“Çocuklar, ebeveynlerinin uzantılarıdır”

Helikopter ebeveynlik kavramını konuştuğumuz Çocuk Gelişim Uzmanı Yurdagül Tabakcı “Çocuğa alan açmak, kendisinin öğrenmesine ve keşfetmesine fırsat vermek, ebeveynliğin sanatıdır. Ve bu sanat geniş aile ve toplumla derinleşir.” diyor

27 Eylül 2024 - 10:33

Neredeyse bütün ebeveynler çocuklarını koruyup kollamak ister. Çocuklarının sağlıklı,  güvende olması için ellerinden geleni yaparlar. Fakat bazen ebeveynlerin çocukları koruyup kollama ve güvende tutmayı hayatının tek meselesi haline getirmesine tanıklık ediyoruz. Tek odağın çocuk olduğu, aşırı koruyucu ve kollayıcı tutumların sergilendiği helikopter ebeveynlik son yıllarda karşımıza sıkça çıkan kavramlardan. Biz de okulların açılmasıyla birlikte helikopter ebeveynlik kavramını gündemimize alıp Çocuk Gelişim Uzmanı Yurdagül Tabakcı ile konuştuk.

  • Helikopter ebeveynlik nedir? Anne babalar neden helikopter ebeveynlik yapar?

Aşırı koruyucu ve sürekli kontrol edici ebeveyn tutumları, literatürde “helikopter ebeveynlik” olarak tanımlanmaktadır.

Çocuklar, ebeveynlerinin uzantılarıdır. Ebeveynler, çocukları vasıtasıyla yeni bir yaşam deneyimlemek isterler, esasen bunu içgüdüsel olarak yaparlar çünkü çocuklar kendileriyle özdeştir; ebeveynlerin çocukları kendilerinden ayrı bir varlık olarak görebilmesi oldukça güçtür. Aslında bu, insan doğasının egoistik yapısının bir yansımasıdır. Egoizm, insanın doğuştan sahip olduğu en temel güdü olarak tanımlanır ve insanın sürekli olarak daha fazla haz alma, kişisel çıkarları doğrultusunda hareket etme eğilimini ifade eder. Anne ve babalar, çocukluğunda yaşayamadığı hazları, çocukları üzerinden yetişkin olduklarında yaşamaya devam etmek isterler.

“UYGUN DÜZEYDE EBEVEYN DESTEĞİ”

  • Koruyucu, kollayıcı ve dikkatli olmanın neresi kötü?

Çocuklar ve gençler, gelişim süreçlerinde yaşlarına ve gereksinimlerine uygun düzeyde ebeveyn desteğine ihtiyaç duymaktadır, bu elbette çok doğal. Hatta ebeveynlerin bu desteği, çocukların sosyal ve duygusal gelişimlerinde pozitif etki de yaratır; ancak, müdahalenin aşırı düzeyde olması ve çocuğun gelişimsel aşamalarına uymaması olumsuz sonuçlar doğurur. Bizler çocuklarımızın ilerlemesini, büyümesini -olgunlaşma- ve gelişmesini istiyorsak; onlara problem ve bu problemleri çözecek alanlar yaratmalıyız. Aksi takdirde, çocuklarımız büyüse de -fiziksel olarak- “çocuk” olarak kalacaktır. Yarattığımız bu problem alanı, çocuğun kendi potansiyelini ortaya çıkarmasına zemin hazırlar -öz yeterlilik, karar verme ve inisiyatif alma becerisi, duygusal dayanıklılık- ve o noktada artık, problem çözme kapasitesi olan bir varlığın gelişiminden bahsedebiliriz. 

  • Hangi ailelerde ortaya çıkıyor. Örneğin 3-4 çocuklu ailede olur mu?

Esasen helikopter ebeveynlik, insan doğasının salt yansıması olmakla birlikte, ebeveyn bu doğanın -insanın sürekli olarak daha fazla haz alma, kişisel çıkarları doğrultusunda hareket etme eğilimi- dışına çıkmaya çalıştıkça ve çocuğunun kendinden ayrı bir varlık olduğu ile hemfikir oldukça helikopter ebeveynlik sarmalından kurtulmaya yaklaşacaktır. Çok çocuklu ailelerde bu döngü daha kolay kırılır. Ailenin 4 çocuğu varsa helikopter ebeveynlik eğilimi baskın olarak ilk çocukta görülür. Diğer çocuklara geçişte maddi ve manevi kaynaklar azalır. Ancak insan ve onun egoistik doğası var olduğu müddetçe de helikopter ebeveynlik literatürde kendine yer bulmaya devam edecektir.

“HAYATI DOĞRUDAN DENEYİMLEME ALANI YARATILMALI”

  • “Çocuklara problemleri çözecek alanlar yaratmalıyız. Aksi takdirde, çocuklarımız büyüse de -fiziksel olarak- “çocuk” olarak kalacaktır." dediniz. Bunu örneklendirebilir miyiz? Çocuğun problem çözme kapasitesini geliştirmek için neler yapmalıyız? 

