CERN'de bir Türk Profesör: SERKANT ALİ ÇETİN…

Türkiye’nin bir an önce Hızlandırıcı Merkezi’ni kurması veCERN'e üye olması gerektiğini söyleyen “TFD Prof. Şevket Erk Genç Bilim İnsanı Ödülü” ile “TÜBA Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı” ödülünün sahibi gencecik Profesör Serkant Ali Çetin, ancak bu sayede Türkiye’nin evrensel boyutta bilgi ve teknoloji üretebilir hale geleceğini açıkladı. Yaşamını Kadıköy’de sürdüren Prof. Dr. Çetin, aynı zamanda İsviçre'de bulunan Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’ndeki (CERN) deneylerde yer alan bir parçacık fizikçisi

19 Nisan 2012 - 15:09

Bu hafta konuğumuz Doğuş Üniversitesi’nden bir fizik profesörü: Serkant Ali Çetin… Profesör Çetin bu yıl kuruluşunun 15. yılını kutlayan Doğuş Üniversitesi’nde 8 yıldır görev yapmakta. İyi de hepimizin fizik deyince kafasında canlanan hatta belki çoğumuzun kafasında canlanamayan fizik derslerini vermekten başka ne iş yapıyor Serkant Hoca? İşte bu sorunun cevabı hayli ilginç ve derin.

