayda sağlayacağına inanıyoruz. Amacımız doğrultusunda elimizden geleni yapmaya ve çözümün bir parçası olmaya kararlıyız.” dedi. Hayvanlar için daha iyi bir dünya yaratmak hedefiyle çalışmalar yürüttüklerini belirten Royal Canin Türkiye Ülke Müdürü Aslı Çelikkol da şunları söyledi: “Önümüzdeki yıl için ise evsiz hayvanların yaşam şartlarını iyileştirmeyi, insanlar ile hayvanlar arasındaki sosyal bağı anlatmayı ve güçlendirmeyi ve sorumlu hayvan sahipliğini teşvik etmeyi amaçlayan toplam 1500 saatin üzerinde gönüllülük çalışması gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.”