Çocuklara, yaşlarına uygun sorumluluklar vermek, onların problem çözme becerisini güçlendirir. Örneğin, çocuklar günlük yaşam becerilerinde -ev işleri- sorumluluk alabilirler. Çocukların bu alanda yaşlarına uygun olacak şekilde sorumluluk alması ve bu sorumlulukları adım adım gerçekleştirmesi esasen çocukta “Ben yeterliyim, ben kendime bakabiliyor ve kendi ihtiyaçlarımı karşılayabiliyorum” hissiyatını uyandırır. Bu hissiyata “özyeterlilik” diyoruz. Çocukların problem çözme kapasitelerini geliştirmek için hayatın içinde doğal olarak ortaya çıkan engeller üzerine antrenmanlar yapmak oldukça faydalıdır. Bu engeller de en çok çocukların etkileşime girmiş oldukları gruplar içinde çıkar. Çocuğa hayatı doğrudan deneyimleme alanı yaratılmalıdır. Bu deneyimin yaşanması adına da ebeveynler belli noktalarda “korumacı tutum”u devre dışı bırakarak “rehberlik modu”nu açmalıdırlar. Bu rehberlik ile kastedilen çocuğa gereken yerlerde ve ona da alanlar açarak çocuğun kendisinin keşfetmesine ve öğrenmesine fırsat vermektir. Doğru manevra noktalarını tespit etmek ve çocuğa alan açmak, kendisinin öğrenmesine ve keşfetmesine fırsat vermek, ebeveynliğin sanatıdır. Ve bu sanat geniş aile ve toplumla derinleşir. 

Yaş grubu fark etmeksizin çocukların hem evde hem de grup faaliyetlerinde sorumluluk almaları ve hayatın akışında hayatı deneyimlemeleri onların problem çözme kapasitelerini geliştirecektir. 

Problem çözme becerileri gelişmediğinde de kişi yetişkin yaşamında “çocuk kalmaya” devam eder. Ne demek istiyorum bu söylemle? Helikopter ebeveyn her şeyin “en iyisini, en güzelini” çocuğu adına yapmışsa, en basit seçimlerden biri olan yemek seçimini dahi yapamamışsa bir çocuk, “Akşam yemeğinde tavuk mu yemek istersin balık mı?” çocuğun karar alma mekanizması gelişmez. Öte yandan çocuk hata da yapmaz. Bizler, tüm insanoğlu hatalarımız sayesinde geliştik… Çocukların hata yapma haklarını ellerinden almak esasen onların gelişimlerinin önündeki en büyük engel. Çocuklara her problemin anında çözülemeyeceğini ve bazen başarısızlıkların olabileceğini öğretmek gerekir. İnsan ancak bu şekilde olgunlaşır. Olgunlaşma süreci de sabır ve deneyimlerle gerçekleşir. Bu sebeple, çocuklara bazen çözemeyecekleri durumlarla karşılaştıklarında sabretmeyi, tekrar denemeyi ve çözüm yolunda çaba göstermeyi öğretmek gerekmektedir. Hatta bu tür engelleri de oyunlar vasıtasıyla çocuklara deneyimletebiliriz. 

  • Yetiştirilme tarzının nasıl bir etkisi var? Sağlıklı çocuklar yetiştirmek için neler yapmalı?

“Sağlıklı çocuk”, doğru aile yapısı içinde gelişir. Aileler, evde çocukları ile ilişki tesis etmelidirler. Bu ilişki tesisi esasen ailede bağı geliştirir ve birbirine gerçek manada bağlanmış ve bir takım gibi hareket eden aileler çocukları ile oldukça yakından ilgilenirler ve çocuğun gerçekten neye ihtiyacı olduğunu çocuk ile birlikte araştırırlar.

Aslında çocuklar günümüzde dışarıda -evin dışında- koşturuluyor -o kurstan bu kursa- fakat olması gereken, bu koşturma halinin evde olmasıdır. Çocuk, anne ve babası ile güçlü bir bağ kurarsa ancak, özgüveni gelişir ve ailesinden ayrı bir varlık haline gelir. İşte o zaman çocuk, içinde bulunduğu toplumla, halkla hayata bakar ve hayatı kavrar. Birlikte çalışma, paylaşma, işbirliği yapma, toplumsal sorumluluk alma nosyonları önemli olur artık. Bu süreç, çocuklara başkalarını düşünme, dayanışma ve karşılıklı yardım değerlerini kazandırır.

“GÜVEN AİLEDE TESİS EDİLMELİ”

  • Ebeveynler çocuklara ilişkin onların sınırlarını aşıp aşmadıklarını anlamak için kendilerine hangi soruları sormalı sizce? 

Çocuğuma kendi sorunlarını çözmesi için yeterli alan tanıyor muyum? Çocuğumun duygusal ve fiziksel ihtiyaçlarını gerçekten anlıyor muyum, yoksa kendi isteklerimi mi ondan talep ediyorum? Çocuğuma seçim yapma özgürlüğü tanıyor muyum? Çocuğumun yaşına ve gelişim seviyesine uygun beklentiler içinde miyim? Çocuğumu koruma isteğim onun deneyim kazanmasına ve büyümesine engel oluyor mu? gibi sorular bunlardan bir kaçı olabilir.

  • Ben çocuğumla arkadaş gibiyim sözlerini de çok duyuyoruz. İnsanın çocuğuyla arkadaş gibi olması doğru mu?

Ebeveynler, çocukların hislerini aktarmalarına fırsat vermelidirler ve çocuk bu güven ortamı içinde duygularını ve düşüncelerini ebeveynlerine açabilmelidir. Kısacası güven, önce ailede tesis edilmelidir. Katı otoriter bir tutum yahut helikopter ebeveynlik yerine karşılıklı güven içinde ancak öte yandan da sınırların olduğu bir zeminde dengeli bir şekilde ilişkiler yürütülmelidir. Esasen ebeveynin görevi, çocuğuyla arkadaş olmaktan ziyade çocuğu her anlamda hayata hazırlamaktır. Güven, samimiyet, sevgi, aile içinde bağ, sınırlar ve ebeveynin rehberliği de bu hazırlığın en önemli unsurlarıdır.  

 

ARŞİV