Samet AKTEN
Sinan Mintaş, 70 yaşında emekli bir işletmeci. 10 yıl önce kısa aralıklarla iki farklı kansere türüne yakalandı. Önce kolon kanseri olduğunu öğrenen Sinan Mintaş’a kısa bir süre sonra da prostat kanseri teşhisi konuldu. Sağlık sorunları nedeniyle hayatı alt üst olan Mintaş, çalıştığı işten ayrıldı. Stresten uzaklaşmak için de tedavisine dans ve müziği de ekledi.
Kanser teşhisi konulduktan kısa bir süre sonra Kadıköy Belediyesi’ne bağlı Kuşdili Sosyal Hizmet Merkezi’ni keşfeden Mintaş, bu merkezde resim, müzik, drama, dans gibi tüm sanat kurslarına kaydoldu. Sinan Mintaş’ın 2013 yılında tanıştığı dans, şu an hayatının vazgeçilmezi konumunda. Salsa, bachata, sirtaki gibi türlerde ileri seviyede dans edebilen Mintaş, kanserde en önemli etkenin stres olduğunu, kanseri yenmeyi de dans ve müzikle başardığını söylüyor.
“DANS STRESİ YOK EDİYOR”
Mintaş, hayatını değiştiren kanseri ve kanseri yenmesini sağlayan dansa, müziğe nasıl başladığını şöyle anlattı:
“Kanseri ilk duyduğumda duvara toslamış gibi oldum. Bir sürü tetkikler yapıldı ve bir kanser daha olduğumu öğrendim. O zamanki ruh halimi düşünün. Önce birinden, 12 ay sonra da diğerinden ameliyat oldum. Doktorlar asla strese girmemem gerektiğini söyledi. Kanserde en önemli şey stresten kurtulmak. Stresle başa çıkmak için de en güçlü şeyin dans olduğunu öğrendim. Özellikle Latin dansı, stresi hemen yok ediyor. Alzheimera karşı da çok güçlü bir etkisi var. Çünkü dans esnasında her 3 saniyede bir beyniniz karar almak zorunda. Keşke kanser olmadan başlasaydım belki o zaman kanser bile olmazdım.“
RESİM, DRAMA, DANS...
Sinan Mintaş, 60 yaşına kadar hiçbir sanat dalıyla uğraşmadığını; doktorlarının tavsiyeleri ve kendi araştırmaları sonrasında dans ve müzik ile tanıştığını belirtti. Kadıköy Belediyesi Kuşdili Sosyal Hizmet Merkezi’ndeki kurslara kaydolduğu gün hayatının değiştiğini ifade eden Mintaş, “Ameliyatlardan sonra bir gün Kadıköy’de yürüyordum. Bir yerden de müzik sesi geliyordu. Çıktım, yukarı üst kata. Ben de katılabilir miyim dedim. Bu işlere girişim o şekilde oldu. Şu ana kadar 30’ya yakın konserde tambur çaldım. Daha sonra Kuşdili Sosyal Hizmetler Merkezi’nde resim, drama, dans kurslarına başladım. O gün bugündür devam ediyorum. Ben 70 yaşındayım. Benim yaşımdakiler ya evinde televizyon seyrediyor ya da kahvelerde pişpirik oynuyor. Oysa biz burada büyük bir coşkuyla arkadaşlarla beraber dans ediyoruz” dedi.
Stresin kanser dahil tüm hastalıkların en önemli sebebi olduğunu vurgulayan Mintaş, “Peş peşe hem kolon kanseri hem de prostat kanseri olunca hemen bütün sağlık kitaplarını karıştırmaya başladım, kanserden nasıl kurtulurum diye. Kanserde de en önemli şeyin stresten kurtulmak olduğunu öğrendim. Bağışıklık sistemi istediği kadar güçlü olsun stres bütün hastalıklara karşı kapıyı açık tutuyor. Biz hayatımız boyunca hep çalışıyoruz. Yapılan hiçbir iş insanın tabiatına uygun değil. Bu evler, bu binalar hiçbiri insanın tabiatına uygun değil. Bir yaştan sonra da olsa iyi ki öğrendim bunu. Ya ben hiç Kuşdili’ne gelmeseydim ya sanatla tanışmasaydım. İnan ben kendimi yaşamamış sayardım. Birisi gelsin dans etmeye başlasın diyecek ki ben daha önce hiç yaşamamışım” şeklinde konuştu.
Kuşdili Sosyal Hizmetler Merkezi’ndeki sanat kurslarına başladığında ailesinin çok şaşırdığını ifade eden Mintaş, “60’ı devirmiştim o zamanlar. Evde eşim ve çocuklarım, sen bu yaştan sonra dansa mı gideceksin falan diye şaşırdılar, inanamadılar. Sonra alışmaya başladılar tabi. Şimdi eşim severek gönderiyor beni buraya. Çünkü bu kursların müthiş bir faydasını gördüm” dedi.