Herkes İçin Mimarlık Derneği (HiM), 2011 yılında İstanbul’da kurulan ve Kadıköy’de faaliyet gösteren bir platform. Farklı meslek gruplarından gönüllü öğrencilerin ve profesyonellerin biraraya gelerek kurduğu Herkes İçin Mimarlık Derneği (HİM), sosyal sorunlara mimarlık ve tasarım yoluyla çözüm yolları üretiyor. HİM, şu ana kadar gönüllük esasına dayanarak kentsel ve kırsal alanlarda birçok projeyi hayata geçirdi. Katılımcı mekanizmaları teşvik ederek toplum içinde mimarlık bilincinin arttırılmasını sağlamak isteyen Herkes İçin Mimarlık Derneği ekibi son olarak deprem bölgesinde kamusal mekanlar inşa etmeye başladı. Herkes İçin Mimarlık Derneği’nden Emre Gündoğdu ile çalışmalarının detaylarını konuştuk.
Herkes İçin Mimarlık Derneği olarak deprem bölgesine gittiniz ve orada hala çalışmalar yürütüyorsunuz. Bize bu çalışmalardan bahseder misiniz?
22 Mart’tan itibaren Kahramanmaraş Dulkadiroğlu ilçesi Sümer Mahallesi’ndeki Sümer Ortaokulu'ndayız. Üçte bir nüfusunu Suriyelilerin oluşturduğu mahalle dezavantajlı gruplara ev sahipliği yapıyor. Depremin başından beri KAF Kolektif adlı bir ekip burada konumlanmış vaziyette ve mahalledekilerin ihtiyaçları için, mahalledekilerle birlikte çalışıyorlar. Biz de ilk uygulama fikrimiz olan topluluk merkezini burada uygulamayı KAF’a önerdik ve kabul etmeleri üzerine burada çalışmaya başladık. Topluluk merkezini Sivil Toplum için Destek Vakfı ve Turkey Mozaik Foundation’dan Kahramanmaraş Depremi Küçük Destek Fonu katkısıyla gerçekleştiriyoruz.
Tasarım Atölyesi Kadıköy’de bir toplantı yaparak, forum gerçekleştirmiştiniz.
Evet. Ahşap bazlı yaptığımız bu yapı için 4-5 Mart tarihlerinde Tasarım Atölyesi Kadıköy’de 45 kişinin katılımıyla bir tasarım atölyesi yaptık. Atölyeden sonra 150 kişinin katıldığı bir de forum gerçekleştirdik. Bu atölyeden çıkan fikirlerin ışığında, sahadaki değişken durumlara karşı adapte ettiğimiz projenin uygulamasını nisan ayı sonuna kadar tamamlamayı hedefliyoruz. Bir yandan KAF yaptığı çalışmalara da elimizden geldiğince katkıda bulunuyoruz. Aynı zamanda KAF ve All Hands and Hearts ekibi bizim çalışmalarımıza destek oluyor. Ayrıca Topluluk merkezi çalışmaları sırasında bağımsız katılımcılar tarafından oluşturulan Oyun Parkı Kolektifi’yle de birlikte yine Sümer Ortaokulu bahçesine çıkma malzemelerden oyun parkı yapılmasına da katkıda bulunduk.
“YENİ PROJELER ÜRETİYORUZ”
Deprem bölgesine gitmeye nasıl karar verdiniz?
Depremin ikinci gününden geçici ve uzun vadede yapabileceklerimizi konuşmaya başladık. Barınma meselesi üzerine de düşünmeyi ihmal etmedik ama meselenin ölçeklendirme zorluğu nedeniyle ilk etapta toplulukların biraraya gelebileceği mekanlar üretmeye yöneldik. Biraraya gelinebilecek kentsel altyapı belki deprem öncesinde de yetersizdi, depremden sonra da önemli ihtiyaçlardan biri oldu. Geçmişte benzer ahşap strüktürler üretme tecrübelerimizden ahşapla tasarlayıp uygulamak düşüncelerimizden biri oldu. Diğeri ise toprakla yapabileceklerimiz üzerine düşünmekti. Bu konuda deprem dayanımı kanıtlanmış Süper Kerpiç (Super Adobe) tekniği üstüne konu hakkında tecrübesi olan danışmanlarla başından beri toplantılar yapıp projeler geliştiriyoruz. Bir yandan şubat ayındaki ilk keşif gezimizde farklı bölgelerden aldığımız toprak numuneleri üniversitede testlere tabi tutuluyor. Bu testlerin sonucuna göre toprağın içine dayanım için katacağımız malzemelerin oranına karar verip toprak ile de üretmeye başlayacağız.
- Deprem bölgesinde nelerle karşılaştınız?
Şubatta gittiğimizde durum çok sarsıcıydı. Bu kadar fazla yerleşimin nasıl yeniden canlandırılabileceğini hayal edememiştik. Şu anda da durum kötü ama Kahramanmaraş özelinde daha hareketli bir ortam var. Ama yine kentlerin nasıl yeni bir hayalle oluşturulacağı sorusu ortada duruyor. Bunun için en kötüsü herhalde bir ya da birkaç sınırlı yerden alınacak kararlarla hareket etmek olacaktır. Birlikte tartışmaya ve harekete geçmeye imkân verecek koşulların, ortamların oluşturulması gerekiyor.
“HALK HER ZAMAN DESTEK OLUYOR”
KAF ile birlikte çalışmalar yürütüyorsunuz. Sanırım bölge halkı da bu çalışmalara dahil oluyor.
Evet. KAF’ın mahalleli ile birlikte çalışma modelinden etkilenip burada çalışmaya karar vermiştik. Bu model işlemeye devam ediyor, buradaki çalışmalarımıza halkın yardımı eksilmeden devam ediyor. Ayrıca yeni projeler için kurumlarla ve insanlarla konuştuğumuz her yerde herkes yardımcı oluyor. Bölgede yapılacak iş çok ve çok uzun zaman alacak. Bir şeyler yapmak için geleceklere halk her zaman destek olacaktır.
-İstanbul için de bir öngörünüz var mı? Yani orada gördüğünüz eksikler İstanbul'da da var mı?
En büyük eksiklik tabii ki sağlam yapıların yetersizliği. Bu maalesef hızla çözülemeyecek bir konu, geçmiş depremlerden ders alınarak bugüne kadar çözülmemiş olması da ülke olarak utanmamız gereken bir konu. İstanbul özelinden bu depremden öğrenilebilecek en önemli konulardan biri ise yeşil alanların, parkların önemi. Bu alanların deprem sonrasında çok önemli rol oynadıklarını sahada gördük. İstanbul’da sürekli yaşadığımız yeşil alan kaybı kent hayatı ve afet sonrası için kabul edilemez boyutta.
Çalışmalarımız, Kahramanmaraş Mimarlar Odası, Türkoğlu Belediyesi, Ali İsmail Korkmaz Vakfı gibi kurumların ihtiyaçları için devam edecek. Süreçlerimizi himafet.org ‘dan takip edip destek olabilirsiniz.