CERN’DEKİ EN GENÇ PROFESÖRLERDEN
Serkant Ali Çetin İsviçre'de bulunan Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’ndeki (CERN) deneylerde yer alan bir parçacık fizikçisi. Hem CERN hakkında hem de parçacık fiziği hakkında daha fazla detaya girmeden önce Serkant hocayı kısaca tanıyalım. 1974'te İstanbul'da doğmuş, kendi tabiriyle doğma büyüme Beşiktaş'lı, evlenince hanımköylü olmuş Kadıköy'e yerleşmiş, damadımız yani. 1992'de Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi’nden, 1996'da ise Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü’nden mezun olmuş. Ardından aynı bölümde yüksek lisans (1998) ve doktora (2002) çalışmalarını tamamlamış. 2004'te doçent, 2009'da ise profesör olmuş olan Çetin, Doğuş Üniversitesi’nde Fen Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcılığı ve Rektör Yardımcılığı görevlerinde de bulunmuş. Halen Fizik Bölüm Başkanlığı görevini sürdürüyor. Serkant Ali Çetin 1997 yılından beri CERN'deki çalışmalara katılıyor. Hem yüksek lisans hem de doktora çalışmaları CERN'deki ATLAS deneyi hakkında olan Çetin, hatta Türkiye'den bu deneyde doktorasını tamamlayan ilk kişi. Boğaziçi Üniversitesinde lisansüstü çalışmalarını Prof. Dr. Engin Arık danışmanlığında sürdüren Çetin, ardından Doğuş Üniversitesi’ne geçince de Profesör Arık ile projelerdeki çalışmalarına devam etmiş. Hatta Doğuş Üniversitesi’ndeki çalışma arkadaşlarını da bu projelerin içerisine katarak Doğuş Üniversitesi’nin CERN'deki bir başka deney olan CAST deneyine katılmasını sağlamış. Serkant hocanın dediğine göre, CERN gibi laboratuvarlardaki bu tür araştırmaları desteklemesi gereken kurumlar uzun süredir yeni projelerle ilgili önerileri reddettiğinden Doğuş Üniversitesi kendi mali imkanlarıyla CERN'deki deneye katılmış. Yani CERN'deki bir deneye kendi imkanlarıyla katılan ilk Türk üniversitesi ve aynı zamanda CERN'deki bir projede yer alan ilk ve tek vakıf üniversitesi Kadıköyümüzün Doğuş Üniversitesi olmuş. CERN'deki imkanların benzerini ülkemizde de oluşturmak amacıyla çeşitli parçacık hızlandırıcılarının bulunduğu, parçacık fiziği deneylerinin yapıldığı ve birçok uygulama ve araştırma faaliyetinin yürütüldüğü bir merkezin, Türk Hızlandırıcı Merkezi’nin tasarımının yapılması ve bir ön laboratuvarın kurulması da Devlet Planlama Teşkilatı (şimdi doğrudan Kalkınma Bakanlığı) tarafından desteklenen büyük ölçekli bir proje çerçevesinde yürütülüyor. Bu projede 10 üniversite Ankara Üniversitesi koordinatörlüğünde ortak çalışıyor ve Doğuş Üniversitesi’nin aralarındaki tek vakıf üniversitesi olması dikkat çekici. Yakın zamana kadar bu büyük projenin yürütücü yardımcılığını da yapan Profesör Çetin şu anda projede üniversite temsilciliğine devam ediyor.
Tüm bu güzel gelişmelerin arasında bir şeyi hatırlatıyor hocamız; 30 Kasım 2007'de Isparta'da meydana gelen uçak kazasında kaybettiğimiz 6 değerli fizikçiyi. Evet, hatırlanacağı üzere bu acı kazada kurtulan olmamıştı. Boğaziçi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Engin Arık, Ar. Gör Berkol Doğan ve yüksek lisans öğrencisi Engin Abat ile Doğuş Üniversitesi’nden Prof. Dr. Şenel Boydağ, Doç. Dr. İskender Hikmet ve Ar. Gör. Mustafa Fidan, bu uçakla Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi’nde yapılacak olan Türk Hızlandırıcı Merkezi Projesi Çalıştayı’na gidiyorlardı. Boğaziçi ve Doğuş ekipleri CERN'deki deneyler dışında yukarıda bahsettiğimiz Türk Hızlandırıcı Merkezi Projesinde de işbirliği halinde idiler ve her iki ekipten de geriye sadece Serkant Ali Çetin kaldı. O da aynı uçakla Isparta'daki çalıştaya gidecek iken ailevi bir sebepten dolayı programını değiştirmek zorunda kalarak 2 gün sonra gidecek şekilde plan yapmış...
Yaşadığı kayıpların ardından beraber içinde bulundukları tüm projeleri sürdürmek için elinden geleni yapmış Profesör Çetin. Özellike hocası Prof. Dr. Engin Arık'ın ardından, CERN-ATLAS projesinde en uzun süredir çalışan kişi olarak projenin Türkiye koordinatörlüğünü de yapmaya başlamış. Zaman içinde Doğuş Üniversitesinde genç ve bilimsel yönden oldukça aktif yeni bir kadro oluşmuş ve Serkant Çetin'in kaybettiği meslekdaşlarıyla birlikte en büyük hayallerinden olan geleceğin fizikçilerini yetiştirmek üzere Fizik Bölümü kurulmuş Doğuş Üniversitesi’nde. Temel bilimlere bu denli önem veren nadir vakıf üniversitelerinden biri olan Doğuş Üniversitesi geçen yıl parçacık fiziği, parçacık hızlandırıcıları ve ışınım kaynakları konularında uluslararası bir lisansüstü kış okulu, bir konferans ve bir de çalıştaya ev sahipliği yapmış. Bu etkinliklerin ve araştırma faaliyetlerinin detaylarına http://fizik.dogus.edu.tr adresinden erişmek mümkün.
