Duymadan dans etmek mümkün mü? İki halk oyunu eğitmeni Sema Özger ve Eren Ülgün bu sorunun cevabını “Engelsiz Dans” projesiyle vermeye çalışıyor. Sema Özger Mozaik Folklor Kültür ve Sanat Derneği’nin başkan yardımcısı ve aynı zamanda eğitmen. Geçtiğimiz mayıs ayında işitme engelli bir çifte, düğünlerinde oynamak üzere özel zeybek eğitimi veren Özger, başlangıçta “Nasıl olacak, müzik yok, ritim yok, komutları duyabilirler mi?” diye endişelenmiş ama 6 saatin sonunda korktuğu olmamış ve ortaya harika iş çıkmış.
DÜĞÜNLERİNDE DANS ETMİŞLER
Özger süreci şöyle anlatıyor: “Bizim için onların azmi ve çabası çok önemliydi. Düğünlerinde yaptıkları dans epey takdir kazandı. Biz de Mozaik PSA olarak işitme engellilere nasıl faydamız dokunabilir diye düşünmeye başladık. Sonra İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği ilk adımı attı ve birlikte bir gönüllülük projesi oluşturduk. Başlangıçta küçük düşünülen bu aktivite her iki derneğin ve Turkcell Diyalog Müzesi’nin sosyal medya hesaplarından yayınlandı, herkesçe duyuruldu ve büyüdü.”
Oyuncuların bir kısmı implant ile duyuyor, bir kısmında işitme cihazı var, bazıları ise hiç duyamıyor. Derslerde çevirmen Serap Hanım, Sema Özger’in tüm konuşma ve komutlarını oyuncular için çeviriyor. İçlerinde kısıtlı da olsa duyabilenler ritmi takip edebiliyor.
Eren Ülgün ve Sema Özger.
KOMUTLAR İŞARET DİLİYLE ÇEVRİLİYOR
Her cuma Bahariye Ortaokulu’nda düzenlenen derslerde 2 saat boyunca eğitim veriliyor. Özger, derslerde izledikleri yöntemi şöyle açıklıyor: “Şu an 20’nin üstünde işitme engelli öğrenci var. Oyuncuların dörtte birlik kısmı hiç duymuyor. Ritmi hoparlörlere dokunarak algılamalarını sağlıyoruz, yanı sıra kendimize has geliştirdiğimiz bazı farklı teknikler de uyguluyoruz. Aslında görme-hissetme ve öğrenme modeli diyebiliriz. İzliyorlar, tekrar ediyorlar ve doğru ritim ile senkron yakalandığında müzik neredeyse sadece izleyiciler için çalıyor. Harmandalı ve Elazığ yöresi halk oyunları eğitimleri veriyoruz.”
SAHNEDE DANS EDECEKLER
“Engelsiz Dans” projesi, 8 hafta sürecek. Program bitiminde Mozaik Folklor Kültür ve Sanat Derneği ile İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği’nin ortak kararı sahne gösterisi olması yönünde. Öğrenciler de bu konuda oldukça istekli ve heyecanlı. Mozaik Folklor, Kültür ve Sanat Derneği’nin Başkanı Eren Ülgün de dans etmenin önünde engel olmadığını söylerek, “Hepimizin bir gün engelli olabilme potansiyeli taşıdığını ve maalesef engelliler için yeterince sosyal, kültürel etkinliklerin yapılmadığının farkındaydık. Yaklaşık bir yıl kadar araştırmalar yapıp, makaleler okuyarak bazı teknikler ve işitme engellilerde ritim algısını oluşturabilecek cihazlar geliştirdik.” diyor.
PROJEYİ BÜYÜTMEK İSTİYORLAR
Ülgün, projenin büyümesini ve daha fazla işitme engelliye ulaşmak istediklerini belirtiyor ve ekliyor: “Mevcut projenin finansmanını gönüllülük esasıyla biz karşılıyoruz. Dernek olarak kısıtlı imkanlar sunabiliyoruz. Sponsor bulabilirsek çok daha geniş kitlelere ve hatta görme gibi farklı engelleri olan arkadaşlarımıza da farklı projeler ve etkinlikler yapmak isteriz. Proje kapsamında işitme engelli çocuklarının ders almalarını isteyen ebeveynler oldu. Aileleri aracılığı ile başvuran işitme engelli 3 çocuk öğrencimize sayıları yeterli olmadığı, yetişkinlerden farklı ve özel dersler almaları gerektiği için kısıtlı zaman ayırabildik. Ülkemizde işitme engelli olup henüz 9 yaşında baleye başlayan Eda Tavacı örneği var. Başka balerinler, baletler ve dansçılarımız, hatta tiyatrocularımız bile olabilir. Aileleri bu konuda daha istekli olmaya davet ediyoruz ve evlatlarını kültür ve sanata yönlendirmelerini rica ediyoruz.”
“SESLERİ DANSLA HİSSEDİYORUM”
Engelsiz Dans projesinde eğitim alan 20 kişi farklı yaş gruplarından oluşuyor. Hemen hemen hepsi dans ederken gülüyor ve eğleniyor. Salih İncedere de dans ederken eğlenenlerden biri. İncedere, neden dans etmek istediğini ve neler hissettiğini şöyle anlatıyor: “Sosyalleşmek başta olmak üzere, İşitme engellilerin de duyan insanlar gibi dans edebileceğini göstermek için bu kursa başladım. Dans etmek beni heyecanlandırıyor, her zaman herkes gibi ben de dans etmek istedim. Araştırmalarım sonucunda işitme engellilere dans kursu veren bir yer bulamamıştım, işitme engelli eşim ile birlikte Sema hocadan düğün dersi aldık önce. İlk dansımızı zeybek ile yaptık, çok güzel ve keyifliydi. Sonrasında böyle bir fırsatla tekrar katılmak istedim.”
Aydın Heybeli, Semiha İncedere ve Salih İncedere.
Salih İncedere başta biraz zorlansa da pes etmemiş: “Müziği düşük tempoda olan kısımları değil de yüksek tempodaki yerlerinden ritmi yakalayıp o dansa ait adım sayılarını zihnimde birleştirerek algılıyorum. İlk kez dans ettiğimde zorlandım ama birkaç hafta çalışmalara katıldıktan sonra ve üzerinde durdukça kolay geldi.”
Salih İncedere ile kısa zaman önce evlenen Semiha İncedere ise “Az duyduğum için yüksek sesleri dansla hissedebiliyorum” diyor. “Diğer dansları da öğrenmek istiyorum” diyen Semiha İncedere, “Dans ederken iyi hissediyorum, duygulanıyorum, çok eğleniyorum. Bizim için zor olacak mı bilmiyorum ama şu anda zorlanmıyorum. Ama yavaş yavaş hepimiz için daha kolay olacak.” diyor.
Dans etmeyi çok sevdiğini söyleyen Aydın Heybeli de duygularını şu sözlerle anlatıyor: “Dans etmeyi çok seviyorum ama bana bunu öğretecek bir merkez bulamadığım için arayış içindeydim. Şimdi de doğru yerdeyim. Dans etmek beni çok mutlu ediyor ve eğlendiriyor. Heyecanlanıyorum. Müziği çok seviyorum ve az duyabildiğim için hep zorlanıyorum. Ama ses ve tempo yükselince algılayıp dans edebiliyorum.”