Cumhuriyet'in 100. yılına özel olarak hazırlanan Çizgilerle Modern Türkiye Mimarlığı serisi, Türkiye’nin modern mimarlık mirasını grafik roman formatında anlatan özgün bir proje olarak dikkat çekiyor. Modern Türkiye’nin inşa sürecinde öncü rol oynayan mimar ve yapıların hikâyelerine odaklanan bu seri, aynı zamanda animasyon uyarlamalarıyla da geniş bir kitleye hitap ediyor. Projenin başlangıcı, danışmanlığını Umut Şumnu’nun yaptığı, 2019 yılında Onur Kutluoğlu tarafından hazırlanan “Mimarlık Tarihi Yazımında Alternatif Anlatı Yöntemleri: Şevki Balmumcu’nun Sergi Evi Yapısının Hikayesinin Opera’nın Hayaleti Grafik Romanı İle Aktarımı” başlıklı yüksek lisans tez çalışmasına dayanıyor. Projenin senaryo yazarlarından akademisyen ve araştırmacı Umut Şumnu ile konuştuk.
HER MEVSİME BİR KİTAP
“Opera’nın Hayaleti grafik romanının bir anlatı türü olarak mimarlık tarihyazımına sunduğu olanaklar ve formatı gereği hikâyeyi, mimarlık tarihinin sınırlı okuyucu grubundan daha geniş kitlelere ulaştırabilme becerisi ilerleyen yıllarda projenin genişlemesine yol açtı.” diyen Şumnu, projenin ortaya çıkış sürecini şöyle anlattı: “VitrA Mimar İlişkileri Ekibi ve Arkitera Mimarlık Merkezi’nin koordinasyonunda modern Türkiye’nin inşasında öncü rol oynayan yapıların ve mimarların hikayelerine odaklanan bir grafik roman dizisi üretilmesi gündeme getirildi. Proje ekibimizin Sait Ali Köknar, Ertuğ Uçar ve Funda Uz’dan oluşan danışma kuruluyla yaptığı görüşmeler sonunda proje kapsamında dört mevsimi temsil eden dört grafik roman hazırlanmasına karar verildi. Proje kapsamında, Mimar Kemalettin’in Ankara Palas yapısı (ilkbahar), Seyfi Arkan’ın Florya Atatürk Deniz Köşkü yapısı (yaz), Şevki Balmumcu’nun Sergi Evi yapısı (sonbahar), Sedad Hakkı Eldem ve Emin Onat’ın Adliye Sarayı yapısı (kış), 1923-1950 yılları arasındaki Türkiye mimarlığını ve bu sürecin dönüm noktalarını, kendi içindeki uzlaşı ve ayrılıklarını temsil eden yapılar olarak belirlendi.”
SEMBOLİK YAPILAR
2023 yılında Karakarga Yayınları desteğiyle serinin ilk kitabı olan, Ankara Palas’ın Merdivenleri ve serinin üçüncü kitabı olan Opera’nın Hayaleti yayınlandı. Cem Dedekargınoğlu ve Umut Şumnu’nun senaryosunu yazdığı ve Onur Kutluoğlu’nun çizerliğini üstlendiği bu kitaplar, daha sonra Kayahan Kaya tarafından animasyon film haline de getirildi. Ankara Palas’ın Merdivenleri adlı grafik romanda 1970’li yılların sonunda genç bir akademisyenin bir tren yolculuğu sırasında tanıştığı bir kişiyle sohbeti üzerinden Mimar Kemalettin’in hareketli yaşam öyküsü ve Birinci Ulusal Mimarlık Akımı’nın en önemli yapılarından biri olan Ankara Palas’ın yapım sürecini konu ediliyor. Opera’nın Hayaleti adlı grafik romanda 1980’li yıllarda Özsoy Operası’nı dinlemeye giden bir mimarlık öğrencisinin daha sonra Şevki Balmumcu olduğunu fark edeceği kişiyle sohbeti üzerinden Balmumcu’nun trajik yaşam öyküsü Sergi Evi binasının yapım ve dönüşüm süreciyle beraber aktarılıyor.
2024 yılında yine Karakarga Yayınları tarafından serinin ikinci kitabı olan Yüzen Köşkün Anahtarı ve serinin dördüncü kitabı olan Sultanahmet’te Var Bir Yılan başlıklı kitaplar okurla buluştu. Cem Dedekargınoğlu ve Umut Şumnu tarafından hikayeleştirilen, Bahadır Yazıcı ve Kayahan Kaya tarafından çizilen grafik romanlar Ahmet Aslan tarafından animasyon film haline getirildi. Yüzen Köşkün Anahtarı, Erken Cumhuriyet döneminin önemli mimarlarından Seyfi Arkan’ın meslek yaşamına odaklanırken, Florya köşkü projesi üzerinden Türkiye’de plaj kültürünün tarihini de belgelemeyi amaçlıyor. Sultanahmet'te Var Bir Yılan adlı yayın ise İkinci Ulusal Mimarlık Akımı’nın iki önemli temsilcisi Sedad Hakkı Eldem ve Emin Onat’ın tasarladığı Adliye Binası’nın hikayesine odaklanıyor ve bu yapı üzerinden hem İstanbul’un çok katmanlı yapısını hem de dönemin mimarlık ortamındaki dinamiklerini ortaya çıkarmayı amaçlıyor.
PROJE DEVAM EDECEK
Grafik romanların son yıllarda mimarlık tarihi çalışmalarında giderek daha fazla önem kazandığına dikkat çeken Şumnu, grafik romancı Chris Ware ve radyo programcısı Ira Glass tarafından projelendirilen ve Ware’in arkadaşı Tim Samuelson’un çocukluk anılarına odaklanan Lost Buildings adlı çalışmanın bu anlamda önemli bir yeri olduğunu söyledi.
Şu ana kadar basılan tüm grafik romanların Türkiye’de modern mimarlığın ortaya çıkışında ve gelişiminde sembolik rol oynayan yapılar olduğunu ifade eden Şumnu, “Makro düzeyde Türkiye’nin modernleşme sürecinin kendi içindeki tartışmaları ve mikro düzeyde bu süreçleri yaşayan mimarların öz yaşam öyküleriyle beraber sunuluyor.” dedi
Türkiye’de modern mimarlık mirası üzerine çok sayıda araştırma, belgeleme ve koruma çalışması yapıldığını söyleyen Şumnu, “Fakat bu tartışmalar ve çalışmalar akademik çevreyle sınırlı kalıyor. Ben yayınlanan bu kitapların ülkemizin modern mimarlık mirasımıza ilişkin duyarlılığı çok daha geniş çevrelere yayma konusunda önemli bir katkı sunacağını düşünüyorum.” diye konuştu.
Seri kapsamında iki kitabın hazırlığı içinde olduklarını paylaşan Şumnu, bu iki kitabın daha çok 1950-1980 arasındaki mimari yapılara odaklanacağını dile getirdi.