Prof. Dr. Serkant Ali Çetin, Doğuş Üniversitesi’nde görev yapmaya başladıktan sonra iki tane de önemli ödül kazanmış. Bunlardan biri Türk Fizik Derneği (TFD) 2004 yılı Prof. Dr. Şevket Erk Genç Bilim İnsanı Ödülü diğeri ise Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) 2008 yılı Genç Bilim İnsanı (GEBİP) Ödülü. Halen iki CERN projesinin Türkiye koordinatörlüğünü yapan Profesör Çetin, Türk Hızlandırıcı Merkezi Projesinde de Doğuş Üniversitesi temsilcisi olarak bulunuyor. Prof. Dr. Serkant Ali Çetin'in uluslararası atıf endekslerince taranan dergilerde yayınlanmış birçok makalesi bulunmakta.
Parçacık fiziğinde nelerin araştırıldığı bunların hayatımıza nasıl yansıdığı, CERN laboratuarı, Büyük Hadron Çarpıştırıcısı, Türkiye'nin CERN ile ilişkileri, Türkiyede neler yapıldığı, Türkiye'de parçacık fiziğinin durumu ve benzeri konularda Prof. Dr. Serkant Ali Çetin, Gazete Kadıköy okurlarını zaman zaman bu köşeden bilgilendirecek... Dileyenler kendisiyle [email protected] adresinden temasa geçebilir.
PROF. ÇETİN’İN ÖZGEÇMİŞİ
Yüksek Lisans Tezini 1998 yılında Boğaziçi Üniversitesi’nde“ATLAS Detektöründe Fizik ve Tetikleme Çalışmaları’’ konusunda; Doktora Tezini 2002 yılında “ATLAS Geçiş Radyasyonu İz Sürücüsü ve Ekstra Standart Model Aileleri Durumunda Higgs Fiziği” konusunda Boğaziçi Üniversitesi’nde hazırladı.
Alanında önemli konuların işlendiği tezler yönetti öğrenciler yetiştirdi, uluslar arası yayınlarda kaleme aldığı makaleleri beğeni topladı. Önemli pek çok bilimsel konferansta Türkiye’yi temsil eden bir avuç Türk bilim insanından biriydi. Yazdığı bildiriler uluslar arası toplantılarda ilgi gördü, düzenlediği konferansların sonuçları uluslararası düzeydeki bilimsel kitaplarda yerini aldı.
Prof. Dr. Serkant Ali Çetin, 10 üniversite tarafından Türk Hızlandırıcı Merkezi (THM) adıyla yürütülen projede Doğuş Üniversitesi temsilcisi ve uzun bir süre boyunca da proje yürütücü yardımcılığı yaptı. Bu projede çeşitli hızlandırıcı teknolojileri ile temel bilimlere yönelik araştırmalardan tıp ve malzeme geliştirme için gerekli uygulamalara kadar ihtiyaç duyulan alt yapının oluşturulması ve gelecekte daha da yaygınlaştırılması hedefleniyor. Türkiye’nin evrensel boyutta bilgi ve teknoloji üretebilmesi için bir an önce dünyadaki en büyük uluslararsı işbirliği olan CERN'e üye olması ve Türk Hızlandırıcı Merkezi’ni de kurarak çalıştırması gerekiyor.
Bir astro-parçacık deneyi olan "CERN Axion Solar Telescope (CAST)" deneyinde CAST kolaborasyonu üyesi olanDoğuş Üniversitesi temsilcisi ve TAEK projesi yürütücüsü olan Prof. Çetin, aynı zamanda CERN'deki Büyük Hadron Çarpıştırıcısı üzerinde kurulu olan en büyük deneylerden "A Toroidal LHC ApparatuS(ATLAS)" deneyinde ülke temsilcisi ve TAEK proje yürütücüsü.
Prof. Dr. Serkant Ali Çetin bu çalışmalarıyla ödüller de kazandı. Türk Fizik Derneği’nin 2004 yılında verdiği Prof. Şevket Erk Genç Bilim İnsanı Ödülü ile Türkiye Bilimler Akademisi’nin 2008 yılı Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı (GEBİP) Ödülü bunlardan birkaçı.
İNTERNET, CERN LABORATUVARLARI’NDA KEŞFEDİLDİ
İsviçre’de bulunan CERN Laboratuvarında yapılan deneyler ve araştırmalar sayesinde evreni, onun içindeki parçacıkları ve bu parçacıkların etkileşmelerini öğrenmeye çalışıyoruz.
Aslında Dünya ve Türk kamuoyu bu kurumu, eserleri dünya çapında milyonlarca satış rakamlarına ulaşan ünlü yazar Dan Brown’un “Melekler ve Şeytanlar” kitabı ile daha yakından tanıdı. Söz konusu kitapta CERN’le ilgili gizli ölümcül bir silahdan söz ediyor, tarihi, gizemli sırları, tarikatları, dinle bilimin çatışmasını ve bilim adamlarını tek tek yok eden gizli bir örgütü anlatıyordu.
CERN NEDİR?
CERN Avrupa'nın bilim alanında Rusya ve ABD ile liderlik mücadelesini yürüttüğü bir laboratuvar. CERN II. Dünya Savaşından sonra Avrupa'nın 12 Avrupa ülkesinin (Belçika, Almanya, Fransa, Danimarka, Hollanda, İngiltere, İsveç, İsviçre, İtalya, Norveç, Yugoslavya, ve Yunanistan) işbirliği ile 1954 yılında kuruldu. Merkezi, İsviçre ve Fransa sınırında yer alan ve Cenevre şehrine yakın olan CERN, dünyanın en büyük parçacık fiziği araştırma laboratuvarı. Yaklaşık 80 ülkeden 500 üniversiteyi temsil eden 6500 civarında bilim insanı (dünyadaki parçacık fizikçilerinin yarısı) CERN'e gelerek kendi araştırmalarını gerçekleştirmektedir. Nobel ödüllerini de içeren önemli keşiflerin yapıldığı bir merkezdir.
Şu anda 20 üyesi bulunan CERN'de gerçekleştirilen bu uluslararası işbirliği aynı zamanda yeni teknolojilerin doğması konusunda itici güç oluyor ve iletişimden sağlığa çeşitli alanlarda birçok ürün hayatımıza giriyor. Örneğin, yaşamımızın vazgeçilmez parçası halini almış olan “www - dünya çapında ağ (world wide web) sistemi”nin CERN'de keşfedildiğini biliyor muydunuz?

Mustafa SÜRMELİ


ARŞİV